Teknoloji, insanoğlunun doğaya üstünlük sağlamak üzere tasarladığı bir disiplin olarak tanımlanmaktadır.

Teknoloji, insanoğlunun doğaya üstünlük sağlamak üzere tasarladığı bir disiplin olarak tanımlanmaktadır. İnsanoğlunun teknoloji gücü arttıkça, kendi hesapları ve menfaatleri doğrultusunda doğayı daha fazla kullanmaktadır. Haliyle dağ, tepe, ova ne hesabına gelirse canına okumaktadır. Birkaç sene önce Konya ovasında meydana gelen onlarca göçük, epey korkutmuştu ama önlem alınmayınca göçükler daha da artmaya başladı. Bu yaz itibariyle meydana gelen toplam obruk-göçük sayısı altı yüzü aştı.
Yer altı suyunun, karbondioksit ile birleşimi sonucu karbonik asit oluşmaktadır. Bu karbonik asit kireç taşının yoğun olduğu toprakları zamanla çözmekte ve yer altında büyük mağaralar oluşmaktadır. Toroslarda benzer karbonik asit oluşumu nedeniyle çok sayıda mağara bulunmaktadır. Hatta bunlardan Damlataş, Cennet-Cehennem, Yedi Uyurlar gibi bazı mağaralar oldukça meşhurdur. Düz alanlarda oluşan bu mağaralar zaman içerisinde üzerindeki yükü taşıyamamakta ve göçmektedir. Bu derin göçüklere obruk adı verilmektedir. Çözünebilir kayaçların bulunduğu bölgelerde çok sayıda çöküntü bulunmaktadır.
Obrukların çoğu iki şekilde oluşmaktadır. Birincisinde alttaki eriyebilen kayaçlar topraktan sızan sularla çözünür ve kayaç içinde bulunan doğal boşluklar genişler ve boşluklara toprak dolar. Yer altı suyu kayacı çözmeye devam ettikçe toprak ortadan kalkar ve geride yamaç eğimi düşük, derinliği fazla olmayan çöküntüler ortaya çıkar. Yan taraflarda da meydana gelen çöküntüler de birleştiğinde, geniş obruklar meydana gelir. Aynı zamanda yer altında oluşan mağaraların tavanları çöktüğünde, kenarları dik, derin kuyular meydana gelir. Obrukların oluşması için karstik alanların bulunmasından başka şartlar da gerekmektedir. Yer altı su seviyeleri farklı havzalarda da suyun akış hızına bağlı olarak karbonik asit oluşmakta ve kayaçları eriterek yeraltında büyük boşluklar oluşturmaktadır. Bu boşluklar zaman içerisinde üzerindeki yükü taşıyamadığı için göçmekte ve çok büyük obruklar oluşmaktadır.
Obruk platosunun oluşumu yer altı su seviyeleri farklı olan havzalardaki su hareketliliğinden kaynağını almaktadır. Tuz gölü havzası ile Konya Ovası arasındaki Obruk Platosu adeta bir eşik durumundadır. Konya havzası yüksek olup, Tuz gölüne doğru sürekli bir akış bulunmaktadır. Bu akışın oluşturduğu erime güncel obrukların oluşumunun başlıca sebebidir. Burada doğal obruk oluşumu kaçınılmazdır.
Ülkemizin yeraltı sularının neredeyse üçte biri Konya havzasında bulunmaktadır. Son zamanlarda Konya ovasında sulanan arazi varlığı önemli derecede artmıştır. Yıllık yağışın çok üzerinde, yer altından su çekilmektedir. Dolayısıyla tuz gölü küçülmeye başlamıştır. Bölgede kırka yakın sulak alan kurumuştur. Sulanan arazi varlığı arttıkça, Tuz gölü kuruma tehlikesiyle karşılaşacaktır. Göller yöresindeki göller de küçülmeye devam etmektedir.
Göller küçülürken, obruk sayısı da her geçen gün artmaktadır. Seksen metreyi bulan obruk derinlikleri, nüfusu yoğun bölgelerde tehlike arz etmektedir. Konya ovası hızla bir felakete doğru sürüklenmektedir. Sulama uygulamalarının kısıtlanmasından başka çare yoktur. Bir yandan yer altı su kaynaklarını besleyecek yıllık yağış miktarı azalırken, diğer taraftan yer altı suları çok daha fazla kullanılmaktadır. Diğer bir deyişle tahıl ambarı ova çift taraflı tükenmektedir.