Yaklaşık on beş yıldır memleketin birçok bölgesi güz kurağı çekiyor. Kuraklıklar kışa doğru uzamaya devam ediyor.
Yaklaşık on beş yıldır memleketin birçok bölgesi güz kurağı çekiyor. Kuraklıklar kışa doğru uzamaya devam ediyor. Bir miktar yağan yağmurlar toprağı doyurmadı. Kasımın ortalarına gelinen bugünlerde geceleri çiğ yağsa da poyraz kurutuyor. Kış geliyor ama yağmur hala kısa süreli aralıklarla görünüyor. Sulanan alanlarda dahi toprak kupkuru duruyor. Göletlerde su tükenmeye yüz tuttu.
Sonbahar yağışları aslında çayırın çimenin yeşermesi için önemli olduğu gibi, kışlık ekimler için de elzemdir. Ekim ve kasım aylarında 150 mm civarında yağış düşmesi gerekir.
Kuraklık meraya dayalı hayvancılığı da olumsuz etkilemektedir. İlk yağmurlarla yeşeren otlar sararmaya başladı bile. Sonbaharda meralarda gelişen ot kuzu ve oğlak gelişimi için önemlidir. Aynı zamanda, meraya dayalı hayvancılıkta süt verimini de yakından etkilemektedir. Bahar daha uzun sürmektedir.
Yağış yetersizliği bölge arıcılığını yakından etkilemektedir. Güzün açan çiçekli bitkilerde hala çiçek yok. Arılar polen bulmakta zorlanıyor. Püren çiçek açtı ama bir veriyor bir vermiyor. Kovanlarda bal var ama polen az geldiği için çoğu kovanlarda yavru da yumurta da yok. Oysa bu mevsimde genç arı nüfusunun artmasında fayda var. Genç nüfusla kışa giren arılar bahara daha güçlü çıkarlar.
Ülkemizin hemen bütün bölgelerinde olduğu gibi Çanakkale’de de kışlık ürünlerden en fazla buğday ekilmektedir. Arpa, yulaf ve tritikale ekilişi düşük düzeylerdedir. Yine fiğ ve yem bezelyesi ekilişi kayda değer düzeydedir. Kışlık ekim işleri yağış yetersizliği nedeniyle yavaş ilerlemektedir. Ekim zamanı geciktikçe verimin azalması kaçınılmazdır. Ekimde gecikilen her gün yaklaşık dekar başına 5 kg verim kaybı anlamına gelmektedir.
Bu sene kışlık ekimler geç kalıyor. Ağız tadıyla ekim yapabilecek bir yağış düşmedi. Bundan sonra yapılacak ekimlerde hızlı hareket etmekte yarar vardır. Ne kadar erken ekim yapılabilirse verim o derece yükselmektedir.
Normal zamanlarda, Kasım ayı içinde mantar ve melki çıkar, insanımız yakın çevredeki ormanlık alanlarda hem spor yapar hem de mantar toplardı. Bu sene yeterli yağış düşmeyince melkiler bile büyüyemedi. Çiğ yeterli gelmiyor.
Kışlık ekimlerde kuruya ekim yapmak da mümkün. Orta Anadolu’da çoğunlukla kuruya ekim yapılır. Ancak risklidir. Az bir yağış alatav sorunu yaratabilir. Tohum çimlenir, ardı kurak kalırsa fidecikler kurur. Bu nedenle tavlı toprağa ekim yapmak her zaman daha iyidir. Bununla birlikte geç gelen yağışların fazla olması ve toprağın tava gelmeme ihtimali de bulunmaktadır.
Çiftçilik zor zanaat. Üstü açık. Kontrol edilemeyen şartlar oluşabiliyor. Aslında sulama alt yapısı olan bölgelerde sulama imkânlarından yararlanmak mümkündür. Ancak göletlerde su seviyesi çok düşük. Beklemekten başka çare görünmüyor.