İngiltere Başbakanı Boris Johnson’un Türkiye kökenli olduğunu herkes biliyor.
İngiltere Başbakanı Boris Johnson’un Türkiye kökenli olduğunu herkes biliyor. Çankırı ilinin Orta ilçesine bağlı Kalfat Beldesinden başlayan hayat hikâyeleri vardır.
Kurtuluş Savaşı'na karşı muhalif görüşleri nedeniyle gözaltına alındıktan sonra yargılanmak üzere Ankara'ya götürülürken 6 Kasım 1922 yılında İzmit'te öfkeli kalabalık tarafından linç edilen gazeteci Ali Kemal'in torununun oğlu olan İngiltere Başbakanı Boris Johnson'un ablası gazeteci Rachel Sabiha Johnson, aile geçmişleriyle ilgili önemli bilgiler açıkladı. Büyük annelerinin köle olarak satıldığını ve Çerkez olduğunu yazdı.
Sabiha Johnson, Times gazetesine yazdığı makalede gazeteci ve Avrupa’da siyasal bilgiler eğitimi gören ve Jön-Türklerden olan Ali Kemal'in de annesi olan büyük nineleri Hanife Feride'nin 1800'lü yılların ikinci yarısında Rusların Kafkasya'da Çerkeslere uyguladığı sürgün nedeniyle İstanbul'a göç ettiğini anlatıyor. Ninelerinin "Beyaz köleliğin" kurbanı olarak, 13 yaşındayken babası tarafından zengin bir tüccar olan 43 yaşındaki Ahmed Hamdi'ye satıldığını söylüyor.
Yazar Elbruz Aksoy Çerkezlerle ilgili olarak "Benim Adım 1864" adlı kitabında Çerkez sürgününü ve çektikleri çileleri anlatıyor.
İngilizcede köle, 'slave' olarak kullanılıyor. Bazı dil bilimciler bu kelimenin Slav halklarının binlerce sene köleleştirilmesiyle oluştuğunu iddia ediyor. Bizans'ın 1453'te yıkılması ile Osmanlı İmparatorluğu, boğazlar ve Karadeniz'de tam hakimiyeti sağladıktan sonra köle ticaretinin yönü değişiyor. Çoğunluğunu Slav halkların oluşturduğu ve içinde Tatar ve Kafkasyalı birçok farklı halktan toplanmış köleler, Karadeniz limanlarından Avrupa ve Orta Doğuya taşınıyor. İçlerinde etnik olarak Çerkezlerin de var olduğu bilinmekle birlikte, bunların çoğunun 'Çerkez etiketiyle' satılmış farklı beyaz köleler olduğu belirtiliyor.
Çerkezler, Kuzey Kafkasya'da yaşayan kadim bir halktır. Komşuları olan Slav, Fars ve Türk toplulukları ile akrabalık ilişkileri bulunmuyor. Ülkeleri olan Çerkezya, yüzyıllar boyunca dışarıdan gelen istilacıların işgalleri ve yıkımlarına maruz kalmıştır. Karadeniz sahil şeridinde bulunan Anapa, Gelendjik, Tuapse ve Soçi tarihi Çerkezya toprakları içinde yer alıyor.
Kırım Hanı Sahib Giray 1543'te ikinci Çerkezistan Seferi'nde 50 bin esir alıyor ve bunların iki binini han ailesine seçiyor. Yine 1606-1617 yılları arasında Polonya, Ukrayna ve Rusya'ya karşı yapılan akınlarda 100 bin beyaz köle toplanıyor ve Osmanlı coğrafyasında satılıyor. Doğu Avrupa ve Kafkasya'dan toplanan bu esirler, Ortadoğu'da daha çok para edeceği hesabıyla 'Çerkez etiketiyle' satılıyor.
Başta İstanbul, Samsun, İzmir, Trabzon, Bursa olmak üzere sahil kasabalarında beyaz kölelerin torunları yaşıyor. Sahiller dışında Doğu Anadolu'da da Gürcistan sınır hattı üzerinden getirilen beyaz köle nüfusu halen varlığını sürdürüyor. Türkiye dışında beyaz kölelerin en çok istihdam edildiği yerlerin Mısır'da İskenderiye ve Kahire şehirleri olduğu belirtiliyor.
Çerkezlerde çocuk satma gibi bir uygulama bulunmuyor. Çocuk veya kadın ticaretine dair herhangi bir kayda da rastlanmıyor. İnsan ticareti yapan çeteler ve onlarla işbirliği yapan her milletten köle tüccarlarının içinde olduğu gizli faaliyetlerin içinde de Çerkezlere rastlanmıyor.
Çerkez beyler, düzenli orduları olmamasına rağmen 300 yıl boyunca topraklarına tek bir yabancıyı sokmuyor. Sadece Ruslarla savaş sırasında esir alınan Çerkezler, Osmanlı topraklarına satılıyor. Çoğunluğunu kadın ve çocukların oluşturduğu bu esirler, çatışmalarda öldürülmeyip köle pazarlarına çıkarılıyor. Dolayısıyla savaş mağduru Çerkezlerin köle pazarlarına satıldığı tahmin ediliyor.