Bugünlerde hep türkülere taktım kafayı.
Bugünlerde hep türkülere taktım kafayı.
Dün “Oy fasulye” derken bugün de “Drama Köprüsü.”
.
Sevgili Cumhurbaşkanımız ve AK Parti Genel Başkanı Çanakkale’mizi ziyaret ettiler.
.
Bu ziyaretleri sırasında 1915 Çanakkale Köprüsü’nün son tabliyesinin birleştirilme aşamasındaki cıvatayı sıktılar.
.
Büyük bir olaydı.
.
Öyle ya, İstanbul’da bulunan 3 köprüye karşılık ulaşımı sağlamak adına yapılmış büyük bir hizmetti.
.
Haliyle kara bağlantısını sağlayacak olan tabliyelerin birleştirilmesini de ülkenin en üst düzey temsilcisi yapacaktı.
.
Nihayetinde yaptı da.
.
Yakın bir tarihte bitirilip, trafiğe de açılacak.
.
Böylece Türkiye olarak,
Avrupa ve Asya’yı bir kere daha birbirine bağlamış olacağız.
.
Bu konuda “Gereksiz” gibi laf edenlerin “ağzına terlik ile vurmak gerek.”
.
Bu projeyi düşünen ve hayata geçirenlerden “Allah razı olsun” diyelim.
Noktayı koyalım.
.
Ancak…
Bir de madalyonun diğer tarafı var...
.
Bir tarafı nasıl övdüysek, diğer tarafı için de eleştirimizi yapacağız…
.
Dedim ya türkülerden açıldı mevzuu…
İşte onlardan biri:
Drama Köprüsü…
.
Bilmeyeniniz yoktur.
Her ortamda söylenir, oldukça güzel bir türküdür.
.
Sözleri şöyledir:
Drama köprüsü Hasan,
Dardır geçilmez,
Bre Hasan,
Soğuktur suları Hasan,
Bir tas içilmez…
Anadan geçilir Hasan,
Yardan geçilmez
Bre Hasan,
At martini Debreli Hasan,
Dağlar inlesin
Drama mahpusunda hey dost,
Canlar dinlesin…
.
Debreli Hasan’ın hikâyesi oldukça güzeldir.
Yazmaya kalksam oldukça uzun…
.
Bu türküyü günümüzde 1915 köprüsüne uyarlayınca fena durmuyor hani.
.
Türküde geçen:
“Dardır geçilmez” kısmının manası şu:
“15+KDV geçiş ücreti olan köprüden geçmek kolay değil. Hele ki Euronun sürekli arttığı bu devirde bırakın geçmeyi, yanına yaklaşmanın bile zor olduğu gerçek…”
.
“Soğuktur suları içilmez” kısmının manası ise:
“Günde 45 bin geçiş garantisi verilen köprüden para filan gelmeyeceği” anlamına geliyor…
.
Aksine geçmeyen her araç için cebimizden oldukça yüklü para çıkacaktır.
.
Türküde geçen;
“At Martini Debreli Hasan, dağlar inlesin…” cümlesi ise günümüze deyim olarak geçmiş ve;
“Palavra atanların, yalan söyleyenlerin yüzlerine söylemek” manasına gelmektedir.
.
Kısaca;
“Köprü yaptık, hizmet ettik” şeklinde övünenlerin,
“Maddi kısmı” nı hiç ağıza almadıkları için söylenmiş bir türküye benzediği için yazdım.
.
Dedikleri:
“12 yıl sonra Türkiye’ye kalacak…” şeklindeki cümlelerinin aslında;
“12 yılda 2,5 köprü parası verip, tek köprü yapabildik” demenin, gerçekleri saklanmış kısa yolu.
.
Diyelim iktidar değişti.
Yeni gelenler “Ben köprüye bu kadar para vermem” diyemeyecek.
Zira,
Köprü yapım sözleşmesinde şu madde var:
“İhtilaf halinde, İngiltere Mahkemeleri Yetkilidir.”
.
Köprüyü yapacak olan da biliyor başına gelecekleri ki, sözleşmeye böylesi bir madde koydurtmuş.
.
“Anadan geçilir Hasan,
Yardan geçilmez…”
.
Köprüyle ilgili yazacaklarımız burada bitmez,
“Bu pilav daha çok su kaldırır…”
.
Not1: Bu deyimi de bilmeyenleriniz olabilir.
O sebeple manası şöyle:
“Bu pilav daha çok su kaldırır” deyimi:
“Herhangi bir konu ya da işin sonuçlanmasının cari durum için mümkün olmadığını, bu konuda yorum yapmak için erken olduğunu, mevzunun ilerleyen süreçte daha çok konuşulup tartışılacağını, ilgili konunun ve üzerindeki tartışmanın kısa sürede nihayete ermesinin mümkün olmadığını, konunun sonlandırılması için ilave söyleme ve eyleme ihtiyaç duyulduğunu belirtmek için kullanılır.”
.
Not2: Erdoğan bu deyimi kullanırken “Bu hamur daha çok su kaldırır” demişti.
Deyimin aslı “Pilavlı” olanıdır.
***
50+1
Son günlerin tartışma konusu:
50+1
.
Yani Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi İçin kullanılan oyların yarısından bir fazlasını almak.
.
Kolay mı?
İktidar için artık zor.
.
Daha önceleri yüzde 47’lere varan kemik oylar sayesinde bu barajı rahatlıkla geçen iktidar, şimdilerde yüzde 30’larla “Ne yapacağız” düşüncesi içinde.
.
Siz Bahçeli’nin “Cumhurbaşkanlığı sisteminin meşruiyet temelinin yüzde 50+1’dir” demesine bakmayın.
O tamamen kendisini kurtarmayı düşünüyor.
.
Nasıl mı?
AK Partiyi kendisine muhtaç ederek.
.
Hatta en son:
“Cumhur İttifakının günahına da sevabına da ortağız” demedi mi?
.
Aslında bu söylemlerin başka yorumu da var.
“Seçimlerde beni bırakıp başka mecralara gitme” demenin siyasi yolu.
.
MHP rolünü iyi oynuyor.
Bir yandan kendisine mahkûm ederken,
Diğer yandan seçime beraber girme garantisini alıyor.
.
Öyle ya,
AK Parti seçimde kendisine başka bir parti bulursa Bahçeli yüzde 6 oy ile ne yapacak?
.
Erdoğan’ın önüne gelen en son anketlerde;
Partililer ile destekçilerinin “Başkanlık Sistemini istemedikleri” yönünde sonuçlar var.
.
Zira partililer, “Tek kişi” formülü ile dertlerine çözüm bulacak mercilere ulaşamadıklarını defalarca söylüyorlar.
.
“Tek Adam” sisteminin yanlış kullanım sonucu çöktüğü apaçık ortadadır.
.
Eğer hala bu sistemde diretilirse, seçimlerde alınacak sonuçlar bir partinin siyasi hayatının bitiş noktası olacaktır.
***
BİR GÖRÜŞME
İKİ ANLATIM
AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüşme yapan Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu bu görüşmeden sonra bir açıklama yaptı ve dedi ki:
“Cumhurbaşkanıyla birçok konuyu konuştuk. Her konuyu konuştuk diyemem ama birçok yerde anlaşmamakta anlaştık…”
.
“Erdoğan “50+1’in mahsurlu olduğunu anladık. 50+1’i o zaman bu kadar sıkı bir şeye bağlamamamız gerekirmiş. Onun farkına vardık…”
.
“Sayın Cumhurbaşkanı, ekonomik yönden de dış politikadaki gelişmeler yönünden de her şeyin dört dörtlük olduğu kanaatinde. Hiç problem görmüyor kendisi...”
.
“Bu sene fındığa verilecek ücretin en azından dolar bazında olması lazım ki geçen seneyi korusun. Tayyip Bey, 'Herkes çok memnun' dedi. 'Kimsenin şikâyeti yok. Hele ki fındıkta verdiğimiz zamdan dolayı herkes memnun' dedi.”
“Artan enflasyon, işsizlik rakamlarıyla ilgili Tayyip Bey, Türkiye’nin çok iyi bir noktada olduğunu, muhalefetin bunu abarttığını düşünüyor.”
.
Erdoğan ise, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu’nun görüşmeye ilişkin açıklamalarına cevaben:
“Temel Bey’in yaptığı açıklamalar maalesef gerçeği yansıtmıyor. Bir tek yüzde 50+1’e ilişkin açıklaması doğruydu. Onun dışında yaptığı açıklamalar gerçeği yansıtmıyor.” dediği ifade edildi.
.
Ayrıca kurmaylarına “İade-i ziyaret düşünüyordum, bu sakıt (düşmüş) oldu…” demiş.
.
Bir görüşme…
İki anlatım…
Buyurun siz karar verin…