Dün Dünya Engelliler günü. Bu gün Birleşmiş Milletler tarafından kabul edilmiş bir gündür.

Dün Dünya Engelliler günü. Bu gün Birleşmiş Milletler tarafından kabul edilmiş bir gündür. Türkiye’de Engelliler Haftası ise her yıl 10-16 Mayıs tarihleri arasında bulunuyor. Bu hafta içinde değişik tören ve etkinlikler gerçekleştiriliyor. Her ne kadar farklı bir çizgide de olsa bu tür etkinlikler, bir yerde dikkat çekmek bakımından önem taşımaktadır.
Engeli olmak tamamen doğaldır. Doğuştan veya sonradan engeli olabilir insanın. Eksiklik olarak kabul edilmemesi gerekiyor. Engelli olmak daha belirteçlidir ve yapay nesneler taşır içeriğinde. Özürlü olmak da aynı anlamda kullanılan ifadedir. İfadelerin derinliğine bakılmaz genelde, anlatılmak istenen nasıl olsa insanlarda farklı düzeylerde algılanmaktadır. Kimileri doğal kabul ederken, kimisi en kötüsünü yapmakta, acımaktadır.
Nedense insanımız engeli olan bir vatandaşımızı gördüğünde yüreği burkulur. Acıma duygularına gark olur. Doğal olarak kabul ettiremez kendine. Elbette engeli olan bir insanın emelleri, duyguları insanın içini burkar ama engeli olan bir vatandaşımızı gördüğünde gözyaşlarına boğulmak, acıma duygularının baskın çıktığını gösterir. Bu da doğal bir dışavurumdur.
Aslında acıma ve benzeri tavırlar engeli olan insanımızı rencide etmektedir. Bu alanda kamu spotu veya başka araçlarla insanımızın eğitilmesine ihtiyaç bulunmaktadır. Acıyan bakışlar engeli olan insanlarımızı ve yakınlarını rahatsız etmektedir.
İnsanın her uzvunun önemi vardır varoluşu kadar. Eller, tutmak için ne kadar önemliyse, elin bir parmağı da tutmak kadar önemlidir. Bununla birlikte, doğuştan veya sonradan bir şekilde Allah göstermesin, insanın herhangi bir uzvu iş görmez hale gelebilmektedir. Nüfusumuzun %14’ü engeli olanlardan oluşmaktadır. Seçime girseler barajı kesinlikle geçerler. Mecliste çok sayıda vekille kendilerini temsil ettirebilirler. Ne yazık ki, çekinik veya edilgen hale getirilen engeli olan insanlarımız siyasetten, daha doğrusu ortaya çıkmaktan uzak durmaktadırlar.
Görmek, işitmek, dokunmak, yürümek, koşmak, güzel cümleler kurabilmek insanların çoğunlukla farkında olmadan yaptıkları eylemler. Bunlar yaşamın doğal süreci içine yerleşmiş veya çok kanıksanmış olmalı ki farkına varılmıyor yapılamadıkça.
Engeli olmak elbette bir eksikliktir insanın doğal yaşamı içinde. Ancak donanımlardan ziyade yaşamamın değeri, var olmanın güzelliği merkezinde kabullenişler çok daha doğal ve insana yakışandır.
Bedensel veya düşünsel engeller eğitimle bir dereceye kadar iyileştirilebiliyor. Hemen her birey küçük desteklerle hayatın içine sokulabiliyor. Bu nedenle kamu kaynaklarının bu alanda öncelikli olarak kullanılması gerekiyor.
Mevcut sistemde daha çok sosyal ve ekonomik destekler düşünülüyor. Oysa eğitim alt yapısının da güçlendirilmesi gerekiyor. Ekonomik anlamda sıkıntılar olsa da ekonomik destekler sen böyle kal anlamına da geliyor bir yerde.