1973 yılı 17 Aralık günü...
- 1973 yılı 17 Aralık günü Gökçeada öğretmen okulu konferans salonunda halkında davetli olduğu Mevlana’nın Hakka Yürüyüşünün 700. yılı anısına düzenlenen törende ıtrinin hak dol diye başlayan Mevlevi ayinini zamanın en değerli mevlithanlarından Aziz Bahriyeli pikaptan okuyor. Şuan ne böyle bir ayin bestelenebilir ne de okuyan.
- Vaktinde öğretmen okulu edebiyat öğretmeni ney nedir diye söze başladı. Bir gün Hz. Peygamber Hz. Ömer’e çok gizli sırlar söylemiş ve tembihlemiş sakın bu sırları kimseye söyleme demiş. Ama insanoğluyuz Hz. Ömer dayanamamış. Bu sırları kör bir kuyuya anlatmış. Bir zaman sonra kör kuyu canlanıp dolmaya ve dışarı taşmaya başlamış. Islanan sulanan toprakta kamışlar belirmeye başlamış. Birisi bu kamışlardan kesip üflemeye başladığında Hz. Ömer’e anlatılan o sırlar dile gelip nağmeler halinde dökülmeye başlamış.
- 1974 yılında Kıbrıs Harekâtından sonra 40-50 hanelik Kaleköy tamamen boşaltılmış olup, İstanbul’da bir Rum dostunun tavsiyesi ev sahibinin rızası ile Melih Özaltıner isimli biri yerleşir. Eski hafızlara ait taş plakları bilhassa Tanburi Cemil Beyin plakları kıymetli halılar ve kilimleri toplamış. Kendisi amatör müzisyen her türlü müzik aletini çalıyor. Bozuk olanları tamir ediyor. Bana da ney kamışının ne olduğunu öğretmişti. 60-70 cm. uzunluğunda birbirine eşit 9 boğum 13 farklı ney en asilinin Şah Ney, Mansur Ney, Kız Ney olarak sıralamıştı.
- Görevli olduğum sağlık merkezinde diş tabibi Güngör İnci’nin hanımı öğretmen lisesinde Fransızca öğretmeni olup, adı geçen İsviçre’de bulunan tanıdıklarına öğrenci veya bir bayanın yaz tatili için yanlarında bulunup, lisanını ilerletmek istemesi üzere 1987 yılı yaz tatilinde Rut isimli bir bayan geldi, dedesi 80 yaşında her gün iki kilometre yol yürüdüğünü son derede dinç olduğunu anlatıyordu.
- Hanımım Bozcaada kökenli ve miras yolu ile bulunan eve yaz tatilinde gittiğimizde Ahyarlar’a çıkarken 9 boğumlu tam bir Mansur Ney’lik kamışı Melih Beye hediye ettim.
- Bir gün diş tabibi Güngör Bey hanımı, kızları Rut birlikte Melih Beyi ziyarete gittik. Rut Ney’i gördü. Onlarda notalı müzik aletleri olduğu için, Ney ilgisini çekti. Kabiliyeti sayesinde Ney’i çalmayı ve makamları kısa zamanda öğrendi. Melih Bey Ney’i ona hediye etti ve Rut Hanım sonunda hediye edilen Ney ile memleketi İsviçre’ye döndüğünde üfledikçe Hz. Ömer’e anlatılan gizli sırları İsviçreliler de dinleyecekler olduğu.