Yandaş medyaya göre tarihin en büyük zammı yapıldı.

Asgari ücrete %50 zam yaptılar. Kimi dolar bazından kimi avro bazından hesapladı gitti. Öyle veya böyle gemi su alıyor ama bir yandan da her şey güllük gülistanlık gösterilmeye çalışılıyor.
Memlekette Türk Lirası geçerliymiş. Cumhurbaşkanımız öyle diyor. Yap işlet devret modeliyle verilen ihaleleri neden döviz üzerinden verdiler acaba? Kendisine sorabilen bir gazeteci var mı? Yok. Yandaşlar çevresinde cevabı hazır soruları soruyorlar. Salgın ve karantina dönemlerinde dahi, uçak inmeyen havaalanlarının, kapanma döneminde bile araç geçmese de otoyolların, tünellerin paraları tıkır tıkır ödendi mi? Ödendi elbette.
Maaşları dolar üzerinden almıyor elbette kimse. Kamunun bütün memurları TL üzerinden maaş alıyorlar. Maaşlarının döviz karşısında erimesine üzülmeyen yoktur. Üç kuruş artanıyla döviz alan memurun, işçinin ahlaksızlıkla suçlanması abesle iştigaldir. Hem memleketin parasının pul olmasına neden olacaksın hem vatandaşı ahlaksızlıkla suçlayacaksın. Ne günlere kaldık.
Aslında asgari ücrette yapılan artışı, son bir ayda yapılan zamlar yedi bitirdi bile. Sivil toplum örgütlerinin yaptığı çalışmalarda açlık sınırı çoktan 5000 TL’yi geçmişti. Hal böyle iken tarihi zamdan bahsetmek anlamsız. Döviz ve altın fiyatları uçarken, zorunlu tüketim mallarına zam yağarken maaşlara seyyanen zam yapılması gerekirken, seyirci kalındı. Böyle durumlarda devlet sosyal ise eğer, geçim endeksine bağlı olarak çalışanını ve emeklisini ezdirmemesi gerekirdi.
Asgari ücretle açlık sınırının altında kalmıştır. Bir yıl içinde bütün temel ihtiyaç maddelerinin fiyatları iki katından fazla artmıştır. Artışta dövizdeki artışın büyük payı vardır. Memleketin üreten sektörleri zayıflarken, ithal ürünler rafları işgal etmiştir. Yerli üretim düştükçe, ithalata bağımlılık artmış, adeta raflardaki bütün ürünlerin fiyatları dolara endekslenmiştir.
Yemeklik olarak en fazla kullanılan Ayçiçek yağının litresi 40 liraya doğru gitmektedir. Zeytinyağı ha keza. Makarnanın paketi 6 liranın üzerine çıkmıştır. İki sene önce 1 liraydı. Ekmek fiyatlarının ne olacağı belli değil.
Asgari ücret artan temel ihtiyaç maddeleri fiyatlarına karşı çoktan erimiştir. Memlekette ciddi bir devalüasyon-paranın değerini düşürme uygulaması yaşanmaktadır. Cuma günü altının gramı 1000 lirayı test etmiştir. Asgari ücretle 4 gram altın alabilen bir asgari ücretli ne yapabilir onu sorgulamakta fayda var.
İki hafta önce ekonominin kitabını yazdık diyenler, şimdi çıkıp tekrar kitabımız iş görüyor demeliler. Kitap memleketi nasıl batırıyor göstermeliler.
Faizi düşürmekle memlekette yatırım yapılmaz. Yatırımın ana dayanağı adalet ve istikrardır. Gün içerisinde altın fiyatlarının 50 TL inip çıktığı bir memlekette istikrardan kimse söz edemez.
Bu gidişle asgari ücret, ele geçinceye kadar bir daha eriyip gidecek. Piyasanın düzeni bozuk. İnşallah yeniden bir düzenleme daha yapılır.