Malum geçtiğimiz pazartesi günü para piyasaları allak bullak oldu.

Elbette devlet işin üzerine ciddiyetle gitmeyince, para sahipleri değer kaybını önlemeye çalıştılar. Çok kısa süre içerisinde 1 milyar doların üzerinde para bozdurdular. Normalde işlem saatleri dışında durgun bir seyir izleyen döviz ve altın fiyatları, gece meçe dinlemeyip alıp başını gidiyordu.
Aynı gün akşamı haber kanallarından birine konuk olan bankalar birliği balkanı ve aynı zamanda bir kamu bankasının genel müdürü, para istikrarı ile ilgili görüşlerini dile getirdi.
Uzun soluklu olan program içinde, doğal olarak iktidar sahiplerinin çizdikleri tabloya uygun olarak yorum yapmaya çalıştı. Sıklıkla kanaatindeyim şeklinde biten cümleleri, belirsizliği işaret ediyordu.
Döviz garantili mevduat hesabı konusunda maliye bakanı da garip açıklamalarda bulundu. Yandaş medyaya göre döviz ve altın fiyatları yerle yeksan olmuştu. İktidar partisinin genel başkan yardımcısına göre parasını dövize çeviren ahlaksızlar büyük darbe yemişti.
Gerçekten gece bile demeden 1050 liranın üzerine çıkan gram altın 700 lira bandına dönüverdi. 20 lirayı geçen avro da geri vitese taktı. Bir gün öncesini hatırlamayan aklı tutulmuşlar verdi mehteri gitti. Milleti gaza getirmeye çalıştı. Ama kazın ayağı öyle değil.
Zincir marketlerde fasulye ve nohut zaten ucuz. Menşeinde illaki bir liman kentinin adı vardır. Memleketinde zaten ucuz. İthal geliyor zaten. Mercimek paketlerinin menşei yazan kısmında Urfa ve Diyarbakır’ı görmek mümkün değil. Çoğu ithal geliyor. Hepsine döviz ödeniyor.
Memlekette üretilen arabalara bile döviz ödenirken paranın değerli olması beklenemez. Cari açığı atanmış memurların uydurma istatistikleriyle az göstermek işe yaramıyor.
Memleketin ekonomisi bozuk. Bir de temeli olmayan, saçma sapan faiz ayarlamalarıyla paranın düzeni temelli bozulunca, döviz ve altın fiyatlarının yuları koptu.
Bankalar birliği başkanı ekonominin sağlam olduğunu anlatıyor. Kendi bankasının altın ve döviz alış satış fiyatlarına bir baksın. Paranın ne kadar istikrarsız olduğunu görüverir. Her iki gurubun da alış ve satış fiyatları arasında %10’luk fark nereden geliyor acaba? Sorgulasın bir. Gram altının alış fiyatı ile satış fiyatı arasında tam 70 liralık fark var. Doların alış satış fiyatı arasında 1,25 TL, avronun alış satış fiyatı arasında ise 1,45 liralık fark konmuş.
Parası olanlar para kazanıyor. Hele hele kazandırmayacağım diyenler konuştukça daha çok kazanıyor. Gariban ise üç kuruşluk dolar alınca ahlaksızlıkla suçlanıyor.
Değişen etiketlerin geri gelmeyeceğini herkes biliyor. Türk lirasının her geçen gün daha da değer kaybettiği gün gibi ortada. Değersizleştiren bir tek unsur var. O da ithalat lobisinin her dediğini yapan, üretenini düşünmeden gümrük vergi ve fonlarını kaldıran iktidar sahipleridir. Memleket bu hale kendiliğinden gelmedi. İktidarı elinde bulunduranlar sayesinde geldi.