Her yeni yıl geldiğinde bizler arkadaşlarla beraber bir mekânı en az iki haftadan önce belirleyip rezervasyonumuzu yaptırıp eğlenmeye giderdik.

“Giderdik” diyorum zira bu sene kimseden bir kıpırtı yok.
.
Soruyorum:
Otele mi gidelim?
Restorana mı gidelim?
Termale mi gidelim?
Tık yok.
.
Mecaz anlamda dürtüyoruz,
“Haydi…” diye,
“I ıh…” geliyor…
.
Şu virüs belası yüzünden neşemiz kaçtı.
“Ya bulaşırsa?” endişesi yeni yıl eğlencemizi sekteye uğrattı.
.
Ancak okuduğum bir haberde şöyle yazıyordu:
“Yeni yıla sayılı günler kala Afyonkarahisar’daki termal otellerde doluluk oranının yüzde 100'lere ulaştığı belirtilirken, rezervasyonların tamamen dolduğu termal otellerde yeni yıl hazırlıklarının ise tüm hızıyla devam ettiği kaydedildi…”
.
Eh haklılar.
Hava soğuk olacak,
Onlar içerideki sıcacık havuzlarda
Veya dışarıdaki kaynar havuzlarda kar altında şıpır, şıpır yüzecekler.
.
Oteller ise olası bir pandemi kapanması öncesi belki de son müşterilerini ağırlıyor.
Belki böyle bir kapanma olmayacak ancak, geçen sene onlarda neredeyse bir travma yaşattı.
.
Bizler ise kendimize kenarda, köşede müşterisi az olan bir restoran bulup, arkadaşlarla eğleneceğiz kısmetse.
Kalabalıktan uzak bir şekilde, kendi kendimize…
 
***
MERCİMEK FIRINDA
Çankırı Şabanözü Belediye Başkanı fahiş fiyat artışlarını kontrol etmek amacıyla çıktığı market turunda mercimek fiyatları karşısında şaşırmış.
.
Şöyle anlatıyor:
“Sizlerden ricam, alışverişlerinizi yaparken tüm marketlerin fiyatlarını kontrol etmeniz. Bir örnek üzerinden gitmek gerekirse ilçemizde mercimeğin kilosu 3 farklı markette 12, 22 ve 43 TL olarak fiyat etiketine yansımakta ve birçok üründe marketler arasında fiyat farkları bu şekilde devam etmektedir.”
.
Artık biz işi gücü bırakıp, elimizde liste ile market market dolaşıp fiyat araştırması mı yapacağız?
.
Devlet alımlarında çarşı-pazar usulü vardır.
3 teklif alıp, en ucuzundan malı alırsın.
.
Bizler de alışveriş yapacağımız ürünlerin listesini marketlere bırakalım.
Hangisi daha ucuz fiyat veriyorsa ondan alışveriş yapalım.
.
Belli bir limitin üzerindeki alışverişlere bu hizmeti veren marketler kazanacaktır.
.
Marketin girişine bir masa,
Başına bir eleman,
Gelen liste bilgisayara geçirilecek,
Marketteki fiyatları hesaplayacak,
Ve nihai teklif kaşeli bir şekilde müşteriye verilecek.
.
Var mısınız?
.
Hem rekabeti tetikleriz,
Hem de “Fahiş fiyatlarla çalışmadığını” iddia eden marketler gün yüzüne çıkar.
.
Böylelikle;
Market hem sürümden, hem müşteri kazanımından, hem de reklamından kazanır…
.
Müşteriler de en ucuz alışverişi yaparak bütçelerine katkı sağlarlar ve memnuniyetlerini belirtirler…
.
Bence iyi teklif, marketler değerlendirsinler…
.
Yazıya gerçekten mercimeğe uygulanan fiyat farklılıklarını anlatmak için başlamıştım.
Ancak peşinden okuduğum haber yine mercimekle ilgili olunca yazmadan geçemedim.
.
Ancak bu seferki mercimek mecaz anlamda.
.
Haber şöyleydi:
“Eskişehir’de fuhuş amacıyla birlikte olduğu çobanın sürüsünden 3 koyunu alarak ayrılan kadın, hayvanların asıl sahibinin şikâyeti üzerine kısa sürede yakalandı.”
.
Anladığım kadarıyla bir hayat kadını, 3 koyun karşılığında pazarlık yaptığı çoban ile “Mercimeği fırına” vermişler.
.
Taahhüt sonucunda kadın 3 koyunu alıp gitmiş.
Olay bundan sonra başlıyor.
Çünkü kadına verilen koyunların sahibi çoban değilmiş ki.
Bizim hovarda çoban meğerse, elin koyunlarıyla çapkınlık yapmış.
Koyunların gerçek sahibi koyunlarının eksik olduğunu anlayınca, olan olmuş.
.
Koyunları alan kadın Ankara’nın Polatlı ilçesinde yakalanmış.
.
İşte size iki mercimek hikâyesi…
 
***
KEHANETLER
İnsanoğlu her dönem geleceği ile ilgili söylentilere kulak kabartmış ve ilgi göstermiş.
.
Kehanetler neredeyse vazgeçilmezi olmuş.
.
Dinimizde ve diğer dinlerde de gelecekten haber vermenin ve falların yasaklanmasına rağmen gizli gizli bu işe meyleden binlerce insan var.
.
İnanca göre günlük fallar, doğduğumuz tarihe göre aynı anda milyonlarca insanın hayatını etkileyebiliyor.
.
“Bugün hayatınıza büyük miktarda para girecek” şeklindeki açıklamaya insan inanmasa bile, motivasyonu için yeterli oluyor.
.
Amerika’da yapılan araştırmalarda günlük falına bakmadan dışarı adım atmayan milyonlarca insan varmış.
Gerisini siz düşünün…
.
Hazır kehanet demişken, geçenlerde son yılların oldukça popüler kâhini Baba Vanga’nın 2022 için ortaya koyduğu öngörüler medyada viral oldu.
.
Buna göre:
Daha önce kehanetleri arasında olup ve 2004 yılında Hint Okyanusu’ndaki deprem ve tsunamiyi bilen Baba Vanga, 2022 yılı için aynı kehanette bulunmuş.
Avustralya ile birlikte birçok Asya ülkesinde benzer doğa felaketinin yaşanacağını öne sürerek bu bölgelerde sel felaketinin oldukça kuvvetli yaşanacağı tahmin etmiş…
.
Daha başımızdakiyle baş edemezken, 2022 için Sibirya’da ölümcül bir virüsün keşfedileceğini açıklamış.
Donmuş vaziyette bekleyen bir ölümcül virüsün küresel ısınmayla birlikte ortaya çıkacağı, yayılacağı ve hızla kontrolden çıkacağı da kehanetleri arasında…
.
Oumuamua isimli göktaşının uzaylılar tarafından dünyadaki yaşamı incelemek için gönderildiğini öne sürmüş.
.
Baba Vanga, “İnsanların bedenleri dik olmayacak kamburları çıkacak” şeklinde bir öngörüde bulunmuş.
Bunu değerlendiren uzmanlar, insanların sanal gerçeklik kullanımı sırasında, ekran karşısında, tablet ve telefonlar önünde çok vakit geçirmesinin bir sonucu olacağını şeklinde açıklamışlar…
.
Son maddeyi bilmek için kâhin olmaya gerek var mı bilemem ancak, 2022’nin de pek parlak geçmeyeceğini şimdiden söyleyebilirim.
Hazırlıklı olun…
 
***
CİMER
Açık yazılışı:
“Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi”
.
Böyle bir müessese olması insanı rahatlatıyor.
En azından sizi muhatap alacak ve şikâyetinizi korkmadan, çekinmeden bildireceğiniz bir yer var.
.
Habere göre, CİMER, 2021 yılında, 6 milyon 100 bine yakın başvuru almış.
.
Yapılan açıklamada:
“Toplumsal ve ekonomik hayata ilişkin başvurular” birinci sıradaymış.
.
“Eğitim ve sağlık konularında” ise çok fazla başvuru alınıyormuş.
.
Başvuruların yüzde 45’i talep içerikliymiş.
.
Ve günde ortalama “17 bin başvuru” geliyormuş.
.
Ancak bunların içinde her gün başvuru yapan vatandaşlarımız da varmış.
İnsanlar görev edinmiş demek ki.
Başvurmadan yapamıyor.
.
Her hafta “Hayırlı Cumalar” diye mesaj atanlardan, gördüğü rüyasını anlatana,
Rüya tabiri isteyenden, sevdiği dizinin bir bölümünün kendi mahallesinde çekilmesini isteyenlere kadar bir dolu isteklerle karşılaşıyorlarmış.
.
Yetkililer her başvuruya illa dönüş yapıyorlarmış.
Yapılan açıklamada “6 milyon başvurunun yüzde 91’i cevaplanmış durumda” denilmiş…
Allah kolaylıklar versin.
İnsanın derdiyle uğraşmak kolay değil…