Malum bir süredir ekonomi memleketin en önemli konusu oldu. Haftanın günleri içinde kararmayan gün kalmadı.

Çarşambasını da pazartesini de gördü millet. Hem de kapkara pazartesi idi.
Geçen hafta pazartesi günü altın 1050, avro 20, dolar 18 TL’leri gördü. Kimisi daha da artar endişesiyle alan oldu. Ama çoğu yandaş elindekileri bozdurup ertesi günü voleyi vurdu. Neticede eski Merkez Bankası başkanı ve bazı ekonomistlere ceza kesmeye kalkışıldı. Oysa gözleri parlayan yeni bakan faizlerin artırılmayacağı tüyosunu vermişti. Gerçekten artmayınca döviz ve altın fiyatları yuları kopmuş dana gibi aldı başını gitti.
Fiyatlar geri mi geldi. Yandaş medyaya göre yerle yeksan oldular. Ama bu hafta hepsi birden kafayı kaldırdı yine yukarı doğru yürümeye başladı. Cari açığın yüksek olduğu apaçık ortada. Çok uzağa gitmeye gerek yok. Türkiye çok sıkı gıda ithalatçısı haline geldi.
Geçen sene TÜİK’e göre 9 milyon 800 bin ton buğday ithal edildi görünüyor. Dünya Gıda Tarım Örgütünün istatistiklerine göre 11 milyon tonun üzerinde buğday ithalatı yapılmış. 2021 yılında ise kuraklık ve ekim alanlarındaki azalmaya bağlı olarak 15 milyon ton civarında buğday ithal edileceği tahmin ediliyor.
Hayvan ithalatı halen devam ediyor. Üretici süt fiyatlarındaki durağanlık ve yem fiyatlarındaki aşırı artış nedeniyle ineklerini kesmeye devam ediyor. Artırılan süt fiyatları dahi maliyetleri karşılamaktan uzak görünüyor. Rakamlar birbirini tutmuyor. Hayvan sayısı fazla görünüyor ama hayvan ithalatı garip bir şekilde devam ediyor.
Susam ithalatından tutun da kuru fasulye, mercimek, nohut ithalatları doludizgin devam ediyor. Mısır ithalatı 5 milyon tona doğru gidiyor. Palm ve palm çekirdeği yağı ithalatı milyon tona doğru gidiyor. Soya küspesi ve soya yağı ithalatı da az değil.
Yerli ve milli sloganları sadece lafta kalıyor. Veya maske olarak kullanılıyor. Otomotiv ve tekstil ihracatı dışında, yüz güldüren kalem sayısı bir elin parmaklarını geçmiyor. Otomotiv kaleminde ne yazık ki cari açık da bulunuyor.
Bir adamın gözleri neden güler bilinmez ama uyuyup uyanınca köşeyi dönme hayalleri görüyor olmalı. Bugün fakir yatıp yarın zengin uyanan insanlar kara pazartesi günü dolarla veya altınla oynamışlardır kesin. Oynamaları için de, siyasi erkin yakını olmaları lazım. Yoksa garibanın zaten parası yok dövizle altınla oynamaya.
Hala daha memleketin gerçeğinden uzak bir tablo çizmenin anlamı yok. Paranın değerlenmesi için ithal kalemlerinizin azalması, ithalatın ihracattan daha düşük olması gerekir.
Paranın değeri düşerse turist çok gelirmiş. Avrupa salgın nedeniyle kapanmaya gidiyor. Hala yeşil yeşil bakmak için aptal veya cahil olmak lazım.