2020 yılı dünyanın başına kâbus gibi çökmüştü.
2021 gelse diye dua edildi hep. Korona salgını bütün dünyanın programını alt üst etmişti. Deprem ve sel felaketleri, korona kayıpları 2020 yılını kara bir yıl olarak hafızalara kazımıştı.
2021 yılı da pek fena sayılmazdı hani. Gelen gideni aratır atasözünü adeta perçinledi. Korona salgını yeni ırklarıyla dünyayı kasıp kavurmaya devam ediyor. Bazı ülkeler seyahat kısıtlamalarına, uzaktan eğitime yavaştan da olsa geçmeye başladılar bile.
2021 yılın iyi bir yıl olduğunu söylemek çok zor. Ekonomi temellerinden sarsılmaya devam ediyor. Tarımsal üretimde felaket çanları çalıyor. Ülke her geçen yıl beslenmede dışa bağımlı hale geliyor.
Geçen sene Muğla ve Aydın yörelerinden başlayan Van ve Iğdır’a kadar uzanan kuşakta ciddi bir kuraklık yaşandı. Buğday ve arpa ekilişlerinin %40’ının gerçekleştiği bu bölgeler kuraklık nedeniyle buğday ve arpa hasadı yapamadılar.
Her şeyi güllük gülistanlık göstermeyi beceren yalaka bürokratların hataları daha hasat zamanında ortaya çıktı. Arpada alım fiyatları 2 liranın altında açıklanırken, hasatta 2.5 liranın üzerine çıkıverdi. Çünkü piyasada ürün yoktu. Buğday fiyatları da benzer yükselişler gösterdi. Mahsulümüz iyi diyenler 15 milyon ton buğday ithalatı için çalışıyorlar. Çiftçi buğdayını 2.5 liradan satarken, üç ay sonra fiyatlar 5 lirayı gördü. Kimin para kazandığı belli değil. Üreticinin kaybettiği bir gerçek.
Döviz fiyatları geçen sene uçuverdi. Nereye gideceği belli değil. Paranın başına bir yılda iki defa bakan atandı. Son bakan büyük bir başarıya imza attı. Doları yularından tuttuğu gibi 18 liradan 11 liraya indiriverdi. 18 liraya çıkarken kim bakanlık yapıyordu sorusunun cevabı bulunmuyor. Dış güçler yapmış belli ki. Arada bir dış güçlere vekâlet veren siyasi iktidar, ekonominin çökmesini seyrediyor adeta.
2021’in son günlerinde döviz ve altın fiyatları günlük yükselişlerle rekor kırdı.
2021’in en unutulmazı elbette gübre fiyatları. Üre gübresi 850 lirayı gördü. DAP, 20-20 gibi gübreler aşırı pahalı olunca çiftçi ilk defa gübre atmadan buğday, arpa ve yulaf ekti.
Devleti yönetenler tarımda sınıfta kaldılar. İthalatta gümrük vergisi ve fonları sıfırlayarak Türk çiftçisinin canına okudular. Dışarıdan ucuz ürün girişi, çiftçiyi iflasın eşiğine getirdi. Üretim fazlasını sattırmayan, ihracat yasağı getiren iktidar sahipleri çiftçiyi iki koldan da domuz bağına alarak üretimden bıktırdı.
Uzun aradan sonra süt fiyatları 4 liranın üzerine çıktı. Ancak yem fiyatları tam iki kat arttı. Para kazanamayan üretici ineğini kestirdi.
Gelen gideni aratmaz inşallah. 2022 daha sağlıklı, verimli ve kazançlı bir yıl olur.