Pantolonlar ne çok moda hareketine malzeme olmuştu.

Daha eskisinde neler vardı bilinmez ama yetmişli yıllarda İspanyol paça ve kemersiz pantolonlar önemli bir hareketin tamamlayanıydı. 35 cm’den başlayan paçalarla adeta batılı bir akımın sunumu yapılıyordu.
Pop müziğin de yayıldığı dönemde geniş paçalı pantolon giyen gençlere, akımı tasvip etmeyen büyükler, sokakları mı süpüreceksiniz diye takılıyordu. Daha sonra kot pantolon kumaş pantolon kullanımını resmi daireler dışında oldukça azaltmıştı. Devletin kılık kıyafet yasası olmasa kumaş pantolon artık düğünlerde takım elbise ile ancak giyilecek.
Pantolon giyme disiplini hızla kayboluyor. Pantolon ve gömlek özellikle devlet dairelerinde bir klasikti. Artık Ankara’nın ötesinde kumaş pantolonun esamesi okunmuyor. Gerçi devletin merkez teşkilatlarında artık şalvar giyenler daha makbul görülüyor ama yine ortama uymaya çalışanlar oluyor.
Elbette pantolonun değişik çeşitleri var artık. Düşük kemerlisi, kısa paçalısı, yırtık paçalısı, kotu, kadifesi, her kafaya, modaya uygun olanı üretiyorlar. Çok aramaya gerek kalmıyor.
Gençler artık bacağını, baldırını rahatsız eden pantolonları giymek istemiyor. Cepli eşofman altları daha çok kullanılıyor. Eskiden sokağa çıkacağı zaman pantolon giyen insanlar, artık çarşıya pazara da pantolonsuz gidiyor.
Millet rahatına kolay alışıyor. Dokunan olmasa akşama kadar yatacak milyonlarca insanımız var. Disiplinli olmayı sevmiyor. Disiplinli olsaydı zaten, şimdiye dünyanın sayılı ülkelerinden biri olurdu.
Eşofman ve benzeri kıyafetler önceden sokakta, çarşıda, pazarda insanın dikkatini çekiyordu ama artık kanıksandı. Milletin çoğu camiye de eşofmanlarla gidiyor. Elbette eşofmanla namaz kılmak daha rahatsız. İnsanın rükuya ve secdeye daha kolay varır. Ancak camiye gitmenin bir disiplini, bir saygınlığı vardır. Cemaatin de bir saygınlığı vardır.
Şehirlerarası yolculuklarda insanlar eşofman giymeyi tercih ediyor. Koltuklara rahat oturup kalkıyor. Pantolon giyse, beli sıkar, paçası sıkar. Eşofman giyince daha rahat oluyor demek ki. Otobüsle seyahatin de bir sosyal statüsü vardır. Eşofman çok yakışmıyor ama rahat ettiriyor belli ki.
Yakında eşofmanlar insanın üzerine yapışacak. Evde, arabada, okulda, camide, cenazede, sokakta, çarşıda, pazarda insanların üzerinde olacak. Korona koşulları da milleti eşofmana iyice alıştırmıştı. Evin içine hapsolan millet pantolon giymeyi unutmuştu.
Eşofman sosyal hayatta yadırganmıyor artık. Ancak devlet dairelerinin bir kutsiyeti var. Memurluğun bir disiplini var. Çağdaş olmasa da, disiplin her zaman görev bilinç ve sorumluluğunu uyaran bir etmendir. Dolayısıyla insanların evde kaykıldığı kıyafetlerle sosyal hayatın içine dalmaları çok sağlıklı görünmüyor.