Dünya futbolunda Ronaldo’yu hepimiz tanırız. Çalışkan, disiplinli ve zeki…
Gazetede şöyle bir haber başlığı gördüm:
“Ronaldo takım arkadaşlarına savaş açtı!”
.
İlgimi çekti tabi.
İnsan takım arkadaşlarına neden savaş açar ki?
Neden onlardan şikayetçi olur ki?
.
Nihayetinde aynı takımdasınız.
Aynı hedef için çalışıyorsunuz.
.
Meğerse Manchester United’ın yıldızı Cristiano Ronaldo, takım arkadaşlarının ekstra çalışma yapmamasından şikâyetçiymiş.
.
İşte bu sebeple de takım arkadaşlarının performansını yükseltmek için büyük bir savaş başlatmış.
.
Kendisi profesyonelliğin en uç noktasını yaşıyorken, arkadaşlarının da bu yönde çalışmasını istemiş.
.
Onların kendisi kadar çalışmadıklarını öne sürerek, “Gelişmemiz gereken çok şey var diyorum çünkü benim için en önemli şey zihniyet. Kendinize bakıp ‘daha iyisini yapabilirim’ demelisiniz” ifadesini kullanmış.
.
Özellikle takımdaki gençlerin, öğütlerini dinlememesine kafayı takmış.
.
“Profesyonel olmak için takıma yardım edin, sağlam ve kendi kendini yetiştirmiş pozitif bir zihne sahip olun. Bu detaylar size bağlı. Antrenörlere, taraftarlara veya basına değil. Kendinizle gurur duyuyorsanız ve saygınlığınız varsa, bunun çok daha fazlasını yapmalısın.”
Kendisi her antrenmandan sonra ekstra çalışmalar yapan Ronaldo, arkadaşlarının çoğunun aynı şeyi yapmamasına şaşırıyormuş meğer.
.
Genç oyunculara şöyle diyormuş:
“Size öğüt verirsem, benden küçük de olsan, bunu günlük hayatın içinde uygulamazsanız işiniz zor olur. Size yardımcı olma konusunda 1 numara benim. Ama yardımımı istemiyorsan işini yap, kendine bak, takıma yardım etmek için elinden geleni yap.”
.
“Genç bir oyuncuyla bütün gün konuşabilirim ama içinden gelmiyorsa imkânsız. 18, 19, 20 yaşlarındayken bazı yaşlı oyucular benimle konuştu ama ben bunu ‘Cristiano, gelişmen gerek. Senden daha fazlasını biliyorlar ve daha deneyimliler’ olarak düşündüm.”
.
36 yaşındaki Portekizli yıldız Ronaldo’nun titiz fitness rejimi, futbolun zirvesinde kalmasına önemli bir faktör.
.
Kendisi 18 yaşında Sporting Lizbon’dan Manchester United’a transfer olduğunda, kulübün kondisyon ekibine kendisini dünyanın en iyi oyuncusu yapmasına yardım etmesi için meydan okumuş. Antrenmanlarda ayak bileklerine ağırlıklar takmış…
Bu kulüpte bireysel antrenörle çalışan ilk oyuncu olmuş.
Antrenmandan sonra yeteneklerini mükemmelleştirmek için saatlerce özel olarak çalışmış.
Vücudunun iyileşmesine yardımcı olması için evinde kriyoterapi buz odası bile kurmuş.
.
“Aynaya bakmalı ve ‘her şeyimi veriyorum’ demelisin. Bence hepimiz bunu yapmalıyız. Yeni bir yıl, sayfayı değiştiriyoruz. Kazanacak çok şeyimiz var ve buna inanmak zorundayız. Aksi takdirde kâbus olur. Takıma yardımcı olmak için farklı ve daha iyi şeyleri geliştirmeye çalışıyorum. Asıl mesele bu. Hepimiz takımı daha iyi hâle getirmek için buradayız. O yüzden deneyelim. Zor anlarda birlik olmalıyız.”
.
Adamın çalışmasına ve fikirlerine bakınca kendi arkadaşlarına değil de, sanki bizim politikacılara ders veriyor mübarek…