Bugünlerde demagojinin her türlüsüne şahit oluyoruz. Laf ebeliği olarak Türkçeleştirilen Demagoji; halkın isteklerine, önyargılarına ve korkularına dayalı olarak yapılan siyaset ve destek arayışıdır
Bugünlerde demagojinin her türlüsüne şahit oluyoruz. Laf ebeliği olarak Türkçeleştirilen Demagoji; halkın isteklerine, önyargılarına ve korkularına dayalı olarak yapılan siyaset ve destek arayışıdır şeklinde tanımlanıyor.
Genellikle üstün bir hitabet ve propaganda yeteneği gerektiriyor bu laf ebeliği. Çoğunlukla, dindarlık, milliyetçilik, devrimcilik, sağcılık, solculuk gibi popüler kavramlar üzerinden, bu kavramlara koşulsuz bağlılıklar üzerinden yapılıyor. Bir yerde sömürü kokusu da vardır.
Tarihçi Reinhard Luthin laf ebelerinin hitabet, pohpohlama ve hakaret etme konusunda becerikli olarak tanımlıyor. Bu kişiler genellikle önemli konuları tartışmaktan kaçınır. Herkese her şeyi vadedebilir. İnsanların aklına değil, duygularına hitap eder. Dinsel, ırksal veya sınıfsal ön-yargıları sömürmekten kaçınmaz. Öyle olmasa bile her zaman halk adamı gibi görünür.
Demokrasilerde yöneticiler seçimle geldiği için, halkın yönetimi nüfusun en alt ortak paydasına hitap eden kişiye verme eğiliminden yararlanırlar. Demagoglar rakiplerini zayıflık veya ihanetle suçlarken, güçler ayrılığını ortadan kaldırarak diktatörleşme eğilimi gösterirler.
Laf ebelerinin en sık başvurduğu yöntemlerden biri halkın yaşadığı sorunları başka bir dini, etnik veya sınıfsal gruba mal etmek şeklinde ortaya çıkar. Bunun tarihte çok sayıda örneği vardır. Memlekette daha gelişmişleri bulunuyor. Toplumu sınıflara ayırmak ve kamplaştıran dil kullanmak en önemli hünerleridir.
Halk içerisinde var olan korkuların derinleştirilerek kitlelerin desteğini sağlamaya çalışmak demagogların başvurduğu yöntemlerden bir diğeridir.
Demagoglar, halkın duygularını harekete geçirmeyi hedeflediklerinden bu duygulara en çok hitap edecek fikir ve söylemleri doğru olup olmadıklarına bakmadan kullanırlar. İnsanlara duymak istediklerini veya onları en çok heyecanlandıracak şeyleri söyleyerek duygularını harekete geçirmeyi ve bu şekilde oy kazanmayı hedeflerler.
Tarihteki birçok demagog, insanları duygusal bakımdan heyecanlandıracak ve onları coşturacak hitabet yetenekleri sergilemişlerdir. Konuşma sırasında tonlama, belagat ve kişisel karizmaları bu beceriye sahip olmalarına neden olur. Demagoglar, bu becerileri sayesinde kitlelerin hayranlığını veya sevgisini kazanarak gözlerini boyarlar. Böylece insanlar oy verirken gerçeklerden ziyade içinde bulundukları duygusal heyecana kapılırlar ve demagoglar seçimleri kazanır.
Demagog politikacıların rakiplerini beceriksiz, zayıf veya başarısız olmakla suçlaması yaygındır. Rakip politikacılar öyle olmasa da, sürekli tekrarlamak suretiyle, medya kanallarını da kullanarak inandırmaya çalışır.
Demagoglar, vaatlerini uzun uzun ve ballandırarak anlatırlar ancak nasıl yapacaklarına dair detay vermezler.
Demagogların kendi taraftarlarını diğer gruplara karşı kışkırtması, fiziksel şiddet kullanmaya yöneltmesi de sık görülen yöntemlerdendir.
Demagogların rakipleri hakkında aşağılayıcı sözler söylemesi veya onlarla alay etmesi de yaygındır. Özellikle, rakibe küçümseyici bir lakap takarak tüm söylemlerde bu lakabı tekrar tekrar kullanarak yerleşmesini sağlamak tarih boyunca birçok demagog tarafından kullanılmıştır.
Laf ebelerinin siyasette kullandıkları daha çok taktik var. Saymakla bitmez. Memlekette en çok kullanılanı, dış güçler, dikili ağacı yok, o anlamaz, bunlar iyi günleriniz, Amerika batıyor. Herkese tanıdık geliyordur mutlaka.