Siyasette nezaket denen kavram çoktan öldü.
Siyasi erk koltuk korumaya odaklanınca çirkin manzaralara da gülebiliyorlar. Aklıselim insanın hezeyan duyacağı olayları sevimli bulabiliyorlar. Yazıklar olsun.
Olay spontan gelişmişmiş. Olsun. Ne şekilde gelişirse gelişsin. Bir açılış töreninde bir çocuğun eline mikrofon verip de ana muhalefet partisi liderine hain demesine gülüşmek, konuşmanın ardından tek bir kelime ile de olsa düzeltme yapmamak, insan olana yakışan bir davranış değildir.
‘Arkadaşlar bu Bay Kemal, Cumhurbaşkanı amcamın karşısında kim? O adam hain, hain. Burada adam, en iyi adam. Ona oyunuzu verin. En büyük."
Laflar bunlar. Televizyon kanalları da verdi. Elbette sözlerin muhatabı, olay karşısında haber yapmayın, daha o çocuk diyerek çocuğu korumaya çalışsa da, konuşmaya gülenleri incelemek lazım.
Ulaştırma ve Altyapı bakanının ağzında maske olmadığı için, ağzı kulaklarında olduğu dikkati çekiyor. Ya çocuğun ne dediğini anlamadı, atama erki güldüğü için gülüyor, ya da gerçekten onaylıyor da gülüyor. Onaylayıp güldüyse insanlığından fire veriyor demektir. Anlamadığı, atama erki güldüğü için gülmüştür inşallah.
Çevre ve şehircilik bakanı çocuğun konuşmasına daha çok gülüyor. Maskesi olmadığı için daha da belli oluyor. Anlamadığı belli. Gülerken arada bir de atama erkine bakıyor. O gülmese gülmeyecek. O tebessüm edince daha bir güzel gülüyor.
Cumhurbaşkanı maske takmadığı için çocuğun konuşması esnasında güldüğü ayan beyan görünüyor. Elbette çevredekilerin düzeltme yapması beklenmez. Atanmışlar atayandan izinsiz tek bir hece bile edemez. Edemiyorlar zaten. Sağduyunun sesi, küçük çocuğun sözlerinin Cumhurbaşkanı tarafından düzeltilmesi idi. Ama sağduyu kaybolalı o kadar çok oldu ki, daha ağırını siyasiler söylüyor zaten.
İçişleri bakanı ağzında maske olsa da, ağzı kulaklarına kadar varmış görünüyor çocuk konuşurken. Resimde bulunanlardan bazıları gülmüyor ama yapacak bir şey yok.
Resim iyi analiz edilirse, bu siyasi yapının artık siyaset sahnesinden uzaklaşması gerektiği ayan beyan görünüyor. Siyaset ne kadar kirlenir ise, milletin ortak paydası o kadar çok zarar görür. Bunu kar felaketinde de gördük.
Çocuğu konuşturup gülenler, insani değerlerini yitirmiş gibi görünüyor. Zaten siyasi söylemlerinde de sıklıkla insani olmayan suçlamalarda bulundukları dikkati çekiyor. Tehlikeli olan kendilerinin yerine çocuklara da söyletmeleri. Bunun daha önce de benzerleri yapılmıştı. Düşük siyaset olarak nitelendirilen bu davranışlar, gerçek demokrasilerde yoktur. İnsan hakkı ve hukukuna taciz yoktur. Kendilerinden başkasını öcü görenler, koltuğun insanlıktan çıkardığı karakterlerdir. Yazıklar olsun.