Gelenekler bir toplumun varlığını sürdürmesinde, bireylerinin gelişiminde önemli rol oynayan olgulardır.

Her ne kadar çağdaş veya entelektüel yaşam tarzını tam kavrayamamış ama öyle görünmeye çalışanlar tarafından eleştirilse de hangi çağdayız diye alay edilse de geleneklerin toplum yaşamında ve varlığını sürdürmesinde önemli yeri vardır.
Günümüzde memleketin bir yerlere savrulmasını durduran en önemli unsur da geleneklerin yaşıyor olmasıdır. Toplum mühendisleri 100’den fazla örf, adet ve geleneğin yaşadığını, bu nedenle Türkiye’yi bir şekilde Araplaştırma veya Batılılaştırma hedeflerinin çok işe yaramadığını belirtiyorlar.
Gelenek ve görenekler, Orta Asya’ya kadar uzanıyor. Binlerce yılda kaybolmamış eylemlerden biri de yeni doğan bebeklerde kırk uçurma adetidir.
Doğum yapan bir anne, bebekle birlikte kırk gün evden dışarı çıkmaz. Aynı zamanda tebrik etmeye gelecek olanlar da bebeğin kırkının çıkmasını bekler. Bu geleneğin en önemli dayanağı, bağışıklık sistemi düşük olan anne ve bebeğin mikrop kapmamasıdır. Hassas olan bu dönemin hastalıktan ari geçirilmesi gerekir.
Kırk gün tamamlandıktan sonra kırkın uçurulması adeta tören gibidir. Kırk gün banyosu son günlerde unutulmaya yüz tutmuş olsa da çoğu yerlerde devam eden bir gelenektir. 40 taştan tutun da kırk tas suya kadar çok çeşitli, keyifli uygulamaları vardır.
Yeni doğan bebek ve ailesi kırk uçurma merasimleri yapıldıktan sonra, ilk önce yakın akrabalara ziyarete gider. Hemen çarşı pazara çıkılmaz. Ziyarete gidilen nineler-dedeler içinde keseler olan bir sepet hazırlar. Keselerin içinde çok değişik sürprizler vardır.
Keselerden biri bozuk para doludur. Kimileri kırk tane koyar ama bozuk para olması bebeğin ömrü boyunca bol ve bereketli kazançları olsun anlamına gelir.
Yine sepetin içinde pamuk vardır. Pamuk bebeğin saçları ağarana kadar uzun ömrü olsun dileğidir. Yine yüreğini de pamuk gibi yumuşak ve merhametli olsun dileğini ifade eder.
Keselerin birine şeker konur. Şeker; ağı tadıyla bir ömür geçirsin, yüzü hep gülsün anlamına gelir. Hani bu inceliklerin ifadesi kolay değildir.
Sepetin içinde bir kese de pirinç vardır. Pirinç veya bulgur düğünlerde de kullanılır. Bolluk ve berekete işaret eder. Eve bereket getirsin dileğini ifade eder.
Tuz da konur sepetin içine. Tuz, ağzının tadı tuzu iyi olsun anlamına gelir.
Sepetin içine yumurta da koyulur. Karnı tok sırtı pek olsun anlamı taşır.
Kimi yerlerde bakliyat da eklenir keselerin içine. Bolluk ve bereket dilenir. Şehir hayatı bu gelenekleri yavaş da olsa unutturuyor ama kırsal kesimde kırk uçurma hala güncelliğini koruyor. Gelenekleri yaşatmak kimliği korumada önemli bir faktör. Unutmamak gerekiyor.