Şu anda memlekette gündemin ana maddesi elektrik zamları.

Şu anda memlekette gündemin ana maddesi elektrik zamları.
.
Ülkenin her yerinden protesto sesleri yükselmekte, televizyonlardaki programlarda elektrik zamlar tartışılmakta ve halk sokaklara taşmakta.
.
Mevcut iktidarımızın zam kararlarını alırken yaptığı beceriksizliğe karşı, sürekli bir geri adım atma telaşı içine girmesi bunun kanıtı.
.
Küçükken bir oyun vardı.
Karşılıklı geçilip adım adım birbirine yaklaşılırken: “Aldım verdim ben seni yendim” şeklinde sözler söylenip sonucunda kim kimin ayağına basarsa o kazanırdı.
Benim yaştakiler rahat hatırlamıştır.
Bu elektrik işi ona döndü.
.
Önce fahiş zamlar açıklandı.
Sonra hükümet günlük tüketimde bir adım geri attı ve:
“Ucuzlattık” şeklinde empoze etti.
.
Temel gıdalar başta olmak üzere zam kalmayan ürün kalmadı,
İktidarımız çıktı:
“Temel gıdada KDV’yi indirdik” dedi.
Zamlar yüzde 100 olurken, inen KDV miktarı yüzde 7 oldu ve sözüm ona kıyak yapıldı.
Aman ne indirim, ne indirim?
.
Sonuçta halk:
Önce cebine giren paraya,
Sonra da cebinden çıkan paraya baktı.
Hesabını yaptı ve bunları yemedi tabi.
.
Protestolar daha da yükseldi.
.
Siz:
Memleket ekonomisini altüst ederseniz,
Faiz, dolar, altın üçgeninde istediğiniz gibi gezinirseniz,
Yılda yetmiş beş kere ekonomiden sorumluları değiştirirseniz,
Karagöz’ün gözlerine bakarak ekonomi yönetirseniz,
Hatta kitabını bile yazarsanız,
Başta elektrik olmak üzere tüm girdilere kabul edilemeyecek kadar zam yaparsanız,
Sonuç bu olur.
Geri adım atıp durursunuz.
.
Sizi vatandaşa şikâyet eden muhalefete de kendi beceriksizliğinizi örtbas etmek için:
“HDP ile kola giriyorlar” diyerek veya
“Bu ülkede ezan sesi susmayacak, bayrak inmeyecek” şeklinde bağırıp durursunuz.
 
***
KİM YÖNETİYOR?
Biz memleketi AK Parti yönetiyor sanıyoruz ancak, meğer CHP yönetiyormuş.
.
“Şaka mı bu şimdi?” demeyin.
.
İşte kanıtı:
Başak Kaya, Sözcü’deki haberinde durumu şöyle özetlemiş:
CHP, asgari ücretin 4 bin liranın üzerine çıkarılmasını istedi,
İktidar asgari ücreti 4.250 yaptı.
.
CHP, 1500 liranın altındaki emekli aylıklarının 2 bin 500 liraya çıkarılmasını istedi,
İktidar yaptı.
.
CHP, taşeron işçilerinin kadroya alınmasını istedi,
İktidar yaptı.
.
CHP, elektrik faturalarından yıllardır alınan yüzde 2'lik TRT payının kaldırılmasını istedi,
İktidar yaptı.
.
CHP, emeklilere ramazan ve kurban bayramlarında birer maaş tutarında bayram ikramiyesi verilmesini istedi,
İktidar bu talebi 1000 lira olarak yerine getirdi.
.
CHP, temel gıda maddelerinde yüzde 8 olarak uygulanan KDV’nin sıfırlanmasını istedi,
İktidar bu talebi de geçtiğimiz günlerde yüzde 1 olarak uygulamaya başladı.
.
CHP, elektrikte ilk kademe olan 150 kilovatın 230’a çıkarılmasını talep etti,
İktidar nu talebi de 210 kilovat olarak yerine getirdi.
.
CHP polis, öğretmen ve sağlıkçılar için 3600 ek gösterge talep etti,
İktidar tarafından gündeme alındı.
.
CHP, Öğretmenlik Meslek Kanunu’nu gündeme getirdi.
Öğretmenleri pek tatmin etmese de İktidar yasayı TBMM’den geçirdi.
.
CHP ve İYİ Parti “Emeklilikte yaşa takılanlar” konusunda ısrarlı, bakalım iktidar ne yapacak?
Merakla bekleniyor…
.
Anlayacağınız, muhalefet olmasa bir şey olacağı da yok…
 
***
ASIL PETROL
Bizim medya grubuna bağlı Boğaz Gazetesi’nin haberine göre Çanakkale’de petrol aranacakmış.
.
Daha önce termal kaynaklar aranmıştı.
.
Hatta altın da arandı.
.
Arayan arayana…
Bulursanız bize de haber verin bari.
.
Halbuki Çanakkale’mizde aranacak en değerli şey turizmdir.
.
Aranacaksa turizm yatırımları,
turizm alanları aranmalıdır.
Elimizde olanlar değerlendirilmelidir.
Yatırımlar, teşvikler hep turizme yönelik olmalıdır.
Turistin şehirde kalma süreleri artırılmalıdır.
.
Elimizde en belirgin olarak:
İç turizme yönelik,
“Gelibolu Tarihi Alanları”,
Dış turizme yönelik,
“Troia” (Truva, Troya ne derseniz artık) vardır.
.
Bunlardan yeterince faydalanıyor muyuz sizce?
.
Asıl demek istediğim bu:
Petrol burada,
Altın burada,
Termal burada…
.
İşin kolay yanı:
Altın aramak,
Petrol aramak.
.
Arayın, arayın…
.
Hani kurvaziyer liman?
Hani deniz turizmi?
.
Gemilerle 5000 kişi limandan şehre gelecekti?
Esnaf ihya olacaktı?
.
3 tarafı deniz olan Çanakkale’den diğer şehirlere veya yurt dışına bir tane deniz ulaşımı yok.
.
Bu koskocaman bir ayıp.
.
1970’lerde İstanbul’a denizden gidebiliyorduk,
Şimdilerde Gökçeada’ya bile zor gidiyoruz…
.
Haber neydi sahi?
Petrol mü aranacakmış?
.
Hah bir o eksikti zaten…
 
***
DEVETABANI
İnsanların bazıları takıntılıdır.
Takarlar yani.
Olmadık şeylere takılırlar.
.
“Benim yok” demeyin illa vardır sizin de kenarda, köşede bir takıntınız.
.
Misal ben “Dur Yolcu” yazan yerdeki bayrağa bakarım.
Sağa doğru dalgalanıyorsa, “Lodos”,
Sola doğruysa “Poyraz” derim.
Detaya girmem.
Yıldız, keşişleme, gün doğusu, gün batımı gibi adlara takılmam.
.
Havaya bakarım,
Bulutluysa “Her halde yağmur yağacak” derim.
Havanın nemine, basıncına bakmam.
İlgilenmem bile, umurumda olmaz.
Hava soğuksa da soğuktur.
Nedenine bakmam.
.
Ancak bu aralar bizim evdeki devetabanına taktım.
Hem de ne takma.
.
Hepiniz bilirsiniz, hani kocaman yaprakları delikli olan bitki.
Yemyeşildir,
Baktıkça insanın içini açar.
Eve bir ferahlık verir.
.
Güzellik verir, yeşillik yapar.
.
İnternette veya başkalarının evlerinde gördüğüm devetabanlarının yaprakları delikli,
Bizimkine bakıyorum, yaprakları bütün ve toplam 3 yaprağında tek delik var.
.
Hemen araştırmaya girdim.
Yazdım Gugul’a:
“Devetabanının yaprakları neden delikli değil?”
.
Bir tane sonuç bulamadım.
.
Misal:
Devetabanının ağlamasını anlatıyor, ama neden delikli olmadığından bahsetmiyor.
.
Yazın yapraklarına su sıkılacağından bahsediyor,
Delikten haber yok.
.
Güneşte bırakıldığında güneşe doğru eğildiğini anlatıyor, neden deliksiz olduğundan bahsetmiyor.
.
Ya bu sorun ilk defa bende oluyor,
Ya da gugul bana gıcıklık yapıyor.
.
Ama ben yılmadım, durmadım ve tekrar tekrar araştırdım.
Sonunda gugulun memleket sırrıymışçasına ta diplerinde sakladığı gerçeğe ulaştım.
.
Şöyle yazıyordu bir sitede.
Yaprakların yarık veya delik oluşturmaması:
“Bu sorun genellikle yeterli su veya yeterli gübre eksikliğinden kaynaklanır. Eğer bitki boyu yüksekse, kompostasının yeterli gelip gelmediği kontrol edilebilir. Köklerin toprağa veya nemli bir yosun direğine yerleştirilmeleri önerilir.”
.
Anlaşıldı…
.
Benim zamlı su faturalarından sonra çiçeklere uyguladığım “Kesintilermiş” meğer sebep.
.
Geçenlerde dizdim çiçeklerin hepsini karşıma:
“Bakın!” dedim,
“Eğer zamlardan dolayı bir su sıkıntı varsa, bunu hep beraber çekeceğiz. Eskisi gibi her gün bol bol su yok. Bundan böyle sizlere haftada iki defa su vereceğim... Kökünüzü ona göre saksınıza uzatın” dedim.
.
Bizim devetabanının böylesine tepki vereceğini nereden bilebilirdim ki?
.
Anlayacağınız bu bitki, Belediyeyi protesto için resmen “Deliksiz yaprak” açıyormuş…
.
Yani,
Bizim onca insanın gösteremediği tepkiyi, bu devetabanı yapmış da haberim yokmuş.
Vallahi helal olsun…