Hemen bütün dünyada olduğu gibi yurdun değişik yörelerinde arı kayıplarının başında varroa akarı gelmektedir.
Hemen bütün dünyada olduğu gibi yurdun değişik yörelerinde arı kayıplarının başında varroa akarı gelmektedir. Arıların artık varroayla birlikte kendilerini sürdürmeleri imkânsız olup, mücadele zorunlu olmaktadır. Afrikanize ırklar dışında varroayla baş edebilen arı ırkı da bulunmamaktadır. Çok hırçın arılar, az da olsa varroayla başa çıkabilmektedir.
Eski arıcılar, 1980’lerden önce bir iki kayıpla kışı atlattıklarını anlatmaktadırlar. Oysa günümüzde varroanın bulaşmadığı yer kalmamış ve arı kayıplarının ana aktörü haline gelmiştir. Varroa zararlısı hem kanatsız arı virüsü başta olmak üzere hastalıkları bulaştırmak hem de larva döneminden itibaren arıya asalak olmak suretiyle zarar vermektedir. Varroayla mücadelede, kimyasal mücadele kadar biyoteknik mücadele yöntemleri de etkili olmaktadır.
Biyoteknik mücadelede varroa tuzakları, polen tuzakları önde gelmektedir. Kovan uçuş deliğine yerleştirilen tuzaklar tarlacı arılar üzerindeki ergin varroaları düşürmektedir. Yine polen tuzakları da benzer şekilde iş görmektedir.
Tarakla varroa yakalamak da mücadelede etkili olmaktadır. Varroa yaz aylarında, yaşam döngüsünün çoğunu yavru gözleri içerisinde geçirmektedir. Bu yöntemde, kraliçe yönlendirilmektedir. Varroalı peteklere tarak geçirilmek suretiyle kraliçenin temiz petek gözlerine yumurta bırakması sağlanmaktadır.
Toz uygulama varroayla mücadelede en etkili uygulamalardan biridir. Bu uygulama köy tavuklarının davranışlarından doğmuştur. Tavuklar üzerlerindeki bit ve keneleri düşürmek için, eşinmekte ve tüylerinin arasına toz doldurmaktadır. Tutunamayan parazitler dökülmektedir. Varroayla mücadelede de, toprak tozu, tebeşir unu ve pudra şekeri gibi tozlar kullanılmaktadır.
Hemen bütün biyoteknik uygulamalarda, varroa arının üzerinden düşürülmektedir. Düşen varroanın bir şekilde kovan ortamında kalmaması gerekir. Genellikle termo tabanlı kovanlarda varroa düştükten sonra ızgaradan aşağıya inmekte ve tekrar kovan içine dönememektedir. Polen tuzağı da aynı şekilde varroayı ızgara altına düşürmektedir.
Uçuş deliği önüne konan tuzak, zeytinyağı ve benzeri maddeler kullanılarak da varroayla mücadele edilmektedir.
Erkek arı gözü yaptırmak da biyoteknik mücadelelerin önde gelen yöntemlerindendir. Sol başa yerleştirilen şerbetlikler altına arılan erkek arı gözlü petek örmekte ve varroa erkek arı larvalarını tercih etmektedir. Henüz erkek arılar ergin hale gelmeden peteğin kesilip atılması veya apilarnil elde etmek amacıyla kullanılması varroa zararlısını azaltmaktadır. Kovan içine erkek arı gözü olan çerçeve yerleştirmek ve varroayı erkek arı larvalarına yönlendirmek, daha sonra erkek arı larvalarını imha etmek de varroa sayısını azaltmaktadır.
Varroayı doğal olarak aç bırakıp yok etmek de mümkün olmaktadır. Yaz aylarında ergin varroanın ömrü bir buçuk iki ay arasında değişmektedir. Ana arıyı hapsedip, yumurtayı azalttırmak veya koloniye yeni kraliçe yaptırmak, kovan içindeki varroların aç kalmasını ve sonuçta açlıktan ölmesini sağlamaktadır.
Biyoteknik mücadelede kimyasal olmadığı için kalıntı sorunu yaşanmamaktadır. Direnç gelişimi de gerçekleşmemektedir. Aynı zamanda ucuz yöntemlerdir. Buna karşın oldukça karmaşıktır. Kimyasallar kadar etkili değildir. Varroa nüfusunu % 80 civarında azaltabilmektedir. Kimyasal uygulamalara göre uzun zaman almaktadır.
Varroayı düşüren ve döken uygulamalar, termo tabanlı kovanlarda daha etkili olmaktadır. Tahta tabanlı kovanlarda, arının üzerinden düşen varroa tekrar arının üzerine çıkabilmektedir.