Sahtekârlık artık normal olmaya başladı. Raftan alınan her ürün şüphe uyandırıyor. Acaba içine ne konmuş olabilir diye endişe ediyor insan.

Sahtekârlık artık normal olmaya başladı. Raftan alınan her ürün şüphe uyandırıyor. Acaba içine ne konmuş olabilir diye endişe ediyor insan. Arama ve taramalar ne kadar sıklaşırsa da hainler insanın sağlığıyla oynamaya devam ediyor.
Tarım Bakanlığı belli dönemlerde yaptığı taramaları kamuoyu ile paylaşıyor. Yine uzun bir liste yayınladı.
Tarım ve Orman Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, taklit ve tağşiş yaptığı belirlenen işletmeler ve ürünlerinin parti numaraları ilan edildi. Açıklamada, ülkede gıda güvenilirliğinin sağlanması, gıdalarda taklit ve tağşişin önlenmesi, kişilerin sağlığı ve tüketici menfaatlerinin korunması ile sektörde haksız rekabetin engellenmesi amacıyla, gıda ve gıdayla temas eden madde ve malzemelerin, üretim, işleme ve dağıtımının tüm aşamalarında resmi kontrol faaliyetlerinin büyük titizlikle yürütüldüğü ifade edildi.
Bakanlığın sitesinde yer alan duyuruda, alkollü ve alkolsüz içecekler, arıcılık ürünleri, baharat, bitki, çay ve kahve, bitkisel yağ, çikolata ve kakao ürünleri, enerji içecekleri, et ve et ürünleri, pastacılık ürünleri ve tatlılar, süt ve süt ürünleri, şekerli mamuller ve takviye edici gıdalarda taklit ve tağşiş yapıldığı veya ilaç etken maddesi ilave edildiği belirlenen ürünlerin listesi yer aldı.
İşin kötüsü, insanlar sahte ürünlere alışacaklar, gerçek ürünleri sahte zannedecekler. Listede o kadar çok firma ve ürün var ki takip etmesi zor.
Sahtekârlar bu defa alkollü ürünlere çöreklenmişler. Malum alkollü içeceklerde kar marjı çok büyük. Sahtesi daha çok para kazandırıyor. KDV ve ÖTV’si yüksek olan bu ürünlerde sahteleri 5-6 kat daha yüksek fiyatla alıcı buluyor. Sigarada bile sahtesini üreten mini tesisler kurulmaya başlandı merdiven altlarında.
Sahte balcılar da az değil. Arıcılarla işbirliği içinde tonlarca bal üretmişler. Geçenlerde zincir marketlerden birinde 850 gramlık kavanozda 22 liradan satılan bal vardı. Kavanozun fiyatı 5 lira. Paketle, etiketle ve naklet derken içindeki balın 10 liraya dolması gerekir. Üstelik çiçek balı olan bu mallar, çok daha pahalıya satılması gerekir.
Uyanık sahtekârlar, artık şerbetle, şurupla arıya bal yaptırıp çiçek balı diye satabiliyorlar. Prolin değeri düşük olan bu ballarda mısır şurubu kaynağının da yüksek olması dikkati çekiyor.
Petekli balı sahtekârların yapamayacağını herkes bilir. Sabun kalıbı gibi petek ballar piyasada cirit atıyor. Ama arıya şerbet şebekesi döşer de tankerle şurup verirseniz sabun kalıbı gibi karakovan balı yaptırırsınız. Yazıklar olsun.
https://www.tarimorman.gov.tr/Lists/Duyuru/Attachments/1556/Kamuoyu_Duyurusu.pdf bu bağlantıda çok sayıda ünlü firma da var. Çaylarda zeytinyağında sahtekârlığın bini bir para.
Kanunlar yetersiz olduğu gibi tüketici bilinci de gelişmiyor bir türlü.
Hiç kimse 22 liraya bal mı olur diye düşünmüyor. Ayçiçek yağı 40 liraya dayanmış, 45 liraya zeytinyağı mı olur diye şüphe etmiyor. Market güvenliğinden yararlanan bu sahtekarlar, insanımızı zehirlemeye, namuslu, dürüst üreticilerin de ayağına vurmaya devam ediyor.