Bütün insanın kafası yazdıklarıyla, okuduklarıyla ve olaylardan dolunca akşam eve gidince şöyle bir rahatlamak istiyor.

Bütün insanın kafası yazdıklarıyla, okuduklarıyla ve olaylardan dolunca akşam eve gidince şöyle bir rahatlamak istiyor.
.
Çoğu insanın yaptığı gibi kafasını boşaltmak adına boş işler yapmak en kolay yolu.
Çözüm olarak televizyonda film izlemek.
Mevcut televizyonlardaki diziler beni pek açmadığından, özel platformlardakilere bakıyorum haliyle.
.
Son seyrettiğim:
“Vikingler: Valhalla”
.
İngiltere Kralı günah çıkartıcı Aziz Edward’ın ölümünün ardından 3 lordun İngiltere tahtında hak iddia etmesi üzerine, İngiltere’nin kaderini etkileyecek olayların peşpeşe geldiği filmde, Vikinglerin de sonunun geldiği kurgu olarak anlatılıyor.
.
Burada asıl konu şu:
Dinin insanlar üzerindeki etkisi.
Bu etki kapsamında din adına yapılan vahşet…
.
Dini kendisine göre yorumlayanların, zayıf insanlara uyguladıkları baskı ve kıyımlar…
.
Sırf Hristiyan olmadığı için işkence gören, zulme uğrayan Paganların düştüğü durum.
.
Bu mübarek Cuma günü için anlatılacak ve ibret alınacak bir dizi film.
İnançların insanlar tarafından kullanılması ve bunları tanrı adına yaptıklarını söylemeleri…
.
Günümüzde de bu gibi kışkırtmalar, din adına yapılan karalamalar mevcut.
Laiklik kavramının önemini hala anlayamamış bu gibi yobazların hala insanları birbirine düşürmek gibi bir gayret içinde oldukları da malum.
.
Dinin siyasete alet edilmesiyle siyasal-dincilerin ortaya koydukları siyaset, 2022 yılında bile hala geçerliliğini koruyor.
Ana sebebinin “Cehalet” olduğu bu dönemde senaryosu kurgu olarak yazılmış bir dizi filmin başka örneğini de yaşıyoruz sanki.
.
Kafa boşaltmak için seyrettiğim dizi bu yazıyı yazdırttı bana.
Bir dahakine “Aile filmi” seyredeceğim…
Kağıdı boş verir geçerim.
 
***
BEYAZ GİYER KIŞ GÜNÜ
Tansu Çiller:
“Milletimi özledim” demiş.
.
Vatandaşın ilk cevabı şu olmuş:
“Bakalım bu millet seni özledi mi?”
.
İkinci cevap arkadan gelmiş:
“Artık ne kadar ayrı kaldıysa…”
.
Tansu abla!
Gel sen beni dinle…
İstersen hiç uğraşma ha…
.
“Başkalarına oy kazandıracağım” diye siyaset sahnesine girip de kendini madara etme istersen.
.
O zamanlar büyük bir gazla geldin.
Boşluk vardı.
Kazandın (veya kazandırıldın)
Cebindeki “Yeşil Kartla” Amerikan vatandaşı olduğun halde başbakan oldun.
.
Sonrası malum.
.
Bacım otur sen oturduğun yerde,
Hiç sıkma canını.
Bu kış mevsiminde beyaz giyenlere pek itibar etmiyorlar.
Bu saatten sonra merkez sağa vereceğin bir şey yok…
 
***
DOKTORLAR
Bizim canımız, ciğerimiz doktorlar.
Her başımız sıkıştığında koştuğumuz,
Canımızın emaneti doktorlar…
.
Son zamanlarda gördükleri muamele can sıkmaya başladı.
“Varsın gitsinler” şeklindeki dayatma hiç hoş olmadı.
İktidar olarak bir dinleyin.
Ne diyorlar?
Ne istiyorlar?
.
9 bin ila 25 bin lira alıyorlarmış.
Öyle yazıldı.
“Gerekirse yurt dışından getiririz” dendi, tehdit edilerek…
.
Almanya çağırdı hemen.
Kapılarını açtı:
“Gelin”
.
İlk etapta “Stajyer doktor” olarak kabul edeceğini söyleyen Almanya “4500 ila 6500 Euro arasında maaş veririm” dedi.
.
Teklif cazip.
Almancayı öğrendin mi, tutma gitsin…
.
“Beni Türk hekimlerine emanet ediniz” cümlesinden geldiğimiz nokta bu:
“Varsın gitsinler…”
Peşinden şu cümle geldi:
“Gerekirse yurt dışından getiririz…”
Bundan da:
“Beni yabancı doktorlara emanet ediniz…” anlamı çıkar.
.
Kısaca:
Nerden, nereye…
.
20 senedir memleket idare eden bir iktidarın, son yıllarda toplumun çalışan kesimleriyle sürekli kavga etmesi anlaşılır gibi değil.
İktidarın çözüm için vardır ama bu konuda sıkıntı yaşaması anlaşılır gibi değil.
.
Elbette ekonomik kriz ortada.
Ama bunun suçlusu da doktorlar değil ki…
.
“Sıkıntı var” diyerek vatandaşı mağdur etmenin bir manası yok.
O koltuk çözüm yeri.
O halde çözecek olan kendileri.
.
Köprü açmakla,
Otoyol yapmakla,
Tünel kazmakla dertler bitmiyor.
.
Köprüden, otoyoldan, tünelden geçecek vatandaş da lazım.
Ona “git”, buna “git” dersek “Geççek” vatandaş bulamayacağız yakında…
.
Bu yaşananlar karşısında doktorlar radyolarda bir istek şarkısı bulmuşlar sürekli bunu istiyorlarmış.
.
Şarkının ismi:
Giderler…
.
Bir “Hüsnü Arkan” şarkısı
Sözleri şöyle.
.
Biz bu mülkün sahibiyiz
Lale sümbül mor menekşe
Beyler misafir gelirler giderler
Beyler misafir giderler
.
Burası çiçek çarşısı
Hükümetin tam karşısı
Alıp satanlar gelirler giderler
Beyler misafir giderler
.
Bahçedir insan dediğin bahçe
Eker biçerler hüküm ferman olur
Düğün Bayram olur
Derde derman olur
.
Geceler üst üste gelsin
Şu gelen beyler gelsin
Nice geldiler gittiler giderler
Beyler misafir giderler
.
Biz bu mülkün sahibiyiz
Lale sümbül mor menekşe
Beyler misafir gelirler giderler
Beyler misafir giderler
.
Bahçedir insan dediğin bahçe
Eker biçerler hüküm ferman olur
Düğün Bayram olur
Derde derman olur
.
Dinledim, çok güzel.
Bana fazla dokunmadı ancak dokunacak birileri vardır muhakkak…
 
***
VERİN BENİM PUANIMI
Şimdi de hakemler çıktı başımıza.
Meşhur hakemlerimizi alıverdiler göreven.
Sebep mi?
“Performans, yıpranma ve gençleştirme”
.
Performansı düştüyse azıcık izin veririsin.
Tesislerinde antrenör eşliğinde çalıştırırsın.
Eğitime alırsın.
İşi halledersin.
.
Yıprandıysa 5 maç izin verirsin,
Hatta tatile gönderirsin.
Psikolojik destek sunarsın.
.
Gençleştirme için zaten hemen olmaz.
Misal takımlar gençleştireceğiz diyerek hemen U21 takımını sahaya sürüyor mu?
Yavaş yavaş,
Alıştıra alıştıra görev veriyor.
“Korkmasın, yıpranmasın” diye.
.
Peki bu hakemlerin şimdiye kadar görev aldıkları maçlar ne olacak?
Yaptıkları hatalar?
Yaktıkları canlar?
Eksilttikleri puanlar?
.
Şampiyon bu hakemlerle belirlenmedi mi?
Küme sonuna yerleşenler bunların yüzünden olmadı mı?
Sıralama bu hakemlerle olmadı mı?
.
Oldu.
.
Milyonlarca doların döndüğü süper ligimizde marka değerimize ne olacak?
.
Bu işin sonu mahkemede biter.
Ben süper ligde takım olsam, mahkemeye giderim hakkımı almak için.
Ligin iptali için.
.
Şu ana kadar oynanan maçlarda herkes hakeme itiraz etti.
Bu olayla hepsi haklı çıktı.
Adam demez mi: “Ben demiştim” diye.
“Verin benim puanımı geri” diye.
.
Nah şuraya yazıyorum:
Bu kararın sonu yaş.
Olan Trabzonspor’a olacak.
Şampiyon olsa bile bu hakem olayı sebep gösterilip itiraz edilecek…
Yazık…