TRT Radyolarından şu metin okunmuştu: “Parlamento ve hükûmet, süregelen tutum, görüş ve icraatıyla yurdumuzu anarşi, kardeş kavgası, sosyal ve ekonomik huzursuzluklar içine sokmuş, Atatürk'ün bize...
TRT Radyolarından şu metin okunmuştu:
“Parlamento ve hükûmet, süregelen tutum, görüş ve icraatıyla yurdumuzu anarşi, kardeş kavgası, sosyal ve ekonomik huzursuzluklar içine sokmuş, Atatürk'ün bize hedef verdiği çağdaş uygarlık seviyesine ulaşmak ümidini kamuoyunda yitirmiş ve anayasasının öngördüğü reformları tahakkuk ettirememiş olup, Türkiye Cumhuriyeti'nin geleceği ağır bir tehlike içine düşürülmüştür.”
Bu bildirinin altında şu isimler vardı:
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Memduh Tağmaç,
Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Faruk Gürler,
Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Muhsin Batur ve
Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Celal Eyiceoğlu
.
Şu maddelerden oluşuyordu:
1. Meclis ve hükûmet, süregelen tutum, görüş ve icraatlarıyla yurdumuzu anarşi, kardeş kavgası, sosyal ve ekonomik huzursuzluklar içine sokmuş, Atatürk'ün bize hedef verdiği uygarlık seviyesine ulaşmak ümidini kamuoyunda yitirmiş ve anayasanın öngördüğü reformları tahakkuk ettirememiş olup Türkiye Cumhuriyeti'nin geleceği ağır bir tehlike içine düşürülmüştür.
.
2. Türk Milletinin ve sinesinden çıkan Silahlı Kuvvetleri’nin bu vahim ortam hakkında duyduğu üzüntü ve ümitsizliğini giderecek çarelerin, partiler üstü bir anlayışla meclislerimizce değerlendirilerek mevcut anarşik durumu giderecek anayasanın öngördüğü reformları Atatürkçü bir görüşle ele alacak ve inkılap kanunlarını uygulayacak kuvvetli ve inandırıcı bir hükûmetin demokratik kurallar içinde teşkili zaruri görülmektedir.
.
3. Bu husus süratle tahakkuk ettirilemediği takdirde, Türk Silahlı Kuvvetleri kanunların kendisine vermiş olduğu Türkiye Cumhuriyeti'ni korumak ve kollamak görevini yerine getirerek idareyi doğrudan doğruya üzerine almaya kararlıdır.
Bilgilerinize…
…
Yıl, 1971
Ayladan, Mart
Günlerden, 12
.
Yukarıdaki bildiri 12 Mart Muhtırasına ait.
.
Muhtıranın belirli bir nedeni olmamasına rağmen askerler,
Gerekçe olarak:
Ekonominin bozulması,
Paranın değerinin düşmesi,
Üniversitelerde başlayan öğrenci gösterileri,
Sendikaların grevleri sonucu üretimin düşmesi,
Aleviler ile Sünniler arasında çatışmaların başlaması,
İstanbul’da İsrail başkonsolosunun sol bir örgüt tarafından kaçırılarak öldürülmesi gibi olayları sebep gösterdiler.
.
Genelkurmay başkanı Orgeneral Memduh Tağmaç bu muhtırayı kendisinin ağlayarak yazdığını öne sürerek, demokrasinin gelmesi için bu muhtırayı verdiklerini iddia etti.
.
Muhsin Batur, anılarında şöyle anlatmış:
“Muhtıra aslında sağ hükümete karşı yapıldı. Fakat olayları tırmandıranlar ve muhtıraya destek veren radikal sol örgütler etkili oldu…”
.
Zira muhtırayı ilk alkışlayan TİP Lideri Behice Boran’dı.
“Adalet Partisi iktidarının sivil faşizme geçtiğini” savunarak “hükümetin anayasaya aykırı faaliyetlerin içine girdiğini” iddia etti.
DİSK “muhtıraya destek” verdiğini, solcu liderlerden Mucip Ataklı, askerin üzerine düşen sorumluluğu yerine getirerek “hukuki bir ihtilal” yaptığını açıkladı.
.
1970’in başlarında ODTÜ’de solcu gençler olayları başlattı.
Polis ile öğrencilerin çatışmaları muhtıranın gerekçelerinden birini oluşturacaktı.
ODTÜ öğretim görevlilerinden Bahri Savcı, Cumhuriyet Gazetesine yazdığı bir yazıda “öğrencilerin daha fazla eylem yapmasını” isteyecek, “ülkenin geleceği için solcu gençlerin sokağa dökülmeleri” çağrısı yapacaktı.
.
Banka soygunları, adam kaçırmalarda bir artış olmuştu. Ankara Emniyet Müdürü Rüştü Ünsal’ın demeçlerine göre: Ankara’nın Emek semtinde gerçekleştirilen banka soygununu, Deniz Gezmiş ve arkadaşları gerçekleştirmiş, Balgat’taki Amerikan askeri solcu gençler tarafından kaçırılmıştı.
.
Muhtıradan sekiz gün önce dört Amerikalı asker THKO adlı solcu örgüt tarafından kaçırılmıştı.
.
Ankara Emniyet Müdürü istihbarat bilgilerine göre kaçıranların Deniz Gezmiş ve ekibi olduğunu söyleyerek örgütün karargâhı konumunda kurtarılmış bölge olarak görülen Erdal İnönü’nün rektör olduğu ODTÜ’ye polis baskın düzenledi.
Solcu öğrenciler polisle çatışmaya girdi ve bir gün süren çatışmada 3 kişi ölürken 26 kişi yaralandı.
.
Ama 12 Mart'ın en önemli sebebi:
Ülkede Baasçı bir siyaset gütmek için medya ve TSK içinde yapılanan ve daha sonra darbe yapacakları tarihten dolayı '9 Mart Cuntası' olarak adlandırılacak olan cunta yapılanmasıydı.
.
27 Mayıs’ın önemli generallerinden Cemal Madanoğlu, 1967’den 1971’e kadar sol bir darbe hazırlığı içerisindedir.
Doğan Avcıoğlu, Mümtaz Soysal, İlhan Selçuk gibi gazete ve yazarlarla yakın ilişkide olan “Madanoğlu Cuntası” 27 Mayıs’ın amacından saptığını düşünerek demokrasinin Türkiye gerçekleriyle uyuşmadığı savı ile hareket edip “Milli Demokratik Devrim” arayışına girerler.
Türkiye’yi asker-sivil işbirliğinin yönetmesi gereken grup gazetecilerin ve ordudaki solcu Kemalist subayların desteği ile yeni bir darbe yapacaktır.
Darbenin tarihi 9 Mart 1971 düşünülmüş ve darbenin nasıl gerçekleştirileceği bütün ayrıntılarıyla hazırlanmıştı.
Yeni bir anayasa kurulacak MDD ilkeleri yürürlüğe girecekti.
Devlet başkanlığına önce Faruk Gürler getirilecek daha sonra yerini Milli Demokratik Devrimcilerin lideri Mihri Belli’ye devredecekti.
Başbakanlığa ise Hava Kuvvetleri Komutanı Muhsin Batur getirilecekti.
Bütün kuvvet komutanları değiştirilecek bu komutanlar aynı zamanda yeni oluşturulacak Devrim Partisi hükümetinde bakanlık görevlerini üstleneceklerdi.
.
Bu darbe girişimi MİT’ci Mahir Kaynak’ın cuntacıların içine sızarak MİT’in Genelkurmay Başkanı Memduh Tağmaç’a haber vermesiyle önlendi.
.
Memduh Tağmaç, 8 Mart’ta 200 subayın katıldığı olağanüstü bir toplantı düzenledi ve darbe de ismi geçen subaylardan bir kısmı açığa alındı bir kısmı da emekli edildi.
.
9 Mart’ta Genel kurmay başkanı Memduh Tağmaç, Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay’a çıkarak “Genç subaylar rahatsız” der.
İlk defa bu tabir siyasi tarihe girmiş olur.
Fakat üst subaylar genç subaylardan erken davranarak muhtırayı ilan edeceklerdir.
Deniz Kuvvetleri Komutanı Celal Eycioğlu, genç subaylardan önce hareket ederek muhtırayı yaptıklarını aksi halde 27 Mayıs benzeri bir darbenin olabileceğini söyler.
.
12 Mart Muhtırası bildirisi, genelkurmay sekreterliği tarafından üç subaya verildi ve TRT’ye götürülmesi emri verildi.
13.00 haberlerinde TRT haber spikeri yukarıda yazdığım muhtıra metnini okudu.
Aynı saatler içerisinde Meclis başkanına tevdi edilen muhtıra, Meclis Başkan vekili Fikret Turhangil tarafından meclis genel kurulunda okundu.
.
Muhtıraya ilk tepki senato başkanı Tekin Arıburnu’ndan geldi.
Adalet Partisi milletvekilleri, muhtırayı sessiz bir şekilde karşılarken,
CHP’liler muhtırayı alkışladılar.
Bakanlar kurulu, Hasan Dinçer başkanlığında toplandı.
Toplantı, 4 saatten fazla sürdü ve muhtıraya nasıl tepki verileceği ve olası gelişmeler görüşüldü.
Süleyman Demirel, bir askeri darbeye yol açmamak için hükümetin istifa edilmesinden yanaydı, bazı bakanlar ise istifanın çözüm olmadığını Cumhurbaşkanının desteğini alarak karşı bir muhtıranın yayınlanmasını istiyorlardı.
.
Demirel, Cumhurbaşkanının da bu muhtırada askerden yana olacağını söyleyerek karşı bir muhtıraya sıcak bakmadığını söylüyordu.
Demirel’in isteği oldu ve hükümet sadece Demirel’in imzasını taşıyarak istifa etti.
.
Dev-Genç, Deniz Gezmiş ile arkadaşları muhtıra ve hükümetin istifasını memnuniyetle karşılayıp, sivil diktatörlüğün sona erdiğini ilan ettiler.
Muammer Aksoy, Nadir Nadi, Mümtaz Soysal, Ferruh Bozbeyli gibi isimler de muhtırayı desteklerken, Ülkü Ocakları ve muhafazakâr Mücadele Birliği de muhtırayı destekledikleri yönünde beyanatlarda bulundular.
.
Hükümetin istifası Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay tarafından memnuniyetle karşılandı ve partiler üstü bir hükümetin kurulması için CHP’den istifa eden Nihat Erim’e görev verildi.
.
Askeri yönetim ilk olarak kendisini destekleyen solculara karşı operasyonlara başladı.
Türkiye İşçi Partisi, Dev-Genç kapatıldı ve liderleri tutuklandı.
Yunanistan’daki Albaylar Cuntası tecrübesini görmüş bu muhtıracı subaylar, yönetimi devralmak yerine iplerin kendi kontrollerinde olduğu hem AP’li hem de CHP’li milletvekillerinden oluşan bir hükümet kurdurdular.
.
Bugün 12 Mart 2022.
Yani 1971’de verilen 12 Muhtırasının üzerinden tam 51 yıl geçmiş.
Sonrasında mı?
Neler oldu neler?