Son dönemde konut kira bedellerinde yaşanan hızlı yükselişle birlikte ev sahipleri tarafından kira artış dönemi olmadığı halde kira bedelinde artış yapma talebi geldiğini görmekteyiz.
Son dönemde konut kira bedellerinde yaşanan hızlı yükselişle birlikte ev sahipleri tarafından kira artış dönemi olmadığı halde kira bedelinde artış yapma talebi geldiğini görmekteyiz.
Kiracılar da bu zamansız gelen artış talebiyle birlikte “Yılda iki kere kira bedelinde artış mı olur?”, “Artış yapmazsam evden çıkarılır mıyım?” sorularının cevabını aramaktadırlar.
Borçlar Kanunu’nda bu yönde önemli bir düzenleme bulunmaktadır.
Kira sözleşmesinin kuruluşundan itibaren beş yılın sonunda ve bundan sonraki her beş yılda bir yeni kira yılında uygulanacak kira bedelinin, hâkim tarafından tüketici fiyat endeksindeki (TÜFE) 12 aylık ortalamalara göre değişim oranı, kiralananın durumu ve emsal kira bedelleri göz önünde tutularak hakkaniyete uygun biçimde belirlenmesi mümkündür.
Söz konusu düzenleme uyarınca; beşinci kira yılının sonunda yani altıncı kira yılı için kira bedeli tespitinde artık sadece tüketici fiyat endeksi değil, bunun yanı sıra kiralananın durumu, emsal kira bedelleri ve hakkaniyet de göz önünde tutularak rayiç kira bedeli belirlenecektir.
Bu tespit yapılırken sözleşmede artışa yönelik bir hükmün olup olmaması da önemli değildir.
Rayiç bedelin tespit edilmesinde ele alınacak kriterler kanun koyucu tarafından belirtilmiştir.
Bu durumda “Kira artışları yalnızca sözleşme döneminde ve sözleşmede belirlenen çerçevede” yapılabilir.
Kira sözleşmesinde kira bedelinin artırılmasına ilişkin TÜFE artış şartı var ise 2022/Mart ayında yapılacak artış, bir önceki ay yayınlanan 12 aylık TÜFE artış ortalaması esas alınarak artış yapılması gerekecektir.
Ancak, yine yasa gereği kira sözleşmesi başlangıcından itibaren 5 beş yıllık süre geçmiş ise artık TÜFE artış oranına bağlı kalınmaksızın “Çevrede oluşan rayiç kira bedeline göre” sulh hukuk mahkemesinde kira bedelinin tespiti davası açılabilir.