Her gün haberlerde akıllara durgunluk veren diye başlayan hırsızlık hikâyelerine şahit oluyoruz.
Bir yerde hırsızlığın kökünü kurutmak, bir yerde caydırıcı tedbirler almak, yasaları ağırlaştırmak, eğitime önem vermek, toplumun ahlakını düzeltmek gibi yüzlerce önlem paketi sunulsa da hırsızlık her geçen gün ne yazık ki artıyor. Başa çıkmanın imkânsız olmadığını herkes bilse de önlemeyle ilgili tedbirler çok fayda etmiyor. En son haberlerde bir kadın tezgâhın üzerindeki balıkları şalvarına dolduruyordu. Akıl alır gibi değil.
Bir ara araba ve arabalardan eşya çalınmasıyla ilgili hırsızlık olayları ayyuka çıkmıştı. Bir sürü tedbir aldık. Arabalara alarmları taktırdık. Gece üzerinden kedi geçse bağıran arabalara, insanları uykusundan uyandıran garip seslere şahit olduk. Teyplerin çalınmasını engellemek için kafası çıkan teypleri taktık, kızaklı teypleri elimizde her gün sök tak yapıp durduk. Faydası olmadı.
Evlere girişlerle ilgili pimapen kapı ve pencerelerin zayıflığını fark ettik. Bir tornavida ile açılabildiğini gördük. Hepsine alarm taktık. Farkına varmadan açtık, bağırtısından rahatsız olduk.
Bir ara çantacı hırsızlar çoğaldı. Hatta çok sayıda yaralananlar ve hayatını kaybedenler dahi oldu. Çantanın içinde ne vardı ne yoktu ama kaybolan hayatlara, sakat kalan canlara içimiz acıdı. Tedbirlerini aldık. Ağır cezaların caydırıcı olmasını dilerken, en azından hayati tehlike yaratmaması için cüzdan ve benzeri kıymetli eşyaları kol çantasından ayıran malzemeler ürettik ve kullandık.
Örnekleri daha çoğaltmak mümkün. Telefon dolandırıcıları hala şeytana pabucunu ters giydirmeye devam ediyor.
Ne tedbiri alındıysa, yeni bir sektör oluşturdu. Günümüzde 24 saat açık olan kamera sistemleri revaçta. En fazla bunlar kullanılıyor. Ne zamana kadar kullanılacak belli değil. Bütün dükkânlar, siteler, hatta caddeler kameralarla doldu taştı. Hırsızlığa karşı en etkili önlem gibi görünüyor. Hırsızlığın önüne geçip geçmediği konusunda netlik yok. Haberlerde kimin soyduğunu kamera kayıtlarından görebiliyoruz. Yüzü başı kapalı birileri gayet sakin bir şekilde mağazaları arabalarına yükleyip götürebiliyor. Hırsızlık olaylarının devam etmesi alınan tedbirlerin işe yaramadığını gösteriyor.
Hırsızlık adeta kurumsallaşıyor. Hemen bütün illerde yakalanan hırsızların çete şeklinde bağlantıları ortaya çıkıyor. Yakalananların ondan fazla sabıkası var. Çok güçlü örgütsel ekip halindedirler. Gelişen teknolojik tedbirleri aşacak sistemleri kolayca geliştirebiliyorlar. Ne kamera ne de alarm ve benzeri unsurlar önleyici olmuyor, caydırıcı özelliğini bir süre sonra kaybediyor.
Hırsızlıkta en son gelinen noktada, laborant elbiseleri giymiş temiz güler yüzlü insanlar, sağlık bakanlığından geliyorlar. Mutlaka birinin şüphelenemeyeceği görüntü veriyorlar. Polis kıyafeti, hemşire kıyafeti, doktor kıyafeti, zabıta kıyafeti giyip, farklı kılıklarda ilginç soygun ve gasp olayları gerçekleştiriyorlar.
Hırsızlığın kurumsallaşmadaki en önemli fonksiyonu değişen şartlara göre değişmesi yanında, işini daha da öteye götürmesidir. Hal böyle olunca tedbirlerin bu hırsızlık kurumunu ortadan kaldırma ihtimali zayıflıyor. Bu nedenle top yekûn mücadele gerekiyor.