20 senede yapılanları toplasanız resmen tiyatro. Yaptıkça yapılıyor, Yaptıkça yapılıyor. Hiç usanmadan…
20 senede yapılanları toplasanız resmen tiyatro.
Yaptıkça yapılıyor,
Yaptıkça yapılıyor.
Hiç usanmadan…
.
Hangisinden bahsetsek inanılır gibi değil.
.
Ta baştan tutalım misal:
Hani derede oy sandığı bulundu.
Seçime hiçbir etkisi olmayacağı halde Siirt’te genel seçim yenilendi.
.
Hani oylar sayılıyordu.
Birden “Mühürsüz oylar da geçerli” dendi…”
.
Hani İstanbul yerel seçim sonucu açıklandı da İmamoğlu kazandı,
YSK “Olmaz” dedi yeniden seçim yapıldı.
Aynı sandıktaki oylardan sadece İstanbul Büyükşehir’in oyları sakıncalı bulundu.
.
Sonunda 2023 seçimlerine geldik.
Ama öncesinde her zamanki gibi:
“Dere geçilirken at değişimine gidilecek.”
.
AK Parti ve MHP’nin yaklaşık iki yıldır üzerinde çalıştığı:
“298 sayılı Seçimlerin Genel Hükümleri”
“Seçmen Kütükleri Kanunu”,
“Milletvekili Seçimi Kanunu”
“Siyasi Partiler Kanunu” ile
“Mahalli İdareler Kanunu”nda değişiklik yapan yasa teklifi, “Seçim Yasası değişikliği” olarak nihayet TBMM Başkanlığı’na sunuldu.
.
Oldukça tartışmalı olan bu teklif üzerinde konuşmayan kalmadı.
.
Önce şu teklif edilen maddelere genel olarak bir bakalım:
İkisi yürürlük ve yürütme olmak üzere 15 maddeden oluşan yasa teklifinde öngörülen düzenlemelerin bazıları şöyle:
“Halen yüzde 10 olarak uygulanan ülke seçim barajı yüzde 7’ye düşürülüyor.”
.
“Siyasi partilerin seçime girmesi için grup bulunma koşulu kaldırılarak siyasi partilerin ancak illerin yarıdan fazlasında örgütlenmiş olması, yasada belirtilen süreler içinde ilçe, il ve büyük kongrelerini üst üste iki kereden fazla ihmal etmemiş olması koşulu getiriliyor.”
.
“Partilerin bulundukları ittifak yüzde 7’lik ülke seçim barajını geçtiği takdirde, her partinin milletvekili sayısı, o seçim çevresinde aldığı oy oranına göre hesaplanacak.
Böylece bir anlamda, siyasi partiler ittifak nedeniyle ülke barajına takılmadan milletvekili çıkarabilecek.”
.
“İl seçim kurulu başkanın, üye ve yedek üyelerin ‘En kıdemli’ hâkimler arasından belirleneceği hükmü kaldırılıyor. Bunun yerine il seçim kurulu başkan ve üyelerinin o ildeki birinci sınıfa ayrılmış hâkimler arasından kurayla belirlenmesi koşulu getiriliyor.”
.
“Seçmen kütüklerinin düzenlenmesinde, son bir yıl içerisinde sürekli bulunduğu adres dikkate alınacak, atama nedeniyle yer değişikliği ise bu uygulamadan istisna tutulacak.”
.
“Sandık kuruluna üye bildirme hakkı olan siyasi partiler, onayı olmadan diğer bir parti üyesini sandık kurulu üyesi olarak gösteremeyecek.”
.
“Başbakan ve bakanlara ilişkin’ seçim yasakları maddesinde yapılan değişiklikle ‘Başbakan’ ibaresi metinden çıkarılırken sadece bakanların söz konusu seçim yasaklarına tabi olacağı hükme bağlanıyor.
Cumhurbaşkanı ile ilgili herhangi bir sınırlama getirilmiyor.
Buna göre cumhurbaşkanı, seçim propagandasının başlangıç tarihinden oy verme gününü takip eden güne kadar seçim propagandası ile ilgili gezilerde makam ve resmi araçları kullanabilecek. Açılış törenleri yapabilecek, resmi ziyafetler verebilecek, devlet olanaklarıyla yapılan karşılama ve uğurlama törenlerine katılabilecek.”
.
“Seçim sonucuna göre, ilk sırada yer alan muhtar adayı seçilme yeterliliğine sahip olduğunu en geç bir ay içinde belgelendirmek koşuluyla mazbatasını alabilecek. Eğer bu belgeyi getiremezse, sırasıyla ikinci ve üçüncü sıradaki adayla devam edilecek.”
.
İşte bazı başlıklar bunlar.
.
İktidarın muhalefete danışmadan, onlara sormadan hazırladığı bu seçim yasası için kimler ne demiş bir de ona bakalım:
.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında getirilmesi istenen Seçim Kanunu’na dair şunları dedi:
“Amaçları Seçim Kanunu’nda değişiklik yapıp milletin iradesini Meclis'e yansıtmak değil. Amaçları 'Biz acaba koltuğumuzu nasıl koruruz?'
Bunun için bir düzenleme yapıyorlar.
Kardeşim sen milletin sesini bilmiyor musun?
Millet artık kararını vermiş.
Seni yolcu edecek.
Seçim Kanunu’nu ister sabah değiştir, ister öğle değiştir, ister akşam değiştir.
Biz seni yolcu edeceğiz kardeşim.
Koltuk için değil ülkenin geleceği, refahı, huzuru için siyaset yapılması gerekiyor.
Hiç meraklanma seni oradan paşa paşa göndereceğiz.
Bugüne kadar en kıdemli hâkim sandık başkanıydı.
'En kıdemli hâkim olmasın da bizim hâkim olsun'.
İster sizin hâkim olsun, ister Anayasa Mahkemesine atadığın şaibeli başkan olsun, ister senin yandaşın olsun...
Seni bu milletin elinden kimse kurtaramaz kardeşim. Sen sandığı getireceksin, demokratik yollarla seni paşa paşa göndereceğiz” dedi.
.
Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce:
“AKP’nin yıllardır sokak aralarında dolaşarak ilçe yaptıklarını, sandıklara bakarak nasıl buradan karlı çıkarız diye seçim bölgeleri yarattıklarını zaten biliyorduk. Fakat bu yaptıklarında utanmazlığın son noktasına geldiler. Artık gerçeklikten kopmuşlar. Bir hayal âleminde yaşıyorlar.”
“Seçim propaganda yasağından Cumhurbaşkanının muaf tutulması anlaşılır gibi değil. Önceden başbakan dâhil bakanlara özellikle üç tane bakan görevini bırakırdı. Bunu geçtik. ‘Başbakan' kelimesini kaldırıyorlar ama başbakanın yetkilerini kullanan Cumhurbaşkanını ilave etmiyorlar. Cumhurbaşkanına her şey serbest. Hem AK Parti Genel Başkanı, hem Cumhurbaşkanı. Devletin olanaklarını kullanmak O'na serbest.
Uçaklarını, hazinesini, bütün imkânlarını kullanmak serbest. Bunu ancak Şener Şen, rahmetli Kemal Sunal açıklayabilir. Bu tam anlamıyla ‘Ağaya beleş' mantığıdır.”
“Şöyle bir kanun maddesi eklemediklerine şükrediyoruz:
‘Erdoğan girdiği bütün seçimleri kazanmış sayılır.' Bir tek bunu eklememişler. Ama bu bir tükenmişliğin işaretidir. Ne yaparsa yapsın gideceğini o da biliyor. Son çırpınışlar bunlar.”
.
Eski Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk ise teklif edilen kanun hakkında şunları söyledi:
“Anayasamızda, seçim yasaları için bir ilke konulmuştur. Seçim yasaları, temsilde adalet, yönetimde istikrar ilkelerini bağdaştıracak şekilde düzenlenir…”
“Barajın yüzde 7’ye indirilmesi, temsilde adalet bakımından daha uygun. Aslında, biraz daha indirilmesi, örneğin en az yüzde 5’e, hatta yüzde 3’e indirilmesi, temsilde adalet açısından önemli”
“En kıdemli üyenin başkanlık yapması, işlerin daha iyi yönetilmesi bakımından önemli. Seçimin dürüstlük ve tam özgürlük içerisinde yapılmasının sağlanması gerekiyor…”
Sami Türk, HDP hakkındaki kapatma davasına atfen “Anayasa Mahkemesi’nin ne karar vereceğini bilemiyoruz. Kapatılacak olursa büyük olasılıkla kısa zamanda yerine yeni bir parti kurulacaktır.
Meclis’teki milletvekilleri de o partiye katılacak ve grup oluşturacaktır.
Böyle bir hükümle HDP kapatılır ve yerine yeni bir parti kurulursa Meclis’te HDP milletvekillerinin üye olacağı yeni partinin seçime girme olanağı kalmayacak. Bunu isabetli bulmuyorum. Bu hüküm, parti bölünmeleri ve kapatılmaları bakımından konulmuş…”
Seçilen muhtarların mazbatasını alabilmesi için seçildikten sonra seçilme yeterliliğine sahip olduğunu bir ay içerisinde belgelendirmesi gerektiği yönündeki düzenleme için şöyle dedi:
“Seçime girebilmek için bazı şartların olduğunu ve bu şartları karşılayan adaylar seçime girer.
Sonradan belge istemek anayasaya aykırı. Bu kötü kullanımlara neden olabilir…”
“Eski düzenlemede başbakan, bakanlar ve milletvekilleri propaganda yasağına tabiydi. Bu kapsamda kamu kaynaklarının seçim propagandası için kullanılamıyordu.
Yasağın yeni sisteme göre işlemesi için başbakan ibaresini çıkarmak değil, cumhurbaşkanı sözünü koymak gerekirdi. Böylece cumhurbaşkanını yasakların kapsamı dışına alıyorlar. Cumhurbaşkanı, seçim yarışını yasağa tabi olmadan yürütecek. Bu eşitler arasında yarışma kuralına aykırı. Ayrıca, son dakikaya kadar iktidar olanakları kullanılabilecek…”
.
Türkiye İşçi Partisi Genel Başkanı, İstanbul Milletvekili Erkan Baş, hazırlanan seçim kanunu teklifi için şunları demiş:
“Teklife göre, Meclis’te grup kurmak seçime girmek için yeterli olmayacak. Bu düzenleme 2002 yılındaki seçimlerde geçerli olsaydı AKP seçime giremeyecekti. Ne kadar akıl dışı bir düzenleme yaptıklarına bundan daha güzel bir örnek olabilir mi? Bu kanun şahsım kanunudur. Her maçta oyunun kurallarını değiştiriyorlar. Erdoğan'ın kimyası bozuldu, ilk defa ittifakları bozamıyor. Buna asla izin vermeyeceğiz. Tüm muhalif partiler ilkeli durmalı…”
.
İşte seçim kanunu teklifi,
İşte muhalefetin söylemleri.
.
Teklif TBMM’de görüşülürken neler yaşayacağız, onu da önümüzdeki günlerde hep beraber yaşayıp göreceğiz.
.
Ama asıl sonucu seçim sonrası görmek mümkün.
Kanun teklifi:
Kime yarayacak?
Kime yaramayacak?