Engeli olmak, engelli olmaktan oldukça farklı bir olgudur ama aynı anlamda kullanılırlar.

Engeli olmak tamamen doğaldır. Doğuştan veya sonradan engeli olabilir insanın. Eksiklik değildir devam eden yaşamda. Engelli olmak daha belirteçlidir ve yapay nesneler taşır içeriğinde. Özürlü olmak da aynı anlamda kullanılan ifadedir. İfadelerin derinliğine bakılmaz genelde, anlatılmak istenen nasıl olsa insanlarda farklı düzeylerde algılanır.
Acıma duyguları yüksek olmalı ki insanımızın, engeli olan insanımızı doğal olarak kabullenmekte zorlanıyor. Elbette engeli olan bir insanın emelleri, duyguları insanın içini burkar ama gözyaşlarına boğulmak acıma duygularının baskın çıktığını gösterir. Bu da doğal bir dışa vurumdur. Çok eleştirmemekte yarar vardır.
İnsanın her uzvunun önemi vardır varoluşu kadar. El, tutmak için ne kadar önemliyse, elin bir parmağı da tutmak kadar önemlidir. Bununla birlikte, doğuştan veya sonradan bir şekilde Allah göstermesin, insanın herhangi bir uzvu iş görmez hale gelebiliyor. Nüfusumuzun %14’ü engeli olanlardan oluşuyor. Seçime girseler barajı kesinlikle geçerler. Mecliste çok sayıda vekille kendilerini temsil ettirebilirler.
Görmek, işitmek, dokunmak, yürümek, koşmak, güzel cümleler kurabilmek insanların çoğunlukla farkında olmadan yaptıkları eylemlerdir. Bunlar yaşamın doğal süreci içine yerleşmiş veya çok kanıksanmış olmalı ki farkına varılmıyor yapılamadıkça.
Engeli olmak elbette bir eksikliktir insanın doğal yaşamı içinde. Koşmak isteyen bir insana ayağı koşamam diyorsa sonuçta üzülmek vardır. Aslında odaklanılırsa çözümsüzdür engeli olmak ve gerçekten acı verir hem yaşayana hem etrafına. Bu nedenle donanımlardan ziyade yaşamanın değeri, var olmanın güzelliği merkezinde kabullenişler çok daha doğal ve insana yakışandır.
Dün hem Nevruz Bayramı hem de Dünya Down Sendromlular Günü idi. Down sendromu, trizomi 21 veya mongolizm; genetik düzensizlik sonucu insanın 21 kromozom çiftinde fazladan bir kromozom bulunması durumu ve bunun sonucu olarak ortaya çıkan genetik bir bozukluktur. Down sendromu, bireyin 1 yaşından daha uzun süre yaşayabildiği durumdur.
Down sendromu sık sık zihinsel kavramadaki bozukluklar ve fiziksel gelişimin tipik yüz görünümü gibi farklı olmasıyla ilişkilendirilir. Çoğunlukla hafif veya orta seviyeli öğrenme güçlüğü gibi sorunlar taşır.
Down sendromu gebelik sırasında ya da doğumda tanımlanabilen bir rahatsızlıktır. Down sendromuna her 800 ile 1000 doğumda 1 oranında rastlanır. İstatistikler anne yaşının artışıyla bu oranın yükseldiğini göstermektedir. Diğer etkenlerin payı oldukça düşüktür.
Çocuklara erken dönemde sağlanan aile ve tıbbi destekler, kendini sürdürebilir birey haline getirebiliyor. Hatta belli alanlarda daha yetenekli bireyler de ortaya çıkabiliyor. Toplumun bundan bir şey olmaz, okumayı bile öğrenemez dedikleri çocuklardan Everest’i tırmananlar, iki, hatta daha fazla dili öğrenen, para ve iş piyasalarında başarılı olan yüzlerce örnek var.