Adamın biri belediye seçiminde başkanlığa adaylığını koymaya karar vermişti.

Adamın biri belediye seçiminde başkanlığa adaylığını koymaya karar vermişti.
Karısı küplere bindi.
-“Çıldırdın mı sen?” diye bağırdı. “Sana kim oy verir ki? Tabii kendinden ve benden başka...”
Koca gülümsedi:
-“Sen sabret de gör”, dedi.
Seçimler yapıldı, sandıklar açıldı, oylar sayıldı...
Ve bizim adayın tam üç oy aldığı belli olunca, karısı feryadı bastı:
-“Hain... Ben senin hayatında bir başka kadın olduğunu biliyordum zaten.”
 
***
İngiltere eski başbakanlarından Bayan Margaret Thatcher bir bölge yemeğine gider.
Bölge milletvekillerinden biri okuması için eline bir not tutuşturur.
O da sağ yanında oturan konuğa verip kendisine okumasını ister.
Notta şöyle yazıyormuş: “Lütfen sağ yanınızda oturan adamla konuşun. Çok sıkıcı ve tam bir aptaldır. Ama partiye büyük bağışta bulunuyor.”
 
***
Sokrat dalkavuklardan hoşlanmazmış.
Bir gün bu cinsten bir adamla konuşuyormuş.
Filozof ne derse dalkavuk tasdik ediyormuş. Nihayet sabrı tükenen filozof şöyle haykırmış: “Hiç olmazsa bir kez olsun itiraz et de iki kişi olduğumuzu anlayalım yahu!”
 
***
Şah Abbas’ın sarayında kapağı zümrütler, inciler ve yakutlarla süslü bir mangal varmış.
Bu mangalın iki kulpuna da göz alıcı elmaslar oturtulmuş.
İncili Çavuş İran'a gittiği sırada Şah, Türk elçisine sarayının ihtişamını göstermek ister.
Türk elçi heyeti sarayı gezerken bu çok süslü mangala hayran kalır.
Ancak saray hademelerinin kaşla göz arasında bu mangalı diğer gezilecek odalara gizlilikle taşıdıklarını fark ederler.
Şah'ın maksadı her odada böyle kıymetli mangalların bulunduğunu göstermekmiş.
Saray gezildikten sonra Şah, Elçi’nin intibalarını sorar.
İncili Çavuş su cevabı verir:
-“Sarayınız güzel, büyük; gezmekle bitiremedik, çok yorulduk ama mangalınız da bizimle birlikte epey yoruldu!”
 
***
İspanya Kralı II. Philip, Papa seçilen V. Sixt'i tebrik için beyzadelerden genç bir kontu göndermişti.
Bu iş için bu derece genç birinin gönderilmesini kendisine hakaret sayan Papa, Kont'a:
-“Kralınız adam kıtlığına mı uğradı ki, nezdime gönderecek bir sakallı bulamamış”, diye sordu.
Genç İspanyol Kont hemen cevapladı:
-“Sakalın sizce bu kadar itibarı olduğunu bilseydi, icabında bir keçi de gönderebilirdi...”
 
***
Becky ve Sam ellinci evlilik yıldönümlerini kutluyorlardı.
Sam birden soruverdi:
-“Sevgilim, bu elli yıl içinde beni hiç aldattın mı?”
“O da nereden çıktı?” diye sinirlenip;
-“Cevabı da öğrenmek istemezsin herhalde?” diye cevaplamış Becky.
-“İsterim... Lütfen anlat, ne olur?”
-“Madem öyle, üç kez aldattım seni”
-“Üç kez öyle mi? Kimlerdi onlar?”
-“İlki, hani sen 30 yaşındaydın ve kendi diş kliniğini kurmak istiyordun ama hiçbir banka sana kredi açmıyordu. Sonra bir banka yöneticisi eve geldi, hiçbir şey sormadan tüm kâğıtları imzaladı ve sen en modern araçları getirebildin”
-“Ooo Becky... Benim için kendini feda ettin ha... Benim sevgili karım! Peki ikincisi?”
-“Hani 50 yaşında felaket bir kalp krizi geçirmiştin... Çok kritik bir by-pass ameliyatı geçirmen gerekiyordu da, hiç bir doktor sana el süremiyordu... Her an ölebilirdin. O sırada Dr. Bakey onca yoldan kalktı geldi. Ameliyatını yaptı, seni hayata döndürdü”
-“Ah benim sevgili karım... Hayatımı kurtarmak için kendini bir kez daha feda ettin öyle mi? Hiç kimsenin böyle harika bir eşi olamaz. Böyle bir şey yapman beni ne kadar sevdiğini gösterir. Üçüncü peki?”
-“Hatırlıyor musun, yıllar önce Diş Hekimleri Odası Başkanı olmayı fena halde istiyordun ve 47 oyun eksikti?”
 
***
Yetmişlerinde bir çift doktora giderek;
-“Doktor, sevişirken bizi izler misiniz?” Doktor şaşkın bakmış...
“Demek bir sorunları var” diye düşünmüş..
Tıp adamı olarak yardım etmek zorunda...
“Olur” demiş...
Çift yatağa uzanmış...
Doktor izlemiş ve teşhisini bildirmiş:
-“İkiniz de gayet sağlıklısınız. Sevişmeniz fevkalade... Merak edecek bir şey yok... Viziteniz 32 dolar. Bu da faturanız…”
Ertesi hafta çift yine gelmiş doktora...
-“Sevişirken bizi izleyin” diye...
Yine izlemiş doktor...
Yine sorun yok.
Vizite olarak 32 dolar almış doktor.
Her hafta çift randevu alıyor, geliyor, sevişiyor, parayı ödüyor ve çıkıp gidiyomuş.
Bir gün doktor dayanamamış sormuş:
-“Bana biraz yardımcı olun ve sıkıntınız ne, söyleyin lütfen…”
Yaşlı adam cevap vermiş:
-“Herhangi bir sıkıntımız yok. Bir şey bulmanızı da istemiyoruz. Bu kadın evli... Onun evine gidemiyoruz. Ben de evliyim... Benim evime de gidemiyoruz. Hilton Oteli geceye 78 dolar istiyor, Sheraton Oteli 82 dolar... Buraya ise 32 dolar ödüyoruz. Onun tamamını sigortamızdan fatura karşılığı 'Doktor muayenesi' olarak geri alıyoruz!”
 
***
Yaşlı Alman çift tatil yaptıkları otelden çıkarak bir taksiye binmişler ve tutmuşlar havaalanı yolunu.
Meraklı taksi şoförü sormuş:
-“Hangi ülkeye gidiyorsunuz?”
İhtiyar adam “Almanya’ya” demiş.
İhtiyar kadının da kulakları pek duymadığından kocasına sormuş:
-“Ne diyoor?”
-“Nereye gittiğimizi soruyor”
Taksi şoförü tekrar sormuş:
-“Almanya’nın hangi şehrine?”
İhtiyar adam: “Hamburg” demiş.
İhtiyar kadın yine sormuş:
-“Ne diyooor?”
İhtiyar adam:
-“Hangi şehirde kaldığımızı soruyor” demiş hafiften sinirlenerek...
Taksi şoförü:
-“Demek Hamburg’a gidiyorsunuz. Ben hayatımın en kötü seksini Hamburg’ta yaptım, orayı hiç unutmam” demiş
Yaşlı kadın yine “Ne diyooorrr?” diye kocasına sorunca, ihtiyar adam dayanamayıp patlamış:
-“Seni tanıdığını söylüyooorrr...”
 
***
Temel, yıllar sonra kavuştuğu elden düşme Murat 124 arabasıyla yolculuk yaparken bir anda araba arıza yapar.
Yolun kenarına çeker. 
Motor kapağını açar, ne olduğunu anlamaya çalışırken bir Ferrari yanına yanaşır. 
-"Hemşerim, arabanın nesi var?
İstersen senin arabayı benimkine bağlayalım, çekeyim seni ilk tamirciye kadar." der.
Çok sevinir Temel bu teklife. 
Hemen Murat’ı kalınca bir halatla Ferrari’nin arkasına bağlarlar. 
Ferrari’nin sahibi genç uyarır,
-“Ben hız yapmayı çok severim.  Eğer farkında olmadan aşırı hız yaparsam, sen selektör yapar beni uyarırsın!”
Temel: “Tamam!” der ve yola koyulurlar...
Bir süre sonra Ferrari gaza basmaya başlar:
60, 80, 100 km derken Murat124 arkadan yavaşlaması için selektör yapar.
Ferrari durumu hatırlar ve yavaşlar.
Bir süre sonra Ferrari tekrar gaza basar:
70, 80,100Km. 
Murat124 tekrar arkadan selektör yapar.
Ferrari yavaşlar.
Yollarına böyle devam ederlerken bir Lamborghini, Ferrari’ye yaklaşır ve
-“Kapışalım mı?” der.
Ferrari’nin sahibi arkasındaki 124’ü unutmuştur.
Sorar:
-“Nesine?”
-“340 km ötedeki benzinliğe ikinci varan, diğerinin deposunu doldurur.”
Ferrari kabul eder ve yarışa başlarlar.
120, 140, 180, 220 Km sürat ile gitmektedirler.
O arada trafiği kontrol eden polis helikopterinde görevli polis, merkeze bilgi vermektedir:
-“Komiserim… Şehrin kuzeyindeki yolda trafik güvenliği tehdit altında… 3 araç yarış yapıyor. Bir Ferrari ile bir Lamborghini saatte 300 km hızla yan yana gidiyorlar. Arkadan da bir tane Murat 124 onları geçmek için, 10 dakikadır selektör yapıyor!”
 
***
Amerikalı bir turist tatil için Güney Afrika’ya gider.
O zamanlarda ırkçılık had safhadadır. Amerikalı gece bir yerlere gidip eğlenmek ister bakar ki ülkede sadece sinemalar da kalabalık var.
Hayat orada, herkes orada.
Girer kuyruğa bilet almak için.
Sinemadaki güvenlik görevlisi bir kadın şaşkınlıkla sorar:
-“İlk gelişiniz mi Güney Afrika’ya?”
“Evet” der adam.
Kadın: -“Burada sadece zenciler girer kuyruğa, siz hemen alın gişeden biletinizi.”
Adam zencilerin önüne geçerek gişeye yaklaşır ve “ucuz olsun” diye: “Salondan” der.
Görevli şaşkınlıkla sorar:
-“İlk gelişiniz mi Güney Afrika’ya?”
“Evet” der adam.
Gişeci: -“Burada sadece zenciler salondan alır, siz balkondan almalısınız” der.
Adam biletini alır ve balkona çıkar.
Film başlar ama adam felaket sıkışmıştır, hemen dışarı çıkıp görevliye tuvaleti sorar.
Görevli şaşırır:
-“İlk gelişiniz mi Güney Afrika’ya”
“Evet” der adam.
Görevli: -“Burada sadece zenciler tuvalete gider. Siz balkondan aşağı yapın” der.
Adam tekrar içeri girip sıkıla sıkıla aşağıya işemeye başlar.
Yanındaki zenci sorar:
-“İlk gelişiniz mi Güney Afrika’ya?”
“Evet” der adam.
Zenci biraz kızgın:
-“Öyle hep aynı yöne doğru yapmayın canım. Sağa sola da sallayın ki herkese eşit gelsin ve sosyal adalet sağlansın…”