Bilmem takip ettiniz mi?
Will Smith geçen hafta sonu düzenlenen Oscar Ödül Töreni’nde eşiyle ilgili espri yapan komedyen Chris Rock’ı sahneye gelerek tokatladı.
Bu tokadı yiyen Rock, birazcık sarsıldı.
Aksiyon filmlerinde her vurduğunu düşüren Will Smith’in aslında tokat atmasını bilmediği ortaya çıktı...
.
Düşündüm de eğer Will Smith Osmanlı tokadını biliyor olsaydı Chris Rock’ı devirir miydi?
.
Şöyle bir tarihe bakalım:
Osmanlı tokadı, namıyla efsane olmuş bir yakın dövüş tekniği…
Belki de gelmiş geçmiş en ölümcül dövüş tekniklerinden biri.
.
Osmanlı Ordusu askerlerinin silahsız savunma ya da saldırı durumunda kullandıkları, elin her iki yanıyla yapılabilen muhatabını sersemleten, duruma göre bayıltan ya da öldürebilen bir vuruş tekniğiydi bu.
Avucun iyice açılarak, el ve kolun açısız ve omuzdan hızla hareketiyle hedeflenen noktaya vurulması şeklinde kullanılırdı.
.
Osmanlı tokadı tekniği tek bir biçimde uygulanmazdı.
Duruma, yere, hasmın zırh yapısına göre ve dövüşün gidişatına göre uygulanan çeşitli teknikleri olurdu.
Bunlar;
“Avuç içi tekniği”,
“Silme tokat tekniği”,
“Elin tersi tekniği”,
“Serme tekniği” ve
“Süvari tokadı tekniği” olarak adlandırıldı.
.
Avuç içi tekniğinde, hasmın yüzünün ortasına burnun ucu tam bilekle el ayasının birleştiği yere denk gelecek şekilde tüm güçle vurulur ve hasmın kırılan burun kemiğinin kafatasının göz çukurları arasında kalan kısmını da kırıp içeriye saplanması sağlanırdı.
Beyne doğrudan saplanan burun kemiği hasmın ani ölümünü sağlardı. “En ölümcül tokat tekniği” denilebilecek bu teknikte amaç düşmanı en kısa yoldan öldürmekti.
.
Silme tokat tekniğinde, hasmın kulağının orta noktasından başlayıp dudakları ve tüm yanağı da dahil eden bölge hedeflenirdi.
Parmaklar birbirlerine bitiştirilmeden, kol bükülmeden, vurma gücü omuzdan alınarak atılırdı.
Silme tokat denmesinin nedeni darbe vurulduktan sonra elin bilekten ileriye doğru bükülüp hasmın tüm yüzünü yalayıp çenede toplanan bir itme kuvveti daha oluşturmasıdır ki bu itme kuvveti zaten tokadın etkisiyle bütün direncini yitiren düşmanın boynunun rahatlıkla kırılmasını sağlayabilirdi.
Bu teknik zırhlı yüzeylere de uygulanabilirdi ama tam etkisi tabi ki çıplak ten üzerinde görülürdü.
O ünlü mermer idmanı bu tokat tekniğinin ölümcül surette uygulanabilmesi için yapılırdı.
İdmanda amaç ellerin büyümesi için değil ellerin sertleşmesi ve vuruş tekniğinin mükemmelleştirilmesi içindi.
Zaten eski Türklerin elleri gelişme çağında sürekli olarak et suyu, et, hamur işi, tereyağı gibi besinlerle haşır neşir oldukları için ekseriyetle çok büyük olurmuş.
Bugün bile Kars, Ardahan gibi doğu illerinde et suyu ile beslenen çocukların ellerinin etli ve büyük oldukları görülebilir.
.
Elin tersi tekniği dövüş sırasında savunmaya yönelik bir hamle olarak kullanırdı.
İlk hamlesi boşa giden savaşçı kendini korumak, düşmanının hamle yapmasını engellemek için bir de elinin tersiyle tokat savurur ilk hamlesinin boşa gitmesiyle oluşan denge kaybını da böylece telafi ederdi.
Bu teknikte bütün parmaklar birbirine bitişik olur aksi takdirde kendi parmağınız kırılabilir.
Darbe elin parmaklı kısmıyla değil parmakların elin kalanıyla birleştiği kemikli bölümle gerçekleştirilir.
Bu darbe hasmı öldürmez ama sersemlemesini sağlardı ve Osmanlı askerine de yeni bir hamle yapması için zaman kazandırırdı.
.
Silme tokat, parmaklar bitiştirilmek suretiyle atılırdı.
Bu tokat tekniğinde ise hedef silme tokada göre daha dar bir alandır kişini burnuna ve ağzının ortasına aşağıdan yukarıya gelecek şekilde kolun gerektiği kadar (ama çok fazla değil) bükülmesiyle yaratılacak savrulma etkisi de kullanılarak vurulması gerekir.
Böylece hasmın ağzı yüzü birbirine karışır, dudağın patlaması, burnun kırılması, darbenin şiddeti sebebiyle havadaki çer çöp ve tozun gözlere dolabilmesi ve acının keskinliği sebebiyle gözlerin yaşarması, görüşün bulanıklaşması söz konusudur.
Genele bayıltmaya yönelik bir tokat tekniğidir. Saldırıda direk olarak kullanılabildiği gibi bir saldırı karşısında refleksif olarak aşağıdan yukarıya elin savrulmasıyla savunma amaçlı olarak da kullanılırdı.
Her iki durumda da okkalı darbeyi yiyen düşmanın kendisine gelmesi zaman alacak ve bu arada Osmanlı askeri baygın haldeki hasmı arkadan gelenlerin insafına bırakır, yahut bağlayıp üstüne bir not yazarak kenara atardı.
.
Süvari Tekniği, özellikle at üstünde atılmak üzere geliştirilmiş bir tokat tekniğidir.
Bu teknik kaçan düşmana yetişip esir almak için birebirdir. At dörtnala sürülürken üzengi üstünde doğrulup el, eyerden aşağıya sarkıtılır, hedef konumundaki kişiye yaklaşıldığında el bütün güç ve hızla havaya kaldırılır ardından gene bütün güç ve hızla hasma hedef ense olacak şekilde indirilir.
El hedefin konumuna göre kimi zaman parmaklar bitişik, kimi zamansa parmaklar ayrık olarak vurulurdu.
Burada dörtnaldan kaynaklanan hızın verdiği ivmeyi de hesaba katarsak tüm teknikler içinde en hızlı olarak atılan tokattır. Osmanlı süvarileri içinde özellikle tımarlı sipahiler ve akıncılar bu tekniğin başarılı uygulayıcılarıydı.
Bu askerlerden biri tarafından göze kestirilen düşmanın hayatının geri kalanı tamamıyla Osmanlı süvarisinin insafına kalmıştı.
Süvari elini biraz kuvvetli vurarak öldürebilir, daha hafif vurarak felç edebilir, biraz daha az kuvvet uygulayarak düşmanı bayıltıp esir edebilirdi…
.
Osmanlı kültüründe bir kavga esnasında karşı tarafa yumruk ile saldırmak hoş karşılanan bir hareket değildi ve yumrukla ilk saldıran kişi ayıplanırdı.
.
Bu tıpkı yatağan kılıcı olanların dövüşlerde karşılarındakini aşağılamak için kılıcın kesmez yanı ile saldırmaları gibi hoş karşılanmayan bir hareket kabul edilirdi.
.
Bu nedenle Osmanlı tokadı ancak yeri ve zamanı geldiğinde, kavgadaki taraflarca bilinen kuralları ile kullanılırdı.
.
Kavgada büyük olan, karşısındakini sesi etraflıca duyulan şiddetli bir tokatla uyarır ve bu durum genellikle kavganın son bulması için yeterli olurdu.
.
Osmanlı döneminde meydan savaşlarında en ön safta Azab askerleri yer alırdı.
Bunların esas amaçları karşıdaki düşmanın seçkin birliklerini yorma göreviydi.
.
Bu sırada hafif silahların kısa zamanda kullanılmaz duruma gelmesi ile düşmanın ağır silahları kuşanmaya başladığında ki yetersiz zaman aralığında Azab askerleri, düşmana tokat atmaya başlardı.
.
Osmanlı tokadı askerler arasında yiğitliğin eriştiği son nokta olarak görülmeye başlanmış ve bunun üzerinde popülarite kazanmıştır.
Sesi ile düşmanın üzerinde yarattığı psikolojik etki sebebiyle Osmanlı Tokadı zaman içerisinde geliştirilmiştir.
.
Bu askerler daha eğitim safhasında mermer döverek yetiştirildikleri için, çok kuvvetli ellere ve kol yapısına sahip olurlardı.
.
Osmanlı ordusunun En büyük tokatçıları “Başıbozuk (Delibaş)(Deliler)” diye adlandırılan bir düzensiz ordusuydu.
Bu ordu düşman askerlerinin atlarını tokatlayarak düşürürlerdi.
Yıllarca mermer üzerinde tecrübe kazanmış ellerin hedefindeki atlar için iki seçenek kalırdı:
Ölmek ya da sakat kalmak.
.
Osmanlı tokadı gerçeği arkeolojik kazılar sonrasında daha da gün yüzüne çıktı. Osmanlı’nın savaştığı topraklarda yapılan araştırmalarda bulunan birçok at ve insan kafatasında tokat izlerinin olduğu gözlendi. Kazılar esnasında kafatası içine yani beyne doğru göçmüş insan iskeletleri hatta metal miğferlerde bile el izine rastlandı.
Bu izler de tokatçıların beyin kanaması geçirtecek kadar şiddetli bir vuruşa sahip olduğunu gösterdi.
.
Osmanlı tokadı olarak bilinen tokat teknikleri daha Türkler Orta Asya’dan ayrılmadan önce icat edilmiştir. Bu nedenle bu tekniklere “Osmanlı tokadı” yerine “Türk tokadı” da denilebilir.
Hunlular veya Göktürkler zamanında Osmanlılar yoktu ama bu tokat teknikleri büyük ihtimalle Osmanlıların ataları tarafından biliniyordu…
.
Diyeceğim o dur ki:
Eğer Will Smith “Osmanlı Tokadı”nı biliyor olsaydı, Chris Rock’ı bırakın devirmeyi, sonradan hukuk karşısında epey zorlanacağı bir cinayet davasıyla karşı karşıya kalabilirdi.
***
TEŞEKKÜRLER
Çanakkale Belediyesi Tiyatro Topluluğu olarak 5 aydan beri hazırlandığımız oyunumuzu Çarşamba akşamı İÇDAŞ Kara Yusuf Kongre Salonunda sahneledik.
Ray Cooney’in yazdığı “Karmakarışık” adlı oyunumuzun biletleri dağıtıma başladığı gün bitmişti zaten.
.
Salondaki seyirci bizleri daha önceleri oynadığımız “Deliler Boşandı”, “Toros Canavarı”, “Yedi Kocalı Hürmüz” gibi oyunlarımızdan iyi tanıyordu.
Bu oyunun da hem tiyatral, hem sanatsal hem de atacakları kahkaha adına kendilerini tatmin edeceğini biliyorlardı.
.
Ve sonuçta oyun sonunda hepsi ayakta alkışlayarak bizleri ihya ettiler…
.
Kısmet olursa bu sezon birkaç kere daha oynayacağımız oyunumuzla, gelmeyenlere tekrar tekrar ulaşacağımızı umarak bizi seyretmeye gelen herkese teşekkür ediyoruz.