Eski başbakan çiftçilere sesleniverdi. Malum çiftçinin canına okuyan iktidar sahipleri bıçak kemiğe dayanınca çiftçilere ilgi göstermeye başladılar.

Eski başbakan çiftçilere sesleniverdi. Malum çiftçinin canına okuyan iktidar sahipleri bıçak kemiğe dayanınca çiftçilere ilgi göstermeye başladılar.
Seçilmiş, tuzu kuru olanlarla sohbet toplantısı yapıyorlar. Manda yoğurduyla sağlıklı diyetleri öneriyorlar. Üretenin bile manda yoğurdu yiyemediği memlekette, manda yoğurtlu diyet ne işe yarar bilinmez.
Çiftçi deli gibi ekiyor zaten. Deli olmasa, memleketini bu kadar çok sevmese bana ne der geçer gider. Senelerdir harman döneminde limanlara yanaşan buğday, arpa, mısır, ayçiçeği yüklü gemiler çiftçinin canına okurken, çiftçi tarla boş kalmasın seneye düzelir belki diye hep ekiyordu zaten.
Dünyanın dört bir tarafından gemilerle milyonlarca dana gelirken, içerde kesim fiyatlarını düşürürken, çiftçi danasını beslemeye devam etti. Yılmadı bağ kurdan aldığı üç kuruş emekli parasıyla yem alıp hayvanını beslemeye çalıştı. Kesime götüreceği danasını bile kestiremeyen üretici, danasını cepten beslemeye çalıştı. Hep sabretti. Ama bir türlü hesapları düzeltemedi. Bankalara olan borçları hep arttı.
Narenciye fiyatları artmasın diye ihracat yasağı getiren iktidar sahiplerine rağmen dalı on kuruşa, elli kuruşa düşen limon portakal fiyatlarına rağmen üretmeye çalıştı. Yaptığı masrafların karşılığını alamadı. Bu sene de cepten yesin diyerek üretmeye devam etti.
Üretmenin bir değeri olsun isteyen Türk çiftçisi deli gibi üretmeye devam etti. Ancak bunun bir de sonu vardı. Elde avuçta bir şey kalmayınca, tekerlek dönmeyince üretimden çekilmeye başladı.
Buğday ve arpa ekim alanları üçte bir oranında azaldı. Çünkü iktidar sahipleri üreticisini korumak yerine batırmayı tercih etmişlerdi. İthal ettikleri ürünlerde gümrük vergi ve fonlarını kaldırdıkları gibi, iç piyasaya tonda 1.600 TL indirim yaparak veriyorlardı. Kendi çiftçisi zarar etsin diye, çiftçisinin ödediği vergilerle çiftçisinin alnına kurşun sıkıyorlardı.
Ekecek gücü kalmasa da kredi kullanan çiftçinin kredi borçları, takibe alınan, icraya verilen borçlar çığ gibi büyüdü. Yine de deli gibi ekmeye devam etti.
Yazlık ekimler için hazırlıklar başlıyor. Yarın ne olacağı belli değil. Domatesin kilosu en az 3 liraya mal olacak. Dönüm maliyeti 15 bin liranın üzerine çıkacak. 10 dönüm eksen 150 bin lira sermaye gerekecek. Elli dönüm ekmeye kalksan daire parasını toprağa gömmüş olacak. Eksen bir türlü ekmesen bir türlü. Çiftçinin riski daha da büyüyor.
Paramız var ki ithal ediyoruz. Kişi başına et tüketimi arttı. Efendim güney Amerika’dan karkas bağlantısı yapıyoruz. Bırak karkası markası gibi Türk çiftçisini dikkate almayan kafalar şimdi tutturmuş deli gibi ekin diyor. Devlet destek olacakmış. Senelerdir canına okundu çiftçinin. Ekecek hali mi kaldı.