Bugünlerde şeftali, kiraz, elma ve kayısı başta olmak üzere bütün meyvelerde budama ve yoğun ilaçlama çalışmaları başladı.
Monilya, kara leke, kırmızı örümcek, kapnodis, yaprak bitleri, klok gibi pek çok hastalık ve zararlılara karşı mücadele yapılıyor. Çiçek öncesi başlayan ilaçlamalar, çiçek sonrası da devam ediyor. Diğer bir deyişle arıcıların korkulu rüya görmeye başladığı dönemler. Bu dönem, arıların kış salkımlarını bozduğu ve yavruya başladığı en kritik dönemdir. Çünkü az sayıdaki ömrü kısalmış tarlacı arıların polen çektiği dönem olduğundan, arıların en fazla kayıp verdiği dönem olarak bilinir.
Arılar, meyvelerde döllenmeyi, meyve tutumunu artıran en önemli varlıklardır. Arıların en önemli besin kaynağı çiçeklerdeki polen ve nektardır. Meyvecilerimizin önemli bir kısmı önce meyve dediği için ilaçlamada çevresel etkileri çok fazla dikkate almamaktadır. Dolayısıyla arıların çoğalmaya başladığı bugünlerde koloniler hızla zayıflamaktadır. Polen ve nektar toplamaya çıkan arılar ilaçtan etkilenmekte, ya kovana dönememekte ya da döndüğünde ölmektedir. Meyve tutum ve kalitesini artıracak olan arıları düşünmemek çok doğru değil. Arılar, sıcaklığın 14 derecenin üzerine çıktığı saatlerde çiçek ziyaretine başlamaktadırlar. Dolayısıyla ilaçlamayı buna göre programlamak son derece kolaydır. Arının faaliyette olmadığı, genellikle kovana döndüğü akşam saatlerinde ilaçlama yapmakta yarar vardır. Rüzgârın da nispeten yavaşladığı bu saatlerde ilacı amaca uygun bir şekilde kullanmak mümkündür.
Kovandan çıkan bir tarlacı arı dakikada 10-15 çiçek ziyaret etmekte ve döllenmeyi gerçekleştirmektedir. Özellikle badem ve kiraz gibi tozlayıcı çeşitlerin kullanıldığı meyvelerde arıların fonksiyonu çok daha yüksektir. Bir kovan arı meyve yoğunluğuna göre 2-3 dönüm bahçede bütün çiçeklerin döllenmesini sağladığı gibi, 10-15 kg arasında bal üretmektedir. Arıların çalıştığı saatlerde yapılan ilaçlamalarda, çiçekleri ziyaret eden tarlacı arılar, polen ve nektarla birlikte ilaç etken maddesini kovana getirmekte, kovandaki genç arıların da ölmesine neden olmaktadır.
Arıların meyveliklerde meyve tutumuyla sağladığı fayda, yaptığı balla sağladığı faydanın 15 katıdır. Arıların olmadığı bir coğrafyada meyvelerden istenen verimi almak imkânsızdır. Aynı zamanda döllenme eksikliği, meyvelerin şekilsiz ve yamuk olmasına neden olmaktadır. Dolayısıyla arıları korumak, kollamak zorunluluğu vardır.
Doğayı tahrip etmeden, çevreye zarar vermeden yapılacak ilaçlamalar mutlaka meyve bahçelerinde çok daha yararlı etkilerde bulunmaktadır. Bazı dönemlerde çiçek olduğu halde meyve tutumundaki sorunlar ilaçlamaların arı ve böcek populasyonlarını kırmasından ileri gelmektedir. Diğer yandan arılara zehirsizdir yazan ilaçlar da arıları bahçeden uzaklaştırma, döllenme eksikliğine neden olmaktadır.
Arılar da bizim meyveler de. Tozlaşma ve meyve tutumu için arılara kira ödeyen ülkeler var. Zamanında doğayı tahrip eden bu ülkeler, günümüzde arı kirası ödemektedirler. Ülkemizde de bu eşiğe gelinmek üzeredir. Bir an önce arı ve böcekleri dikkate alan ilaçlama programlarına geçilmelidir. Arılara zararı olamayan ilaçları tercih etmek çözüm değildir. İlaçlamanın arının aktif olmadığı gece saatlerinde yapılması gerekmektedir.
Hazır bahçesinde çalışanları öldürmek kimin hesabına uyar ki?