Her şey 20 senedir ülkeyi idare etmeye kalkan iktidarın sonuna geldiği uçurumundan aşağıya düşerken, açtığı paraşütün delik olmasından dolayı çuvallamasıyla başladı.
.
Faizlerle oynanıp, bunun da Nas’a bağlanmasıyla ortaya çıkan dengesizlik, zaten yeni doğmuş kuzu gibi ayakta zorlukla durmaya çalışan ekonomiyi baş aşağıya getirdi.
.
Üstüne üstlük bir de “Best seller” olduğunu zannettikleri “Ekonomi böyle yazılır?” adlı kitabın içinin boş olduğu meydana çıkınca, ortaya koskocaman bir tarih dersi çıkıverdi.
Yapılanların kısaca özeti şuydu:
“Elleme, kurcalama yanarsın…”
.
Yanan kim oldu derseniz?
.
Her zamanki gibi olanları fıkra gibi anlatarak “Dış güçlere yıkma” becerisi ile savunan iktidar, savaşı da bahane ederek “sıyrılma stratejisi üretme seçeneklerine” bir yenisini de eklemeye çalıştılar.
.
20 senedir bu kandırmacaları yalayıp-yutan halk, bu sefer lodos fırtınası gibi cebine dokunan pahalılık rüzgârını kuvvetlice hissedince yelkenleri suya indirdi.
Lodos çarpması gibi başı ağrıdı.
.
Ağzına parmakla çalınan asgari ücret balını daha yalayıp-yutmadan gelen zamlar karşısında ringde rakibinden kontra yumruk yiyen boksör gibi yerlere seriliverdi.
.
Ama bu kadar da acımasız olmayayım.
Zira iktidarın hala yüzde 30’a yakın oyu var.
Peki bunlar kim olabilir?
.
Tüm bu yaşanan olumsuzlukların sorumlusunun, muhalefet olduğuna inandırılmış kişiler.
.
Mevcut iktidar gittiğinde, ülkenin teröristlerce işgal edileceğine inandırılmış kişiler.
.
İktidarın nimetlerinden faydalanmış, halen faydalanmakta olan ve bu gücü elinden bırakmamakta ısrarlı olan kişiler,
Olabilir…
.
Eyvallah…
Sorun yok.
.
Herkes istediği gibi düşünmeye özgürdür.
Herkes istediğini destekleyebilir.
Herkes istediğini savunabilir.
.
Ama hiç kimse otobüs fiyatlarının tam 8 lira, öğrenci için 4 lira olmasını kabul edemez.
.
Dünyadaki petrol fiyatlarını bahane ederek akaryakıt fiyatlarına babasının malıymış gibi sürekli zam yapan iktidarın, dünya petrol fiyatları inince duyarsız kalması niyetinin göstergesidir.
.
Vatandaşın cebinden öyle veya böyle aldınız anladık.
Yahu şu öğrencilerden ne istediniz?
Adam daha 4 lira verip dışarı çıkamıyor, Reis onlara resmen, “Yurt dışına çıkın” diyor.
.
Adam ağzına koyacak kuru ekmeği bulamıyor,
Reis, “Manda yoğurdu yiyin” diyor.
.
Toplu taşıma araçları için derhal yakıt indirimine gidilmesi gerekiyor.
Bu öğrencilere yazık!
Öğrencilerin ailelerine yazık!
.
Bir tanıdığım her gün TOKİ’den işe gelip gidiyor.
Dert yanıyor bana.
“Ayda 500 lira yol parası, canımız yanıyor…”
.
Millet “Bayramiç Ormanları” gibi yanıyor ama iktidar ne diyor?
“Gözlerime bak!” diyor.
.
Her zaman örnek veririm hatırlayanlar bilir.
.
Napolyon kaybettiği bir savaş sonrası komutanını masa üzerinde duran haritanın başına çağırmış:
“Anlat bakalım biz bu savaşı neden kaybettik?”
Komutanı cevaplamış:
“100 tane sebebi var…”
“Say bakalım…”
“Birincisi: ‘Cephanemiz bitti…’ efendim”
Napolyon eliyle haritayı kapatıp masadan ayrılırken şöyle demiş:
“Anlaşıldı diğer 99 taneyi anlatmana gerek yok…”
.
Biz soralım bakalım:
“Ülke neden bu halde?”
“Yüz tane sebebi var.”
“Anlat o halde.”
“Birincisi: 20 senedir iktidarda AK Parti var.”
“Tamam, gerisini anlatmana gerek yok…”
***
MECBURİ OLMADAN
2 Nisan’da şöyle bir haber çıktı.
“Avrupa’nın en küçük iki ülkesinden biri olan San Marino, ilk defa kendini açıkça LGBT+ olarak tanımlayan bir politikacıyı devlet başkanı olarak seçti.”
.
“Devlet başkanlığı seçimini kazanan 58 yaşındaki Paolo Rondelli, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda ‘Tahminen kendisinin LGBT toplumuna ait ilk devlet başkanı olduğunu’ ifade etti.”
.
“Emilia-Romagna bölgesinin LGBT birliği başkanı Marco Tonti, Rondelli'nin ülkenin devlet başkanı seçilmesini ‘Tarihi bir olay’ olarak tanımladı.”
.
Ne diyelim, “Allah yolunu ve bahtını açık etsin…”
Madem özgürlük,
Madem insan hakları,
Diyecek bir şey yok.
.
Ama bunlar olurken yine aklıma bir fıkra geliverdi.
Yazmadan geçemeyeceğim, kusura bakmayın.
.
Hollanda’da da çalışan Temel, bir gün göçmen bürosuna gidip “Hollanda’dan kesin dönüş yapacağını” söylemiş.
Göçmen bürosundaki Hollandalılar Temel’i tanıyorlar ve seviyorlarmış.
Sormuşlar;
“Niye dönüyorsun?”
Temel cevaplamış:
“Homoseksüeller yüzünden…”
Bürodakiler şaşırmışlar:
“Seni rahatsız filan ediyorlarsa hemen bir şikâyette bulun, gereğini yaparız. Buradan bu yüzden ayrılmana değmez” demişler.
Temel:
“Yooo beni rahatsız etmiyorlar” diye cevap verince bürodakiler merakla sormuşlar:
“Peki neden gidiyorsun?”
Temel başlamış anlatmaya:
“Burada 20 yıl önce homoseksüellik yasaktı, 10 yıl önce serbest oldu, 5 yıl önce de evlenmelerine izin çıktı. Homoseksüellik mecburi olmadan hayırlısıyla dönmek istiyorum.”
***
ALLAH HASTANEYE DÜŞÜRMESİN.
Hastalık zor.
Hele bu zamanda.
Dün bir haberde şöyle diyordu:
“CHP Adana Milletvekili Ayhan Barut; kanserden diyabete, tansiyondan epilepsiye ve romatizmal ilaçlara kadar 600 kalem ilacın temin edilemediğini belirterek yaşanan krizi TBMM gündemine taşıdı…”
.
Kısaca elimizi nereye atsak bir kriz gündemde.
Tabi bunu yaşayan bilir…
.
Pazar akşamı hastanedeydim.
Ufak bir işim vardı.
Acilde beklerken kantin penceresinden içeri baktım.
Fiyatlar gözüme çarptı:
Tost: 20 lira
Ayvalık tostu: 28 lira.
O an “Nebati” benim gözüme baksaydı ne görürdü bilmem ama ben fiyatları görünce kantinde değil de, acil tarafında olduğuma şükrettim.
.
“Allah hastaneye düşürmesin” derken kantini de göz önüne almak gerek.
“Ben hastaneye giderim ama içeri girmem, kantinde otururum” dersen sana derim ki:
“Allah kurtarsın…”
.
Hemen kısa bir not:
Acil’e tek bir doktor yetmiyor belli.
Bu neden 2 hatta 3’e çıkarılmıyor?
Çalışan doktorun yerine koydum kendimi:
Allah onlara sabır versin.
Herkese laf anlatmak, derdini dinlemek ve uğraşmak gerçekten zor…
“Gidiyorlarsa gitsinler!” denilen bu doktorlarımız bu şartlarda hizmete devam ediyorsa, tamamen iyi niyetlerinden.
Onlara teşekkür etmemiz gerek.
Allah razı olsun…
***
UÇUYORUZ
TÜİK yani Türkiye İstatistik Kurumu geçtiğimiz mart ayının enflasyon verilerini açıklamış.
Bu rakamlara göre enflasyon, son 20 yılın yeni zirvesine yerleşti.
.
Hep diyoruz ya “20 senedir ülke idare edenler” diye.
.
20 sene önce 18 yaşında bir genci “Ekonomist olarak yetiştirme projesi” uygulansaydı, şimdi 38 yaşında bizi uçururdu.
.
Resmi TÜFE verileri doğrultusunda:
Mart ayında bir önceki aya göre enflasyonda:
Yüzde 5,46,
Bir önceki yılın Aralık ayına göre:
Yüzde 22,81,
Bir önceki yılın aynı ayına göre:
Yüzde 61,14 ve
On iki aylık ortalamalara göre:
Yüzde 29,88 artış gerçekleşti.
.
Hani uçacaktık ya?
Uçmuşuz işte.
Ama nereye?
.
Bu verilerden sonra Türkiye, bizi kıskanan dünyada enflasyonun en yüksek olduğu ilk 5 ülke arasında yer almış.
İlla birincilik istiyorduk ya,
Yakında kavuşacağız demek ki…
Elbette bu veriler devletin resmi hesabı.
.
“Peki gerçek enflasyon kaç?” diye merak edeniniz varsa şöyleymiş:
ENAG’ın hesapladığı enflasyon:
Yüzde 142
.
Eskiden elimize uğur böceği (veya uç uç böceği) alıp şöyle derdik:
“Uç uç böceğim…
Yarın düğün olacak,
Annem bana terlik pabuç alacak...”
.
Şimdi şöyle söyleniyor herhalde:
“Uç uç böceğim!
Arkana bakmadan kaç kaç böceğim…
Ne terliği, ne pabucu?
Ekmek alacak para yok annemde…”