“Bilmiyorsan, bir bilene sor.” “Bildiğim tek şey, bir şey bilmediğimdir…” “Öğrendikçe ne kadar cahil olduğumu anlıyorum…” “Cahile etme sohbet, …”

“Bilmiyorsan, bir bilene sor.”
.
“Bildiğim tek şey, bir şey bilmediğimdir…”
.
“Öğrendikçe ne kadar cahil olduğumu anlıyorum…”
.
“Cahile etme sohbet, …”
.
Neyse ben konuya gireyim yoksa ipin ucu başka yerlere doğru gidecek.
.
Ekonomi konusu açıldığında ben hep bir köşeye saklanır, uzaktan seyrederim.
Zira zerre kadar anlamam.
.
Ancak vatandaşın ıstırabına bakınca iyi gitmediği yönünde bilgiler edinirim.
.
“Senin gelir iyi galiba, pazara çarşıya hiç çıkmıyor musun?” diyenleriniz vardır içinizde.
Onlara cevabım şu olur:
“Alışverişe eşim gidiyor…”
Ben onun serzenişlerinden anlıyorum.
.
Aynı Temel gibi yapıyorum:
Temel ağaca bir taş asmış.
“Neden?” diye sormuşlar
“Hava tahmini yapıyorum” demiş.
Nasıl diye soranlara şu cevabı vermiş:
“Taş ıslaksa hava yağmurlu demektir.
Taş kuruysa yağmur yoktur.
Altında gölge varsa güneşli,
Üzeri beyaz ise hava karlıdır.
Taş gözükmüyorsa sisli,
Taş sallanıyorsa rüzgârlı,
Taş zıplıyorsa deprem var,
Taş yoksa bilin ki hortum var…”
.
Ben de cebime bakıyorum.
Param kalmamışsa,
“Ekonomide bir sıkıntı olduğunu” anlıyorum.
Ucuz ekmek satan fırının önünde kuyruk varsa,
Pazarın otoparkı azalmışsa,
Benzincide sıra yoksa,
Trafik, iş çıkış saatlerinde rahatsa,
Kuyumcular mağazanın kapısına çıkmışsa,
Çarşı boşsa,
Otobüsler kalabalıksa,
Piknik yerleri boşsa,
Sıkıntıdan yana, “Bir değişiklik olduğunu” anlıyorum.
.
Bizim milletin özelliğidir:
Siyasetten,
Futboldan ve
Ekonomiden iyi anlarlar.
AK Parti kurmayları da aynısını düşündüler.
Ama durum da ortada.
.
Onu bunu boş verin.
Sağı, solu gözlemlemeyi bırakın da en iyisi bilene sorun.
İşini bilen, işinde ehil,
Üst düzey yöneticilik yapmış birine soruverin gitsin…
.
İşte onlardan biri:
“Eski Ziraat Bankası Genel Müdürü Prof. Dr. Şenol Babuşçu…”
Kendisi ile yapılan bir söyleşide “Kur Korumalı Mevduat Hesabını” şöyle açıklıyor:
“KKM aslında yeni bir uygulama değil.
50 yıl önce uygulama yeni ismiyle ortaya konuldu.
1970’lerde dövize çevrilebilir mevduat hesapları vardı.
1980’e kadar sürdü. 1984-1989 arasında ödemeleri yapıldı.
Dönemin Başbakanı Turgut Özal bu konuda şunu söylemiş:
Kendilerini uyanık, akıllı sananlar böyle bir yol buldular. İnşallah diğer iktidarlar böyle bir yola girmez.”
.
‘Faiz neden, enflasyon neticedir’ teorisinden vazgeçmek yerine,
‘Örtülü faiz artırımı’ yapıldığını iddia ediyor Babuşçu.
.
“… Burada politika faizi +3 puana kadar bankalar faiz ödesin, bunun üzerinde bir kur artışı olursa devlet Hazine veya Merkez Bankası ödesin politikası.
3 ay içerisinde 591 milyar TL para toplandı ve geçen hafta ilk ödemeler başladı.
İlk olarak kur 14.70 düzeyinde.
Bunun önümüzdeki üç ayda 15 lira olduğunu varsayarsak 43 milyarlık faiz ödemesi ortaya çıkıyor.
İkinci varsayımda kuru Nisan’da 15, Mayıs’ta 15,5 ve Haziran’da 16 alırsak 591 milyar liralık KKM’ye üç ay için 62 milyar faiz ödenecek.
Ortalamasını alırsak 50 milyar liralık bir rakam çıkıyor.
Bunu yıllık için 4 ile çarptığımızda 200 milyar liralık bir faiz ödemesi olacak…”
.
Bu gidişle yıllık 200 milyar sırf faiz ödeme yükü gelecek yeni bütçeye.
.
“… Enflasyonist etki yaratacak.
Merkez Bankası’nın para basması piyasaya vermesi enflasyonist etki yaratır.
Hazine’ye etkisiyse artan bütçe açığı.
2021 yılı bütçe açığı rakamı 192 milyar liraydı.
Yani KKM ödemesi 2021’deki bütçe açığı kadar.
Bütçeye yük olacak başka kalemler de var tabii.
2022’de bütçe açığının 278 milyar olması bekleniyor, buna bir de 200 milyarlık bu ödeme eklenecek.
Yani açık yaklaşık 500 milyar lira düzeyine çıkacak.
Bu enflasyonist etkinin yanında vatandaşın üstüne yük, fakirlik, yoksulluk olarak dönecek…”
.
Şöyle bir soru gelmiş kendisine:
“Ama herkesin doları, dövizi yok.
Ancak herkes vergi ödüyor.
Ödenen bu vergiler, eğitim, sağlık için değil, faiz için kullanılıyor, hesap sahibi olanlara aktarılıyor.
Bu bir anlamda servet aktarımı değil mi?”
.
Babuşçu’nun cevabı net olmuş:
“Cevabım evet…
Bu bir servet transferi, rant aktarımıdır.
Mevduat sahibine yüzde 17’nin üstündeki ödemeyi kur farkını devlet aktarıyor.
Yani parası olan mevduat sahiplerine para aktarımı söz konusu.
Kimlerin parası aktarılıyor?
Sizin benim vergilerimizden oluşan hazine gelirleri aktarılıyor.
Bu kesimler arası bir rant aktarımıdır…”
.
“… AKP iktidara geldiğinde zenginden fakire doğru aktarımı yapacağını defalarca vurgulamasına rağmen, sistem fakirden zengine doğru aktarım adanmış vaziyette.
Bu işten mevduat sahipleri ve iş insanları yarar sağlıyor bir de aracılık yaptığı için bankacılık sektörü…”
.
“… geçen bir market fiyatları geldi, bana iletildi.
13 sebze meyvenin fiyatına baktığında geçen yıla göre fiyatları yüzde 235 artmış.
Yani Türkiye’de enflasyon son bir yıl içerisinde ve hatta sonra ada içerisinde yüzde yüzün üzerine kesin çıktı, çıkıyor.”
.
“… Enflasyonu düşürmekle bilerek uğraşmıyorlar.
2022 enflasyonu yüksek çıksın, 80, 90, 100 çıksın.
‘2023’ün ilk altı ayında seçim öncesi bir şeyler yaparız.
Birtakım tedbirlerle altı ayda yüzde 40’a indiririz.
Bakın biz istersek indirebiliyormuş, 2022’de dünyada enflasyon yüksekti zaten, savaş çıktı.
Onun için bunlar oldu, bakın onlar bitti indirebildik.
İstesek daha fazla da indirebiliriz’ der.
Dolar kurunda aynısı yapılmadı mı?”
.
“… Seçim stratejisi tabii.
Dolar kurundan benzerini yaşamadık mı?
Dolar kurunu 13’ten 18’e kim çıkardı, yine bir gecede 13’e kim indirdi?
‘Bakın biz yapıyoruz’ deniyor.
Enflasyonda da aynısı yapılacak.
Aksini düşünseler, enflasyonla mücadele etmeleri gerekir. Üç yan çözüm dışında bir adım atıldı mı?”
.
Babuşçunun tespitleri şöyle:
“Ocak 2021’de 73 bin kişi kredilerini ödeyemezken,
2022 Ocak’ta bu 222 bin kişiye çıkmış.
Yani bir yılda yüzde 152 artış, var.
Üstelik bu sadece yılın ilk ayına dönük veri.
28,5 milyar lira takibe geçmiş yani.
Bunlar ekonomiye dönük çok ciddi uyarılar…”
.
Bu işin uzmanı diyor, ben demiyorum.
Özetle ne diyor:
“Sıkı durun batıyoruz…”
.
Eski Ziraat Bankası Genel Müdürü Prof. Dr. Şenol Babuşçu devamla diyor ki:
“Bankaların Merkez Bankası’ndan %14’den borç alıp %24’den Hazine’ye borç vermesi gayet normal,
Marketlerin domatesi 20TL’den alıp 24TL’ye satması fahiş fiyat...”
.
Varın gayri siz düşünün…
 
***
HIYAR!
Bundan 3 ay öncesine kadar birine “Hıyar” desen, “Hakaret ediyorsun” der üzerine yürürdü.
Şimdi hıyarın 3 tanesi 18 lira olmuş.
“Hıyar” desen, “Allah razı olsun” der “Övüyorsun” diye.
Neden?
AK Parti döneminde hıyarlar kıymetli oldu da ondan.
Bu dönem de böyle anılacak…
 
***
MUCİZE
Dün bir haber düştü ajanslara.
“TÜİK’in açıkladığı resmi verilere göre ocak ayında yüzde 11,4 olan işsizlik oranı Şubatta 0,5 puanlık azalış ile yüzde 10,7’ye geriledi.
Geniş tanımlı işsizlik ise yüzde 21,8 olarak ölçüldü…”
.
“İşsiz sayısı 2022 yılı Şubat ayında bir önceki aya göre 178 bin kişi azalarak 3 milyon 579 bin kişi oldu.”
.
Kısaca TUİK diyor ki:
“Ekonomi iyi bak dalgana…”
.
Öğretmen çocukların “Mucize” kelimesini bulmalarını istiyormuş.
-“Adam yirminci kattan düşüp ölmemiş, buna ne denir?”
“Tesadüf”, demiş öğrenci Temel
Öğretmen soruyu yinelemiş.
-“Peki, insan yirminci kattan ikinci kez düşer yine ölmezse ne denir?”
“Şans” demiş Temel bu sefer…
Hoca inatla söyletecek o kelimeyi:
-“Peki üçüncü kez olsa?”
-“Alişkanluk olur da…”
.
Ekonomistler işsizliğin düşmesine “Mucize” dese de, işsizlik verilerinin düştüğünü söylemek TUİK için “Alışkanlık” oldu.
Israrla o kelimeyi söylemiyorlar…
.
Son söz:
“Yersen…”