Kendisini “Avrupalı” sayan zavallılar. Söylenenlere ses çıkarmayan Avrupalı insanlar.

Kendisini “Avrupalı” sayan zavallılar.
Söylenenlere ses çıkarmayan Avrupalı insanlar.
.
Kendilerini evrenin “İnsanlık abidesi gören” batılılar…
.
İnsanlık dersi vermeye gelince mangalda kül bırakmayan Avrupalılar ha?
.
Boşuna demiyor Akif:
“Tek dişi kalmış canavar” diye.
O günden bu güne değişen bir şey yok demek ki.
Biz fazlaca abartmışız “Muhasır Medeniyet” diye batıyı...
.
Son 20 senemiz helak olmayaydı bunları diyemezdi o Avrupalı.
.
Şöyle akıllı yönetilseydik, ülkece dünya lideri gerçekten olurduk.
Düştüğümüz durum ortada.
Bize bel bağlayan onlarca Müslüman Devletin de hayallerini söndürdük.
Dünya biz Müslümanlara hakaret etmeye başladı artık.
.
Bakın neden celallendim.
.
İşte Yeni Şafak’ta 11 Nisan’da çıkan haber şöyle:
“Polonyalı Avrupa Parlamentosu Üyesi Dominik Tarczynski katıldığı TV programında, Batı’daki çifte standardı gözler önüne serdi.
Rusya Ukrayna savaşı sonrası ülkelerine iki milyon Ukraynalı mülteci aldıklarını belirten Tarczynski, ‘Bir tane bile Müslüman almayacağız. Bunun için hükümetteyiz. Eğer sınırı geçen olursa öldürülecekler’ diye konuştu.”
.
İşte size medeniyetin gerçek yüzü.
Anlamadıysanız bir daha okuyun, zira ben öyle yaptım “Acaba yanlış mı okudum” diye.
.
Tarihte Polonya ile olan ilişkilerimize bir göz atmak üzere girdim İnternete.
.
Bakın neler yazıyor?
.
16. ve 17. yüzyıllar çok sayıda Osmanlı-Lehistan savaşlarına sahne olmuştur.
Bu dönemde Polonyalıların Litvanyalılarla birleşerek kurduğu “Lehistan-Litvanya Birliği” Osmanlı tarihinde sadece “Lehistan” adıyla anılmışlar.
.
“1683 yılındaki II. Viyana Kuşatması’nda Lehistan ordusu çok önemli bir rol oynadı. Viyana düşmek üzereyken Lehistan kralı III. Jan Sobieski 75.000 kişilik bir orduyla Viyana’nın yardımına koştu. Böylece kuşatma başarısızlığa uğradı.”
.
Müslüman Osmanlı Ordusunu yenilgiye uğratmışlar.
.
“Ancak bu tarihten sonra Lehistan gitgide zayıfladı. Lehistan sayesinde Osmanlı egemenliğinden kurtulan Avrupalı devletler bu zayıflıktan yararlanarak 1795 yılında Lehistan’ı kendi aralarında bölüştüler. 18. yüzyıl boyunca Polonyalılar Rusya, Almanya ve Avusturya'nın egemenliği altında yaşadılar.”
.
Kendi dinlerinden olan Avrupalı devletler tarafından hüsrana uğratılmışlar ve bölünüp, parçalanmışlar.
.
“Osmanlılar bu durumdan hiçbir zaman hoşnut kalmadı. Bağımsızlığını yitiren Polonyalılara yardım elini uzatan nadir ülkelerden biri oldular.
Polonya'daki bağımsızlık hareketlerini desteklediler, Polonyalı göçmenlere kucak açtılar. Hatta İstanbul yakınlarında Polonyalılar için Polonezköy adında bir köy kurdular. Bu köy günümüzde bile halen varlığını sürdürmektedir. (Polonezköy: Polonyalı sürgünlerin siyasi lideri olan Prens Adam Czartoryski tarafından 1842 yılında kuruldu. Köyün adı kurucusunun adı olan Adam’dan dolayı Adamköy ‘Lehçe: Adampol’ olarak türetildi)
.
Polonyalılara kim kucak açmış?
Osmanlılar
Yani Müslümanlar…
.
Tarih devam ediyor anlatmaya…
.
“Osmanlı Devleti'nin Lehistan'ın paylaşılmasını kabul etmemesiyle ilgili bir söylence şöyledir:
Padişah, yabancı diplomatları kabul ettiğinde hep Lehistan elçisini sorar, bunun üzerine sadrazam usulca yaklaşır, sanki padişahın kulağına fısıldarmış gibi, ama kesinlikle orada bulunan herkese duyurmak niyetiyle şunları söyler: ‘Lehistan elçisi yoldadır, ancak yollardaki müşkülat yüzünden gecikmiştir’. Bazı eserlerde Osmanlı Sadrazamlarının yabancı elçilikleri kabul ettikleri yıllık davetlerde Rusya, Avusturya ve Prusya elçilerine her defasında ‘Lehistanlı meslektaşınız nerede? Aranızda göremiyorum da!’ sorusunu yönelttiği yazılmaktadır. Bu durum tam 127 yıl sürmüş, I. Dünya Savaşı sonunda Polonya yeniden kuruluncaya kadar devam etmiştir.”
.
İşte size Müslüman Osmanlı’nın Polonyalılara verdiği değer…
.
Şimdi mi?
“Bir tane bile Müslüman almayacağız. Bunun için hükümetteyiz. Eğer sınırı geçen olursa öldürülecekler…”
İşte Polonyalıların Müslümanlara verdiği değer…
.
Yazıklar olsun size…
Siz utanmıyorsunuz ama tarihiniz utanıyordur…
.
Polenezköy’deki vatandaşlarınız, soydaşlarınız, dindaşlarınız sizden kesin olarak utanıyordur…
 
***
ALLAH RAHMET EYLESİN
2007 yılında Beyaz Show’a katılmıştı.
Bir soru geldi kendisine.
“Hocam, ‘Köpek beslenen eve melek giremez’ diyorlar, doğru mu?”
.
Bu soruya şöyle cevap vermişti:
“İşin aslına girmeden önce ister istemez insanın aklına sempatik şekli geliyor. Benim evime izinsiz nasıl girer? Melek veya şeytan... Ne işi var? Ben şimdiye kadar bizim eve hiç meleğin girdiğini görmedim? Asıl önemli tarafı bizim eve köpek yok…”
.
Devam ediyor sonra:
“Bir başka şey ‘Cebrail de giremez’.
Cebrail, peygamberlere vahiy getiren melek. Bizim evde ne işi var, sizin evde ne işi var?”
.
Devam ediyor:
“Efendim ‘Azrail de giremez’.
Bu işte kâr var.
Eve üç beş tane köpek koyacağız 250 sene yaşayacağız.”
.
Gaziantep'te 1 Mart 1938'de dünyaya geldi.
İlkokulu burada, ortaokulu ise Kahramanmaraş İmam Hatip Lisesi’nde okudu.
.
Nizip Ulu Camisi’nde imam hatip olarak 1 Mart 1963’te memurluk görevine başladı.
.
1972’de İstanbul Yüksek İslam Enstitüsü’nden mezun oldu.
.
Diyanet İşleri Başkanlığında 14 yıl imam-hatiplik, vaizlik ve müftülük yaptı.
.
“İslam Hukuku ve Türk Medeni Hukukuna Göre Evlenme” konulu teziyle yüksek lisans ve “İslam Hukukuna ve Türk Medeni Hukukuna Göre Aile Hayatı” konulu teziyle doktora diploması aldı.
.
Yazarlık ve köşe yazarlığı yaptı.
.
1991’de sosyoloji alanında doçent,
İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Din Sosyolojisi Bölümünde profesör unvanı aldı.
.
Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nde 2000-2003'te dekanlık yaptı.
.
2005’te yaş haddinden emekli oldu.
.
Kendisi, evli ve 5 çocuk babasıydı.
.
84 yaşında, tedavi gördüğü hastanede önceki gün yaşamını yitirdi.
.
Kimdi bu güzel insan?
.
Zekeriya Beyaz…
.
İslam’a başka gözle bakmayı öğretti bize.
Eğlenceli tavrıyla dinimizi gençlere sevdirdi.
Anlattıklarıyla tabuları kırdı.
Ekranların güzel yüzü olarak hatırlanacak olan hocamıza Allah’tan rahmet diliyorum…
.
İşte Hocanın tepki çeken bazı açıklamaları:
“Kurban etiyle rakı içilir.”
“Kurban Bayramı'nda dana kesmek yerine ayakkabı dağıtabilirsiniz.”
“Oruçluyken tokluk veren haplardan içebilirsiniz.”
“Şekersiz sakız orucu bozmaz.”
“Öpüşmek orucu bozmaz, cinsel ilişkiyle oruç açılabilir.”
“İslam'a göre helal olmayan bir kadınla oyun oynamak günah değil. Ben oynadım, günah olmadı.”
“Kur'an'ı Kerim'de başörtüsü yok. Bu insanların dileğine bırakılmıştır. Uydurma hadislerle günümüze gelmiştir.”
“Yabancı ve zararlı siteler hacklenebilir. İslâm dinine ve Türk milletine zararlı olanlara yapılabilir, sevap olur.”
“Kızlık zarını diktirmek günah değildir.”
“Referanduma evet diyenler Allah katında en büyük cezaya çarptırılırlar…”