Dünyanın en büyük sözlüğü Wikipedia’da Kleptokrasi liderlerin devlet fonlarını zimmetine geçirmesi olarak açıklanıyor.

Farklı bir hırsızlık yöntemi olarak tanımlanıyor. Bir aile veya grubun demokratik yollarla yönetimi ele geçirmesi ve ardından ülke gelirlerini kendi hesaplarına aktarması şeklinde de açıklanıyor.
Kleptokrasi, zenginlerin yönetimi ve seçkin sınıf yönetiminden farklı görünüyor. Kleptokraside, idareciler hukukun üstünlüğü dışında gizlice zenginleşiyorlar. Devlet gelirlerini ve fonlarını kendilerine veya ortaklarına yönlendiriyorlar. Kleptokratların en önemli özelliklerinden biri de hesaplarına geçirdikleri ülke kaynaklarını siyasi güç kaybetme korkusuyla başka ülkelere aktarmalarıdır.
Kleptokrasiler genellikle diktatörlük olarak tanımlanıyor. Aynı zamanda dünyada kleptokrasiler askeri cuntalarda da görünüyor.
Kleptokrat yöneticiler genellikle ülkelerinin hazinesini kişisel zenginlik kaynağı olarak görüyorlar. Hazinenin başına akraba veya güvenebilecekleri isimleri atıyorlar. Diğer yandan fonları lüks mallara harcıyorlar. Bir yerde har vurup harman savuruyorlar.
Kleptokrasi genellikle gelişmekte olan veya geri kalmış ülkelerde ortaya çıkıyor. Gelişmekte olan ülkelerin ihracat gelirlerine bel bağlaması, bir tür ekonomik rant oluşturur. Gelirlerin düşmesine neden olmadan fonların zimmete geçirilmesi daha kolaydır. Devlet için iyi işler yapıldığı halka açıklanırken gelirlerin zimmete geçirilmesi daha kolaydır.
Çökmekte olan bir ulusta, zamanla ülkenin iç kaynakları tükendikçe, yabancı ülkelerden ithalata bağımlılık olası hale gelir ve böylece sözleşmeye dayalı olarak kendilerini ticaret ortaklarına karşı yükümlü kılar.
Bazı uzmanlara göre, hükümet organlarının hırsızlığa meyilli politikaları benimsemesinin bir nedeni, hırsızların halkı kurumsallaşmış bir otoriteye boyun eğdirmesine zemin hazırlar. Yargıda tek taraflı kararlara daha fazla rastlanır. Halkta korkuya dayalı baskı oluşur.
Almancada kleptokrasi, yağma ekonomisi olarak tanımlanır. Burada devlet ele geçirdiği işgal ettiği alanları yağmalar. Devletler bazen komşularına saldırmak suretiyle onların kaynaklarını yağmalar.
Çağdaş araştırmalar, 21. yüzyıl kleptokrasisini kara para aklama şekliyle de ortaya çıkabileceğini ifade ediyorlar. Kleptokratlar , servetlerinin kökenlerini gizlemek ve siyasi gücün zayıflaması ihtimaline karşı realize etmek için para aklama yollarını sıklıkla uygulamaya koyarlar.
Kleptokratlar, kara para aklama ve varlık güvenliği için genellikle hukukun ve adaletin güçlü olduğu İsviçre gibi ülkeleri kullanırlar. Yapılan hesaplamalara göre 2011 yılından bu yana gelişmekte olan ülkelerden kleptokratların kaçırdığı para bir trilyon dolardan fazladır. 2016 yılında yapılan bir araştırmada, Rusya, Çin ve gelişmekte olan ülkelerden sızdırılan para 12 trilyon dolardır.
Kleptokratlar veya onlar adına faaliyet gösterenler, fonların kökenini ve sahipliğini gizlemek için genellikle anonim paravan şirket kurarlar. Şirketlerin birbirine bağlı çok sayıda ağı vardır. Yine kleptokratlar, yasaların boşluklarından yararlanarak Batı finans sistemine para aktarırlar. Kleptokratların en fazla başvurduğu yollardan biri de güvenli ülkelerden mülk edinmektir. Aynı zamanda batılı yardım kurumlarına gösterişli destekler, desteklerle para aklama en çok başvurulan yollardan biridir.
Sözlükte, devlet kaynaklarını zimmetine geçiren çok sayıda devlet başkanı var. Kimi darbeyle başa gelmiş, kimi demokrasiyi kullanmış. Güney Amerika ve Afrika ülkeleri başı çekiyor. Ne yazık ki listede Türkiye de var.