Evet, toplumumuzda insanlar, hep bir yerlere gelmek içerisinde neredeyse insan olmayı unutup gidiyorlar.

Diğer bir deyişle sıfatının kölesi haline geliyorlar. Bir yerlere gelmek deyimi başka toplumlarda var mı bilinmez ama toplumumuzun en önemli olgusu haline geldi.
Siyah makam aracına binmenin keyfi olmalı mutlaka. Emrindeki insanlara bir şeyler yaptırmanın, talimat vermenin keyfi de vardır buna ilaveten. Siyah arabalar insanları daha itibarlı yapmalı. İtibar güzel bir duygu olmalı. Elbette neye itibar edildiği de akıldan hiçbir zaman çıkmamalı.
Hangi alanda olursa olsun liyakat, layık olma gibi değerlendirmelere dikkat edilmediği için, insanımızın istekleri hep arttı. Neyim eksik deyimine sarılan o kadar çok oldu ki, nereye imza atacağını bilemeyen müdürler bile oldu, Sonuçta gömleğin fazla geldiği siyah arabalılarla doldu kamuya ait birimler.
Siyasetin yakından aşina olduğu kamudaki isteklilerin önemli bir kısmı, liyakat kadar kendi özel çıkarlarının peşinde koşanlardan oluşuyor. Elbette burada kişiyi eleştirmek veya suçlamak çok gerekli değil. İnsanın olmak istediği her zaman vardır. Olmak istenen mevki ve makam olunca biraz daha eleğin süzgeçlerini sık dokumakta yarar var. Mevki ve makamlarda, özgeçmişe bakılırken bizden mi değil mi konusu her zaman gündeme gelmiştir. Oysa bu işi başarabilir mi kavramının daha ön planda tutulması gerekir. Millete ve vatana hizmet, işgal edilen kadronun hakkını fazlasıyla vermekle olur. Bireye sorulduğunda egosunun baskısıyla gece gündüz çalıştığı dillenir ama üretilen çok fazla bir iş olmadığı zamanla ortaya çıkar. Siyasetin bizden diye ardında durduğu beceriksiz sıfatlılar, temelde siyasetin vatana ihanetine de neden olabilmektedir.
Son dönem hükümetlerde devletin küçültülmesi gerektiği bütün siyasiler tarafından dile getirilmiştir. Bakanlıkların birleştirilmesi, Ankara’nın azaltılması hep gündemde durmuştur. Ancak sürekli Ankara büyümüştür. Büyümek bir yana yetkilerini de adam akıllı artırmıştır. Çünkü ihdas edilen kadroların aynı zamanda işi de olması gerekmektedir. Dolayısıyla her siyah arabanın az da olsa işi olmuş ve yer gök siyah plakalı arabalarla dolmuştur. Hatta artık araç kiralama ofislerinden de araba alınabildiği için sivil plakalarla da mevki ve makam sahipleri tur atmaya başlamıştır artık.
İnsan istekleri siyasete baskı yaptıkça, siyaset yeni kadrolar üretmede mahir olduğu için, birimlerin birleştirilmesi bir yana, öyle ayrıldılar ki, bir işin üç tane dört tane sahibi oldu. Dolayısıyla kamu hizmetleri bireylere sıfat uydurmaya çalışırken, işler sağlıklı yürümemeye başladı.
Koltukların, sıfatların hep gelip geçici olduğu söylenir ama nedense isteklisi çok olur. Oysa insani değerleri yüksek bireylerin üstlendiği sıfatlar, hizmette bütün millete keyif verir. Yoksa insan içinden çıkınca bütün saygılar ve sevgiler sıfatın yanında kalır değil mi?