Eskiden kredi kartı almak için iki kefil gerekiyordu. Ardından tek kefile düştü.
Eskiden kredi kartı almak için iki kefil gerekiyordu. Ardından tek kefile düştü. Günümüzde geliri olan herkes bankalarla çalışıyor ve kefilsiz kredi kartı sahibi oluyor. Kişi başına kredi kartı sayısı da ikinin üzerinde görünüyor.
Kredi kartı kullanımı hemen her geçen gün artarken, vatandaş araç, ev ve bireysel kredi kullanımında da fena görünmüyor. Borç yiğidin kamçısıdır derken sıkıntılar da yaşanmıyor değil.
Uzun süredir vatandaşın gelirleri gıda başta olmak üzere mal ve hizmetler karşısında sürekli kan kaybediyor. Paranın sürekli değer kaybetmesi, gıda başta olmak üzere çok sayıda ürünün ithalata dayalı olması kişi gelirlerini yetersiz hale getiriyor. Geçim sıkıntısı yaşayan insanlar çareyi kredi ve kredi kartlarına başvurmakta buluyor.
Son verilere göre, 35 milyonu aşkın kişinin toplam borcu 1 trilyon lirayı aşmış görünüyor. Borcunu ödeyemeyen ve takibe düşen kişi sayısı da sürekli artıyor. 4 milyondan fazla kredi kullanıcısı takibe alınmış durumda.
Bankalar kredi kullanıcılarını bir yandan yasal takibe alırken, kadrolarını genişletiyorlar. Vatandaş kredi borçlarını krediyle yapılandırmak için gayret ediyor. Bunun için de bankalar yeni, genç, ikna yeteneği yüksek personelleriyle para satmaya devam ediyorlar.
Borcu borçla çevirme yoluna giden vatandaş ya kredi kartına ya bireysel kredilere yükleniyor. Bu olumsuz gelişmeler resmi verilerde de görünüyor. Türkiye Bankalar Birliği istatistiklerine göre, bireysel kredi kullanan kişi sayısı son bir yılda 1 milyon 300 bin kişi artmış durumda. Bu rakamın sadece 800 bini 2022’nin ilk iki ayında yeniden borçlanmış görünüyor. Borcu borçla kapatma veya borca takla attırma yoluna gidiyor insanlar.
Konut, ihtiyaç ve taşıt kredilerinden oluşan bireysel kredilere borçlu kişi sayısı yaklaşık 36 milyona ulaşıyor.
Bireysel kredilerin %45'ini ihtiyaç kredileri, %29'unu konut kredileri, %20'sini kredi kartları ve %5'ini taşıt kredileri oluşturuyor.
Borçlar arttıkça ödemesi de güçleşiyor. Hayat pahalılığı, iki üç katına çıkan mutfak ve ulaşım masrafları, vatandaşı kredilerini ödemekte zor duruma düşürüyor. Bu nedenle kredi kartları takibe düşen kişi sayısı %150 artarken, bireysel kredilerde takibe alınan kişi sayısı %218 artmış görünüyor.
Toplumun bütün kesimleri kullandığı krediler nedeniyle sıkıntı yaşıyor. Gıda üretiminin ana aktörü çiftçiler de üretime devam edebilmek, insanımızı doyurabilmek için yoğun kredi kullanıyor. Ancak tekerleği döndürmekte zorlanıyor. Faizlerin sabit tutulması nerdeyse hiçbir işe yaramıyor. Bankaların çoğu reel faiz uyguluyor.
Devletin bu duruma seyirci kalması sosyal sıkıntıları daha da büyütecek gibi görünüyor. Oysa yapılandırma ve vadeyi uzatma gibi tedbirler alması gerekiyor.