Gündem oldukça hızlı. Hangi birinden başlasam diye uğraşırken, seçim anketleri de peş peşe sayfaları süslüyor.
.
Seçim demişken şu seçim işine kabaca bakalım.
.
Bu ülkenin bir “Ekmelettin” vakasını yaşadığını göz önüne alırsak, neler göreceğini veya neler görmeyeceğini artık biliyoruz.
.
“Ya herru, ya merru” şeklinde geçecek seçimlere uzaktan şöyle bakalım.
.
Sürekli dışarıdan bir arayış içinde olan muhalefet bu sefer kafasına koymuş:
“Aday Kılıçdaroğlu olacak” diye.
.
Zira hem siyasi çevreler hem de basın kanalıyla muhalefete sürekli bir “Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu” baskısı var.
.
Hatta anketlere bakınca “Mansur Yavaş”ın aday gösterilmesi halinde fark atacağını gösteren anketler, sayfa sayfa yayınlanıyor.
.
Bazıları ise bu ismin fazlaca ön plana çıkarılmasına oldukça karşı.
Çünkü sebebi var.
.
Sebebini birazdan yazacağım.
.
Biz önce “Ya herru, ya merru” kısmına gelelim.
.
Önceki seçimlerde ön plana çıkmayı pek sevmeyen Kılıçdaroğlu’nun son zamanlarda ekranlarda ve gazete sayfalarında gündem yarattığını oldukça sık görüyoruz.
.
Hiç alışık olmadık eylemler ve söylemlerle görmeye alışkın olmadığımız CHP liderinin bu davranışlarının elbet sebebi var.
.
Hayatı boyunca sesini yükseltmemiş olan Kılıçdaroğlu’nun dağları delecek kadar ses tonunu yükseltmesinin elbette bir sebebi var.
.
Ülkemiz erkeklerinin aile içinde “Kılıbık” olduğu her ne kadar bilinse de, dışarıya karşı “Kazaklık” konusunu kimseye bırakılmadığını herkes bilir.
.
Şimdiye kadar Kılıçdaroğlu’nun da hem içeride hem de dışarıda ses yükseltmemesinin, ılıman politika yürütmesinin işe yaramadığını gören danışmanları veya stratejistleri artık “değişim geçirmesini ve sert politika dalında Oscar’lık davranışlarda bulunmasını” istemiş olabilirler.
.
Bunun tek sebebi halkımızın “Pısırık” denilebilecek davranışlardaki yöneticilerin “dertlere çare olmayacağına” inanmaları.
.
Bu haliyle baktığımızda önümüzde yapılacak seçimlerde “Kılıçdaroğlu’nun aday olacağını” açıkça görüyoruz.
.
Bu sert elbise değişiminden sonra bizim gördüğümüz şu:
Meydanlara çıkacak olan CHP liderinin ön hazırlık turları…
.
Devlet Bahçeli bile bu durumu anlamış olacak ki: “Sakın bizle sert politikaya girme, biz tecrübeliyiz” anlamına gelen cümleler sarf etti.
.
CHP kurmayları da boş değil elbet.
Onlar da anket yaptırıyorlar, gündemi elde tutmaya çalışıyorlar.
Halkın isteklerine bakıp, geçmişe yönelik hataları yapmamaya çalışıyorlar.
.
Bu anketlerde çıkan sonuç bence şuydu:
“Elin çocuğu ile bakkala gitmek…”
.
Nedir bu?
Şimdiye kadar girilen seçimlerde, “Esas çocuk” dururken hep başkalarından medet umuldu.
Bakkala hep başkası gitti.
.
Halk bunu istemiyor.
Halk muhalefete, “Madem bir yarış var o halde sen çık” diye baskı yapıyor.
.
Diğer tarafa baktığımızda onlar da her ne kadar “Kılıçdaroğlu sen çık karşıma!” gibi blöf sayılabilecek söylemlerde bulunsalar da karşılarında asıl istedikleri aday “Mansur Yavaş…”
.
Haydaa!
Anketlerde fark attığı bilinen adayı neden istesinler ki?
.
İşte asıl mesele bu.
.
Olaya tepeden bakalım ve net konuşalım.
.
İki tane seçim yapılıyor.
Birincisi Cumhurbaşkanlığı seçimi,
İkincisi parlamenter seçimi.
.
Parlamenter seçiminde bir sorun yok.
Hele ki Babacan’ın kendi başına seçimlere gireceğini açıklamasından sonra anketlerde Millet İttifakı’nın ortalığı silip, süpüreceği belli oldu.
Böylece kararsız kalan AK Parti seçmeninin geri dönmesi engellenerek yeni bir seçenek yaratıldı.
.
Zaten bu ekonomik koşullarda iktidarın işinin zor olduğunu cümle âlem biliyor...
.
Siz bakmayın iktidar kanadının, “Biz 30 köye gittik” demelerine.
Köylerde “bir muhtar, iki ihtiyardan” başka kimse kalmadı.
Hatta kendi ikrarlarına göre köydeki nüfus oranı bile yüzde 6.
.
Gelelim ikinci seçime:
Cumhurbaşkanlığı seçiminde, Millet İttifakı ve 6’lı masanın toplam oyu henüz yüzde elliyi geçmiş değil.
.
Cumhur İttifakı’nın da oyu yüzde elli değil tabi.
.
Zira arada HDP oyları var.
.
Bu oy oranı ne olursa olsun, HDP oyları her iki ittifakın yüzde elliyi bulmasını (şimdilik) engelliyor.
.
Öyleyse ikinci tura kalacak seçimi:
“HDP oyları belirleyecek.”
.
Doğru mu?
.
Elbette doğru.
.
(Aynı İstanbul’da iptal edilen seçim sonrası yapılan ikinci seçimde HDP oylarının İmamoğlu’na gitmesiyle farkın 1 milyona çıkması örneği gibi.)
.
Öyleyse stratejik olarak şuna bakılıyor:
Cumhurbaşkanlığı seçiminde:
Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu tek başına yüzde elliyi geçiyor mu?
.
Anketlere baktığımızda görüyoruz ki:
Hayır.
.
Peki Kemal Kılıçdaroğlu geçiyor mu?
Hayır.
.
Tayyip Erdoğan geçiyor mu?
Hayır…
.
HDP oylarına ihtiyaç duyulan bu seçimde sizce Millet İttifakının adayı kim olur?
.
Bence “Mansur Yavaş” olmaz.
(Sebebini aşağıda yazacağım)
.
O halde aday:
“Kılıçdaroğlu veya İmamoğlu” olur.
.
Bu iki aday için düşünelim:
İmamoğlu’nun aday gösterilmesi ve seçimi kazanması durumunda “Cumhurbaşkanı” olacak mı?
Olacak.
.
Meral Akşener de, değişecek sistemde “Başbakan” olacak mı?
Olacak.
.
Peki;
Kılıçdaroğlu ne olacak?
Sadece parti başkanı mı?
.
Şimdi tabloya bu açıdan kuşbakışı bakalım.
“Millet İttifakının adayı kim olur?”
.
Burada ince konu şudur:
Cumhur İttifakı, sanki Masur Yavaş’tan korkuyormuş havası vererek aslında karşılarına onun aday olmasını istiyor gibi.
.
Sebebi mi?
“HDP oylarının ikinci turda Mansur Yavaş’a gitmeyeceği beklentisi.”
.
Bunu düşünürken muhakkak bir anket yapmışlardır.
.
Öyleyse muhalefetin ve kendisine sorması gereken soru şu:
“İkinci turda HDP oyları, Tayyip Erdoğan ile karşı karşıya kalan Mansur Yavaş’a gider mi? Gitmez mi?”
.
Cumhur İttifakı’nın tek çıkış yolu:
“Millet İttifakının adayının Mansur Yavaş olması…”
***
MİLENYUM
Hande Yener’in Batman Petrolspor’un kutlama gecesinde istenmemesi bence gündem olmalı.
.
“Sırf kadın olduğu için dini geleneklere aykırı” diye açıklama yapan partilerin olması insanın canını sıkıyor.
Daha yeni yazdım.
Düzce’de de meydana gelmişti buna benzer bir olay.
.
2022’ye geldiğimiz şu yıllarda hala bu kavganın peşinden gitmek neyin nesi?
.
Elinoğlu Mars’a giderken, biz hala dini kadınlara Cehennem yapma peşinden gidiyoruz.
.
Elbette yazık.
.
Düşünüyorum da “Milenyum” denilerek girdiğimiz 2000 yılını.
.
Gelmeden önce ne hayallerimiz vardı.
Muhasır medeniyetlere ulaşacak ve dünyayı kasıp kavuracaktık.
.
Bir gazetenin haberinde 2000’li yıllarda Türkiye’nin yıldızının parlayacağını söylemişti de göğsümüz kabarmıştı.
.
Aradan tam 22 yıl geçti, biz hala aynı yerdeyiz.
Belki de geride…
.
Helal olsun Hande Yener’e.
Geri adım atmayarak aslanlar gibi sahneye çıkıp şarkılarını onbinlerce taraftara söylemiş.
İçlerinden birisi de (partililer gibi) çıkıp:
“İn aşağıya” dememiş.
.
Aslında halkın gündemi başka, siyasilerin gündemi başa.
.
Biri yaşam derdinde,
Diğerleri seçim derdinde…
.
Kadınlarımız akıllıdır, bu hakaretlerden sonra kime oy vereceklerini iyi bilirler…