Şu miras işi gerçekten can sıkıyor.


Çıkın meydana ve sorun:
“Miras yüzünden küs olmayan, kavgalı olmayan, birbirine düşman olmayan kardeş veya akraba kaç tane var?”
.
Hani demişler ya:
“Hayırlı kardeşim var deme,
Miras bölünmedikçe…”
.
Durum bu.
.
Anne veya babalar sağlıklarında mirası hakkaniyetle paylaştırsalar problem kalmayacak.
.
Benim tezim ise değişik:
“Anneler, babalar…
Miras filan bırakmayıp, hepsini oturup yesinler…
Bu dünyadan gitmeden önce, har vurup harman savursalar.
Geriye de bir şey kalmasa…”
.
Ne küslük kalır, ne kavga…
.
Mirasa güvenip çalışmayan insan dolu:
“Nasılsa yüklü miras kalacak, neden çalışayım ki…” tarzında adam dolu.
.
Mirasının kuvvetine güvenip evlilik yapan dolu.
.
Mirasına güvenip mal sahibi olan dolu.
.
En güzeli:
Hırs yaptırmamak için, mirası kaldıracaksın.
Mal varlıkları devlete kalacak.
“Oh, ne güzel hayat var” diyeceksin, hiç düşüncen olmayacak.
.
Eşinle, kardeşinle, akrabanla da kavga etmemiş olacaksın.
Gül gibi hayat süreceksin.
.
Şu okuduğum haber ilgimi çekmedi değil.
Yazmak istedim.
.
Harun Erikçi adlı bir vatandaş, 2005 yılında 22 yaşındayken, kendisinden 52 yaş büyük olan ve o tarihte 74 yaşındaki Hatice Nuran Temizel ile tanışmış…
.
Harun Erikçi ile Hatice Nuran Temizel, tam 9 yıl birlikte yaşamışlar…
.
Bu durumun böyle gitmeyeceğini ve resmiyete dökmeleri gerektiği konusunda karar vermişler olacak ki:
2014 yılında Harun Erikçi 31 yaşında,
Hatice Nuran Temizel de 83 yaşındayken evlenmişler.
.
Eee?
Ne var bunda?
Olabilir.
.
Peki, habere konu olan şey ne?
.
Meğer, Hatice Nuran Temizel’in tam 4 milyon dolarlık serveti varmış.
Kız kardeşi 3’üncü yılında bu evliliğin iptali istemiyle dava açmış.
Dava sonuçlanmadan evliliğinin 5’inci senesinde Hatice Hanım vefat etmiş…
.
Çocuklar olmayınca miras, kocasına ve kız kardeşine kalmış.
Mahkeme dava süreci devam ettiğinden kocasına kalan paya tedbir koymuş.
.
Harun Erikçi olayı şöyle anlatıyor:
“Hatice Nuran Temizel ile tanıştığında, dairelerinin de olduğu apartmanda çöp topluyordu. Bazı insanlar onu rahatsız ediyor, parasını alıyordu. Yardımcı olmak istedim, böyle tanıştık. Evlilik teklifi ondan geldi. Mal varlığının kız kardeşinin evlatlık çocuklarına kalmasını istemediğini, ben kabul etmezsem başka birini bulacağını söyledi…”
.
“Kardeşi rahmetli olduktan sonra, evlatlık çocukları bana kalan mirası da istedi. 45 yıldır görüşmüyorlardı. Açılan dava nedeniyle tedbir kararı verildi, bu nedenle mirasını alamadım…”
.
“Nikâhtan önce akıl sağlığının yerinde olduğuna ilişkin doktor raporu aldık…”
.
İşte haber böyle devam ediyor.
.
Şimdi bana hak verin.
Arada miras olmasa ne dava olur, ne de bir husumet.
Her yer güllük gülistanlık olur…
 
***
İNSANLIK ÖLMÜŞ
Biz daha çocukken “Erkeklik” şeklinde bize sunulan sözlerle büyüdük.
.
Erkeklik;
İnsana arkadan saldırmak değildi,
Birine iki kişi saldırmak ve onu dövmeye kalkmak erkeklik değildi,
Mahalledeki kızlara bakmak erkeklik değildi,
Yolda kalmış ve parası olmayana yardım etmemek erkeklik değildi,
Aman dileyene kılıç çekmek erkeklik değildi…
Bunun gibi birçok kuralları vardı erkekliğin…
.
Nereden mi aklıma geldi?
.
Şu haberi okuyunca:
“İzmir’de doktora dehşeti yaşattılar: 5 kişi birden saldırdı…”
.
Bu nasıl bir insanlık?
Bize öğretilen kurala göre:
Bu nasıl bir erkeklik?
.
Kendine güveniyorsan tek başına çık adamın karşısına.
Derdini anlat.
.
Etrafına güvenip adama saldırma.
5 kişiyle güvenip ceza mı vereceksin yani?
.
Son günlerde moda oldu bu.
Sürekli toplu saldırma,
Dövme, kırma…
Nedir bu?
.
İçlerinden biri de çıkıp:
“Yahu ayıptır, yazıktır… Biz beş kişi bu adama saldırıyoruz. İnsanlığa sığmaz, bize yakışmaz…” demiyor…
Acımasızca saldırıyorlar…
.
“Erkeklik” adı altında bize çocukken öğretilen “İnsanlık kuralları” artık yok gibi.
Anlayacağınız, “İnsanlık ölmüş” haberimiz yok…