Siyasette daha çok rastlanıyor gerçi ama toplumumuzun hemen bütün kesimlerinde fazlasıyla gördüğümüz, az gelişmişliğin adeta bir göstergesi olarak kabul edilen şişkin egolar, kompleksli karakterler so

Siyasette daha çok rastlanıyor gerçi ama toplumumuzun hemen bütün kesimlerinde fazlasıyla gördüğümüz, az gelişmişliğin adeta bir göstergesi olarak kabul edilen şişkin egolar, kompleksli karakterler son zamanlarda ben buradayım demeye başladı artık. Aslında bu kompleks ve ego birbirini öyle güzel tamamlar ki, toplumda baktığınız zaman adeta sırıtanları görüverirsiniz. Her konuya ben diye atlayanların çoğunluğunda her ikisi de sürekli gelişir, ta ki bir duvara toslayıncaya kadar. Ancak ne yazık ki özeleştiri yapamayan bu karakterler her pozisyonda kendine bir açık alan bulduğu için yaşar giderler.
Kompleksli insan modeli üçüncü dünya ülkelerinde çok yaygındır. Ülkelerin gelişmişlik düzeylerini, entelektüel yapılarını da buradan kestirmek son derece kolaydır. Gelişmişlik düzeyi çok kazanan, çok parası olan kavramlarla artık örtüşmüyor. Bir zamanların dillere destan Bağdat’ın içinde insan kalmadı. Birilerinin kompleksleriyle yıkıldı gitti.
Kompleks, kelime itibariyle karmaşık anlamına gelse de kompleksli ibaresi, insan için kullanıldığında çok farklı boyutlarda anlamları çıkmaktadır. Egoları çok yüklü olan bireylerde daha sık rastlanan bu kompleksli oluş hali, aslında zaman içinde çekilmez hale gelir. Bununla birlikte üçüncü dünya ülke insanlarında kompleksli insanları sürekli büyüten ve şişiren zümreler her zaman bulunmaktadır. Bunlara yandaş deyip geçiyoruz. Bu yapı çoğunlukla çıkar penceresinden bakışlarla gelişirken, zaman zaman siyasi sanılan yapılar içinde de gelişmektedir.
Kompleksli bireyler genellikle kendilerini kendilerine tanımlayamayan veya ispatlayamayan bireylerdir. Mış gibi yaparlar. Anlamadıkları işleri yapmış gibi görünmeye çalışırlar. Kendi gerçeğiyle yaşamayı bir türlü beceremezler. Çok başarılı da olsa, tonlarca ödül almış dahi olsa, küçük bir eleştiriye tahammül edemezler. Burada mükemmeliyetçilik söz konusu değildir. Olsaydı komplekslilik yerine erdemlilik olurdu.
Egonun yüksek oluşu kompleksli yapıyı sürekli geliştirir. Hazımsızlık, memnuniyetsizlik, kara duruş buradan kaynağını alır. Kompleksli insan, içinde bulunduğu insanlardan sürekli üstün olan bir özelliğini veya varsa sıfatını ön planda tutmak zorundadır. Çevresindekiler de ona üstün özelliği veya varsa sıfatıyla sürekli hitap etmeli, egosunu sürekli şişirmelidir. Kusur veya hata söyleyen bireyler zaten uzaklaştırılır, hiç sevilmez. Bu nedenle ego şişintisi yüksek bireylerin etrafında kişiliği zayıf veya çıkarları için gereği neyse onu yapan düzenbaz insanların toplanması doğaldır.
Karakterleri zayıf olduğu için sürekli olarak onaylanmayı seven insanlardır bu kompleksli insanlar. Hatta bununla ilgili olarak yakın çevrelerinde çok güzel bir giriş ifadesi gelişmiştir “Siz çok daha iyi bilirsiniz…” diye başlayan. Bu lafla başlayan cümlelerin sonunda da istekler veya görüşler vardır “ego”nun hoşuna gitmeyecek olsa da.
Ego herkeste vardır. Yaşam içerisinde kendini geliştirmiş, beynini kullanabilen insanlar, egolarının tatmini için çalışmazlar. Dinimizde bu olgu, nefse hâkimiyetle açıklanır. Çağdaş dünya insanlarında da gerçekten insan merkezli duruşlar vardır. Kompleksli hallere çok nadir rastlanır.