Zorunlu eğitim uzadıkça, mesleki eğitime giden yollar imam hatip liseleri dışında giderek azalıyor.
Zorunlu eğitim uzadıkça, mesleki eğitime giden yollar imam hatip liseleri dışında giderek azalıyor. Zaten zorunlu eğitimin uzaması meslekte alaylı yetişmesini tamamen ortadan kaldırdı. Meslek yüksekokulları da artık kontenjan açığında rekor kırmaya başladı. Yüzlerce program tercih almadığı için kapatıldı.
Ülkemizde meslek eğitimi liseden itibaren başlamakta ve Meslek Yüksekokullarıyla devam etmektedir. Aynı zamanda dört yıllık eğitim programlarında da mesleki ve teknik eğitim verilmektedir.
Son yıllarda meslek eğitimine ilgi önemli derecede azalmıştır. Birçok alanda meslek erbabı bulmak güçleşiyor.
Gençlerin meslek seçiminde bilgi ve beceriden ziyade ebeveynlerin etkileri önemli rol oynamaktadır. Kolay iş bulunan veya kolay para kazanılan mesleklere yüklenim her geçen gün artmaktadır. Oysa her mesleğin kendine göre zorlukları, kol kuvveti olmasa da beyin gücü kullanımı vardır. İş sahibi olmakla meslek sahibi olmak iç içe olgular ise de, meslekte yetenek ve beceri iş sahibi olmada önemli rol oynamaktadır.
Meslek yüksekokullarında ara insan gücü yetiştirilmeye çalışılmaktadır. Otomotiv sektöründen nalbantlığa kadar yüzlerce alanda binlerce gencimizi iş dünyasına kazandırmak için mesleki ve teknik eğitim verilmektedir. Ancak, meslek yüksekokullarına gelen veya meslek sahibi olmak için tercihte bulunan gençlerimizin çok azı iş dünyası için belli hedeflere sahiptir. Geri kalanı diploma sahibi olmak veya bir üst okula devam edebilmek için öğrenimine devam etmektedir. Bu durum, eğitim kalitesini doğrudan etkilemekte, bilgi aktarımında eğitmenleri zorlamaktadır. Karşılıklı heveslerin kırılması, eğitimi zorladığı gibi donanımlı insan gücünü de azaltmaktadır.
İş dünyasının aradığı nitelikli insan gücünü yetiştirmek, hedefi olan bilinçli tercih yapan gençlerle mümkündür. Bu anlamda yüksekokullardaki oryantasyon programlarının toplum tarafından da desteklenmesi gerekmektedir. Gerek ebeveynlerin gerekse yakın çevrenin destekleriyle eğitim kalitesi mutlaka yükselecektir. Yakın gelecekte meslek yüksekokullarında iş dünyasıyla senkronize eğitim programları düzenlenecek, dolayısıyla mesleki eğitimde istihdam sorunu da çok daha hızlı bir şekilde çözülmüş olacaktır. Gerek meslek liselerindeki, gerekse yüksekokullardaki eğitime iş dünyasının uygulama destekleri mesleki eğitimin cazibesini tekrar artıracaktır. Meslek yüksekokullarında kaliteyi artırmanın başka yolu da bulunmamaktadır.
İş sahibi olmak için meslek sahibi olmak gerekir. Meslek sahibi olmak hemen tüm alanlarda iş sahibi olmak için yeterli değildir. Meslek sahibi olurken artı değerlere de sahip olmak gerekmektedir. Dil bilmek, bilgisayar programlarını kullanabilmek, ehliyeti olmak gibi özellikler artık standart özelliklerdir. Dolayısıyla bu özelliklerden daha fazlasına sahip olmakta yarar vardır. Ama en önemlisi çalışkan ve verimli olmaktır.
Hangi alanda olursa olsun gençlerin, özellikle iyi eğitim almış gençlerin bir şekilde iş sahibi olduğunu görmekteyiz. Bu nedenle istihdam sorunu ile işsiz kalmayı daha objektif bir şekilde değerlendirmekte yarar vardır. İşe uygun meslek sahibi mi, meslek sahibine uygun bir iş mi daha verimlidir? Memleket bunu çözdüğü zaman kesinlikle kalkınacaktır.