Ambalaj malzemesi olarak neredeyse hiçbir şeyin kıymeti kalmadı. Bununla birlikte hemen hepsinin bedelini de ödediğimizin farkında değiliz.

Ambalaj malzemesi olarak neredeyse hiçbir şeyin kıymeti kalmadı. Bununla birlikte hemen hepsinin bedelini de ödediğimizin farkında değiliz. Poşetten tutup, meşrubat kutularına kadar bütün gıda maddeleri daha sağlıklı gerekçesiyle iadesi olmayan kutu, şişe ve benzeri materyallerle elimize tutuşturuluyor.
Kahvehaneler ve pastaneler dahil bütün alanlarda çayı artık strafor veya polietilen, naylon bardaklardan içiyoruz. Hatta pikniğe giderken dahi çoğunlukla naylon bardak tabak ve çatalları tercih ediyoruz. Kullanması kolay geliyor. Yıkaması, temizlemesi yok. Bütün market ve bakkallarda istediğin ölçülerde tabak, çatal, bıçak ve bardak bulunuyor.
Kullan at şeklindeki ambalaj malzemeleri çok para tutmuyor gibi görünüyor. Pazar yerlerinden alışveriş merkezlerine kadar satın alınan hemen bütün malzemeler poşetlere, üstelik reklamlı poşetlere konuyor. Çöpleri de kullanılmış poşetlere, polietilen malzemeler koyup çöp tenekelerine atınca, neredeyse insanın üzerinde hiç yükü kalmıyor. Oysa bu malzemelerin yükü, doğada her geçen gün artıyor.
Sadece Atlas Okyanusunda biriken plastik çöp adası Türkiye’nin yüz ölçümüne yaklaştı. Denizden çıkarılan balıkların üçte ikisinde plastik atıklara rastlanıyor. Çözünmüş plastik atıklar her türlü insan yaşam alanlarında çoğalmaya devam ediyor. Yakında nefes alınan havada dahi plastik tozların oranı havası nefes alınmaz hale getirecek.
Naylon poşetler, istenirse uzun süre kullanılabilir. Eskiden file kullanıyorduk zaten pazara alışverişe giderken. Şimdi ise kullanılmış poşetleri tekrar pazar alışverişlerinde kullanmak mümkün.
Meşrubat, süt, yoğurt ve içki kutu ve şişeleri artık camdan da yapılsa, plastikten de yapılsa iadesiz olarak tüketiciye sunulmaktadır. Bütün fiyatların içine, kutu, şişe ve benzeri ambalaj maddelerinin maliyeti de eklenmektedir. Özellikle maden suları, gazozlar ve biralar şişelerde sunulmakta ve iade veya depozito gibi bir işlem uygulanmamaktadır. Bir de bunlara bakkal ve marketlerde plastik poşetler eklenince çevreye olan baskı iki kat artmaktadır. Belediyeler cam, plastik ve kâğıt atıklar için ayrı toplama araçları koymasına rağmen, üzerinde çok fazla durulmamaktadır. Oysa evlerde bunun için en az iki ayrı çöp toplama ünitesi bulunmalıdır. Geri kazanım için herkes gayret göstermelidir. Bu meyanda çöp tenekelerinden kâğıt ve naylon materyalleri toplayanları takdir etmek lazım. Geçim temin ederken, çevre kirliliğinin önlenmesinde önemli yararlılıklar sağlamaktadırlar.
Plastik atıkların azaltılmasında ikinci önemli husus da geri dönüşüm malzemelerde devlet desteklerinin artırılması. Bu meyanda özellikle bitkisel üretimde kullanılan damlama ve yağmurlama sulama malzemelerinde geri dönüşüm ürünlerinin fiyatlarının azaltılması gerekiyor.
Elbette en önemlisi kullanıcıların bilinçlendirilmesi. Aynı zamanda plastik veya cam malzemeleri piknik alanlarında, yollarda veya trafik ışıklarında gelişigüzel bırakanlara cezai işlem yapılmasında yarar bulunuyor.
Evlerde yapılacak iş basit aslında. İki ayrı çöp poşeti. Yorulmaya gerek yok. Kâğıt ve plastik malzemeleri bir poşete diğer organik atıkları diğer poşete. Kâğıt ve plastiği değerli ürün haline getirmekten başka çare görünmüyor sanki. Atana ceza, toplayana para.