Sıfır atık ve yeşil şehirler oluşturma projesinin ikinci gün toplantısı Ohrid Gölü kıyısında bulunan Struga’da yapıldı.
Dünyanın en derin göllerinden biri olan Ohrid’e ulaşmak epey zaman alıyor. Yol güzel ama çok virajlı olduğu için seyahat uzun sürüyor.
Ohrid Gölü, Makedonya’nın güneybatısı ile Arnavutluk’un doğu toprakları arasındaki dağlık, sınır bölgesinde yer alıyor. Aynı zamanda Makedonya ile Arnavutluk arasında sınır teşkil ediyor.
Oluşum bakımından Balkanlar'daki en eski ve derin göldür. Gölün ekosisteminde sadece bu yöreye özgü dünya çapında öneme sahip 200'den fazla tür bulunuyor. Gölün önemi 1979 yılında UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirasına dahil edilmesiyle tescil edilmiştir. Bu endemik türlerin korunması için yoğun çaba sarf ediliyor ancak insan baskısı, turizm baskısı her geçen gün artıyor. Halen otoban inşaatı devam ediyor. Biterse göle yapılan baskı artacak gibi görünüyor.
Gölün kenarına kurulmuş üç şehir bulunuyor. Bunlardan Ohri ve Struga Makedonya sınırları içinde Pogradas ise Arnavutluk sınırları içinde yer alıyor. Bu şehirlerin dışında birçok küçük balıkçı köyü de olmasına karşın, bugün tüm merkezlerde turizmden elde edilen kazanç, balıkçılık gelirlerinin kat be kar üzerine çıkmış durumda. Hal böyle olunca turizm yatırımları ile meydana gelecek nüfus artışı gölün biyolojik zenginliği için büyük tehdit oluşturuyor. Gölün çevresindeki mevcut nüfus, 43,000'i Arnavutluk'ta, 88,000'i Makedonya'da olmak üzere 131,000 kişi civarındadır.
Göl yaklaşık olarak 2,600 kilometrekarelik bir alan kaplıyor. Sularının yaklaşık olarak yarısını doğu kıyılarındaki yeraltı su kaynaklarından alıyor. Göl sularının %25'ini de yağış ve içine boşalan akarsular oluşturuyor. Suların %20'sinden fazlası 10 kilometre uzaklıkta ve gölün kendi seviyesinden 150 metre daha yüksekte bulunan Prespa Gölünden geliyor.
Ohrid Gölü, Balkanlarda en önemli turizm merkezlerinden birisi. Özellikle, Ege Denizi bölgesinin dışında, denize çıkışı olmayan ülke vatandaşları için bölge, tatil merkezi özelliği taşıyor.
Gölle aynı isimdeki Ohri şehrinde Osmanlı döneminden kalma 10 cami, 1 tekke bulunmaktadır. Kiliselerin sayısı ise yaklaşık olarak 40 civarında. İnsanları barışık yaşamayı öğrenmiş. Kimse kimsenin tavuğuna kişt demiyor.
Göl; manzarası, bölgeye özgü evleri ve tarihî mimari eserleriyle ünlü bir turistik noktada bulunuyor. Osmanlı döneminden kalma Safranbolu evlerine benzer mimari yapısına sahip evler oldukça fazla.
Şehir ve Ohri Gölü, UNESCO tarafından dünya mirası listesine dâhil edilmiş olmasına rağmen turizm yatırımları devam ediyor.
Ohrid Üsküp’e yaklaşık 180 kilometre mesafede bulunuyor. Ohrid’e varıncaya kadar dağların eteklerinde onlarda köy bulunuyor. Evler, avluları, bahçe işleri eski köylerimizi hatırlatıyor. İnsan kendini memleketinde gibi hissediyor.