Sevgili Hazine ve Maliye Bakanımız diyor ki: “Enflasyonla birlikte büyümeyi tercih ettik. Bu sistemden dar gelirliler hariç üretici firmalar, ihracatçılar kâr ediyorlar”
.
Aradan vakit geçtikten sonra büyük ihtimal gelen uyarı karşısında laf şu hale geldi:
“Ekonomi politikalarımızın tasarlanma aşamasında asla göz ardı etmediğimiz temel konulardan biri de dar ve sabit gelirli vatandaşlarımızın gelir düzeyini artırmak, refah seviyesini yükseltmek ve bu doğrultuda gerekli uygulamalarla tedbirleri ivedi bir şekilde hayata geçirmektir”
.
“Enflasyon yok” dediler,
Şimdi beraber yürüyorlar.
.
“Dolarda suni artışlar var” dediler,
Yetersiz tedbirler sonucu şimdi doları tutamıyorlar.
.
Bir gün o,
Bir gün bu…
.
Ne tarafa bakacağımızı bilemediğimizden başımız döndü.
Dön baba dön…
.
Bunlar yazınca AK Partili arkadaşlar bize kızıyor.
“Çok kötü ve mesnetsiz muhalefet yapıyorsun” diye.
.
Peki şöyle bir şey yazsam hemen karşı çıkıp, “Bırak bu işleri” dersiniz değil mi?
.
“Teşhis yanlış olunca tedavi de istenilen neticeyi vermez. Gerçi ülkemizde bizim programımıza kadar bu teşhisin kasıtlı olarak yanlış konduğu ve yine kasıtlı olarak yanlış tedavilerin uygulandığı da bir gerçektir. Türkiye ekonomisini belli bir çizginin üzerine çıkartmayarak yüksek faizle soyulacak kadar diri, üretimle ayağa kalkamayacak kadar halsiz bırakacak programlarla yıllarımız heba edilmiştir.”
.
İyi de bunları ben değil, Ak Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan söylüyor.
Yani,
20 yıldır bu ülkeyi tek başına yöneten partinin başkanı.
.
Ne diyor?
… kasıtlı olarak yanlış konduğu ve yine kasıtlı olarak yanlış tedavilerin uygulandığı da bir gerçektir.”
.
Teşhisi koyan kim?
Tedaviyi uygulayan kim?
Bunca yıl ekonominin başında kim var?
Yılları heba eden kim?
.
Ben biliyorum.
Yazayım mı?
Kılıçdaroğlu.
.
Evet, evet yanlış okumadınız.
Tüm bunların sorumlusu “Kılıçdaroğlu’dur.”
.
Böylece suçlu bulundu,
Haydi herkes yerine dönsün çalışmalara devam…
***
İLGİNÇ SONUÇLAR
Anketler yapılmasına yapılıyor da nasıl?
.
Dijital ortamda yayınlanan anketleri takip ediyorum, bir tanesi diğerini tutmuyor.
.
Böyle olunca da güvenilirlik konusu yara alıyor.
.
Misal bir tanesi İYİ Parti için “Kritik eşik olan yüzde yirmiyi geçiyor” derken, diğeri “Yüzde 13 seviyelerinde” diye yorum yapıyor.
.
Biri “AK Partide erime devam ediyor” derken, diğeri “Oylarını koruyor” diye yazıyor.
.
Birinde Yüzde 7.1 oyu olan HDP, MHP’yi geçti diye yazarken, bir diğeri MHP’yi yüzde 5 gösteriyor.
.
Birinde CHP önde, diğerinde AK Parti.
.
Aslında sokağa çıktımızda kimin önde, kimin arkada olduğu anlaşılıyor.
.
Evvelden konuşmaktan çekinenler, şimdi yüksek sesle bağırıyor.
Belli ki canı yanmış.
.
Benim dikkatimi çeken şu yorum oldu.
Ve ilk defa gördüm.
Kendi kendime “Acaba?” dedim demesine ancak, “bir de size sorayım” dedim.
.
Yöneylem Araştırma Genel Koordinatörü Derya Kömürcü, Twitter hesabından anketi paylaştıktan sonra şöyle diyor:
“AKP’deki küçük ama istikrarlı gerileme devam ediyor.
CHP, AKP’yi yakalamak üzere.
AKP'den Yeniden Refah’a dikkat çekici bir geçiş var…”
.
“Yeniden Refah’a geçiş…”
Önemli.
.
Son yıllardaki ekonomi politikalarını beğenmedikleri AK Parti’nin sadık seçmeni, “Nereye vereceğiz?” yanıtını sanki bulmuş gibiler.
.
Kömürcü’nün açıklamasına göre “Yeniden Refah” onların seçeneği olmuş.
.
Daha önce:
“İkinci turda Recep Tayyip Erdoğan’ı destekleriz” açıklamasından sonra tabanından gelen tepki üzerine bu sözünden vazgeçen Fatih Erbakan’ın partisi, AK Partiden kopacaklar için umut kapısı olmuş.
.
Seçmen farklı düşüncelerle, kendisine ilginç sonuçlar çıkarabiliyor.
Biraz irdelemek lazım…
.
Bir başka anket sonucu daha şaşırtıcı.
Önce habere bakalım:
“Sosyal Demokrasi Vakfı Başkanı (SODEV) ve AKSOY Araştırma Şirketi'nin kurucusu Ertan Aksoy, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Gezi eylemcilerine yönelik kullandığı “sürtük” ifadesini sordu.”
.
Sizin tahmininize göre halka sormaya gerek yok, zaten “Büyük oranda tepki çıkmıştır” diye düşünürsünüz değil mi?
.
Ama ne yazık ki kazın ayağı öyle değil.
.
Zira anket sonucu şöyle:
“Toplumun yüzde 39’u ‘Sürtük’ kelimesinin kullanılmasını ‘Doğru’ bulmuş…”
.
Vay ki vay!.
.
Peki bundan çıkacak sonuç ne?
.
Ertan Aksoy’un açıklaması şöyle:
“Ülkenin Cumhurbaşkanı tarafından dillendirilen bir hakarete verilen desteğin oranı yüzde 39… Sıklıkla ifade ettiğim üzere, ilk seçimde iktidarın değişeceğine, sosyal demokrat bir iktidara kavuşacağımıza inancım tam.
Bir özeleştiri de yaparak belirteyim ki, iktidar değişikliğini her ele aldığımızda içinde bulunduğumuz ekonomik sorunları konuşuyoruz.
Fakat bu tablo bize ekonomik sorunlar kadar büyük bir toplumsal barış sorununu karşımızda bulacağımızı gösteriyor…”
***
SAF MISIN, UYANIK MI?
“Bu memleketin safı bitmez” derler.
Aslında tersten bakarsak “Memlekette uyanık yoktur. Saf çoktur” desek daha doğru.
Zira saf olmayanlar uyanık gözüküyor haliyle.
.
Ülke “Tosuncuk vakası”nı yeni yaşadı.
Daha haberlerin mürekkebi kurumadı.
Davaları sürüyor.
.
Uyanık geçinen safları bulması kolay.
Açın bir şirket,
“Size yatırdığınız paranın 4 katını kazandıracağım” deyin,
Sanal ortam başta olmak üzere yerel yayın organlarından reklam yapın,
Açıklamalarınız için vatandaşı lüks otellerde toplayın,
Sınırsız kuru pasta ve limonata ikram edin,
Ağızlarına bir parmak bal çalın,
Gönderin.
.
Ondan sonra korkmayın.
Sizin yerinize, sizden daha iyi reklam yapacaklardır.
.
Buna benzer olay tekrarlanmış.
Bakın habere:
2021 yılında şehrin merkezlerinde bulunan 5 yıldızlı otellerde toplantı gerçekleştiren bir firma, iddialara göre bu sayede alt kesimin güvenini kazanmış.
Daha sonra şubeler açarak güveni daha da sağlamlaştırmış.
Antalya, Trabzon, Yalova, İstanbul ve İzmit olmak üzere 5 ilde şube kurulan şubelerle yaklaşık 110 bin üyeye ulaşmış.
.
Bu yayılmanın ardından “Yüksek kazanım garantisi” ile piyasadan tam 100 milyon dolar para toplamış.
Göstermelik olarak ayda 25 bin lira kazanım ödemeye başlamış.
.
Buraya kadar her şey normal.
.
Ancak,
“Bu devirde babana bile güvenme” sözünü bilmeyenlerin güvendiği bu firma yaklaşık 1 yıllık faaliyetinin ardından sırra kadem basmış.
.
Haliyle toplam 100 Milyon doların üzerindeki para buharlaşmış…
.
Ardından ödemeler durmuş.
Şubeler kapanmış.
.
Derhal mahkemelere gidip şikâyet eden vatandaşlar muhatap bulamamışlar ve şimdilik “Soğuk su” ile yetinmişler.
.
Şöyle bir bakın.
100 bin kişi bulacaksın.
100 milyon dolarlarını alacaksın.
Sonra da buharlaşacaksın.
.
Siz söyleyin şimdi,
Bana hak veriyor musunuz?
“Saflıkla, uyanıklık arasında kurduğum bağ”…”