Hiç istemediklerim arasında: Futbol sezonunun bitmesi var.

Hiç istemediklerim arasında:
Futbol sezonunun bitmesi var.
.
Futbola aşırı düşkünlüğümden değil,
Maçlara aman aman bağlı olduğumdan da değil.
.
Sebep mi?
.
Transfer sezonunun gelmesi.
.
Daha maçlar yeni bitti, bakıyorum,
Beşiktaş 123 oyuncu transfer etti bile.
.
Fenerbahçe’nin ondan altta kalır yeri mi var?
Onda da en az 75 tane.
.
Galatasaray daha başkanını seçmemiş,
Bütçesini belirlememişken tam 67 tane transferi var.
.
İnsaf yahu.
Bu ne?
.
“Beşiktaş nihayet imzayı attırdı” haberine balıklama atlıyoruz.
“Acaba kimi aldılar?” diye sorarak kendi kendimize.
.
Haber şöyle devam ediyor:
“….’ya teklif götüren Beşiktaş ‘düşüneceğim’ diyen futbolcuyu beklemeye aldı.”
.
Lan hani imza?
.
Adamın zaten kendi takımı ile 3 yıllık daha sözleşmesi var.
Peşinde Barcelona, Liverpool var.
.
“İmza attırdı” ne yahu?
Ayıptır.
.
Sırf haberi okutmak, reyting alma uğruna salla babam salla.
.
“Trazeguet” diye “Mısırlı” bir futbolcu var.
Başakşehir’de oynuyor.
.
Şu transfer haberlerine göre gitmediği takım kalmadı.
.
Beşiktaş’a gitti,
Galatasaray’a gitti,
Şimdi de Trabzonspor’a gidecekmiş.
.
Allah yolunu açık etsin de,
Başakşehir tüm bunlara ne diyor?
Yeminle soran yok…
.
Gazetelere bakmayın.
Kimine göre “Şahlandık” gidiyoruz,
Kimine göre “Tepetaklak” gidiyoruz.
.
Biz nereye gittiğimi sokağa çıktığımızda anlıyoruz da, neyse.
.
Gazeteler halkın gündemini yakalayamadığı müddetçe gerilemeye mahkûmdur.
Ama bu devirde muhalefet etmek te gerçekten zor.
.
Reklam gelirlerin,
İlan gelirlerin maazallah sallantıda olabilir.
.
İktidarlar muhalefet gazetelerini sevmezler.
.
Onlar daha çok,
Magazin yazılsın,
“Lay lay lom” yapılsın, isterler.
.
Ancak hep “Güllük gülistanlık” da zor.
Düşünsenize sürekli “Ağam, paşam” dediğinizi.
.
Neyse.
.
Ben yazımı bir fıkra ile bitireyim.
Siz ne anlatmak istediğimi bir zahmet anlayıverin.
.
Padişah, “Balık yiyeyim” der.
Aşçıbaşına balık ısmarlanır.
Aşçıbaşı, çarşıya iner.
Çarşıda iki adamın “balığın erkeğiyle dişisinin nasıl ayırt edileceği” üzerine münakaşa ettiğini görür.
Adamlar da aşçıbaşını görür görmez, “Sarayın aşçıbaşına soralım. Zira bilse bilse o bilir...” diyerek sorarlar…
“Ben de bilmiyorum” der aşçıbaşı, “ama saraya varınca padişaha sorarım...”
Adamlar, şaşkınlıkla aşçıbaşına bakarlar:
-“Yüce padişahımız bu konuda da mı uzman?” derler.
Aşçıbaşı sakince:
-“Yooo, değil de onun dediği dediktir. O ne derse o olur.” karşılığını verir.

Bugün babalar günü.
Tüm babaların ve baba olmayanların günü kutlu olsun.

Not: Aslında “İnsanlık günü” olsaydı keşke “Kaç kişi kutlayabilirdi?” merak ediyorum…