Döviz ve altın fiyatları uçarken, memleketin parası hurdacıda daha iyi para etmeye başladı.
128 milyar dolar buhar olur uçtu gitti. Deprem vergisi olarak bilinen Özel Tüketim Vergisi adı altında toplanan vergiler de buhar olup uçup gidiyor. Daha önce toplanan 32 milyar dolar için yol yaptık deyivermişti iktidar sahipleri.
Kamuda tam bir itibar israfı yaşanıyor. Arabanın iyisine binince adam sansınlar diye akla ziyan makam arabaları alınıyor veya üç senelik kirası kendini alacak arabalar kiralanıyor.
Kamuda nasıl bir israf olduğu artık kanıksanıyor. Saltanattan taviz verilmez, itibarda tasarruf olmaz gibi deyimler geliştirildi. Yuh demek geçiyor insanın içinden. Mevki ve makam sahiplerinin araçlarının yaktığı mazotlar da cabası. Yaz kış makam sahipleri binmeden yarım saat önce çalıştırılıp ısıtılan veya soğutulan makam araçlarının haybeye mazot yaktığını herkes görüyordur.
İtibarda tasarruf olmaz diyen zihniyetin devleti nasıl zayıflattığını artık sağır sultan bile biliyor. Makam araçları ile ezik yetişmiş idareciler caka satmaya devam ediyor. Oysa ekonomik kriz avazı çıktığı kadar bağırıyor. Bir yandan da kifayetsiz muhterisler israfın dibine vuruyor.
Kayyum olarak atanan belediye başkanları şatafatlı makam odaları döşetiyor. İki sene önce bir il valisinin makam odası 3 milyon liraya döşendi. Artık oda mı döşendi, devlete mi döşendi belli değil. Millete döşendiği kesin.
Bazen al birini vur ötekine diye bir tabir kullanılır. Vali itibarını deri koltuklarla artırırken aynı ilin belediyesi de mobilyalarla şatafatına şatafat ekleyiveriyor.
Kitlere yönetim kurulu üyesi olarak atanıp da dört beş maaş birden alanlar adeta kurumları şahsi çıkarları için kullanıyorlar. Esnafın, çiftçinin, milletin salgın nedeniyle geçim sıkıntısı içinde yüzdüğü bir dönemde 50 bin lira, 100 bin lira gibi aylıkları kendilerine huzur hakkı görenlerin bu memleketi sevdiği söylenemez. Milleti düşündükleri kesinlikle söylenemez. Açık bir şekilde kamu kaynaklarını talan ediyorlar.
Makam arabaları alımları hala gündemdeki önemini koruyor. İsrafın bini bir para. Güya kamuda tasarrufa gidilecekti. Ne yazık ki milletten alınan yetkiler kötüye kullanılıyor.
Memlekette makam aracı sayısı 150 bine doğru gidiyor. Neredeyse anasından müdür doğmayan yok. AB ülkelerinde makam arabası sayısı 2 bini geçmiyor.
Adam olmak, vatanını sevmek mi iyidir, adam sansınlar diye lüks araca binmek mi iyidir anlamak zor. Nasrettin Hoca ‘ye kürküm ye’ derken itibarın şekilde olduğunu ne güzel özetlemiş.
Mevki ve makam sahipleri vatana ve millete daha iyi hizmet etmenin felsefesiyle hareket etmelidir. Oysa kendi zevk ve sefaları için ellerinden geleni yapıyorlar. Arabanın lüksüne, koltuğun derisine oturunca daha iyi hizmet edilmiyor.