Tarla ile tezgâh arasındaki farklar hep tüccarın suçu oldu. Aslında el birliğiyle hedef şaşırtılıyor sanki.
Tarımsal üretimin hemen her ayağında akaryakıt kullanılıyor. Tarla hazırlığından hasat harmana ve nakliyeye kadar bütün uygulamalar mazota bağlı. Birçok bölgede sulamalar dahi akaryakıtla gerçekleştiriliyor.
Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı, bazen TÜİK’in istatistiklerine bazen de yöresel araştırmalara bağlı olarak ilgili bakanlıkların sözcülüğünü yapıyor sürekli. Dünya Toprak Günü vesilesiyle verdiği demeçte dahi buğday ekiminin arttırılması gerektiğini, boş tarla bırakılmaması gerektiğini açıkladı. Çiftçinin ithalat politikaları nedeniyle zarar ettiği için buğday ekiminden vaz geçtiğini söyleyemedi. TMO’nun dışarıdan pahalıya buğday ithal edip, ucuza un sanayiine vermesinin içerdeki fiyatları düşüreceğini söyleyemedi. Sadece buğday ve arpa ekilişinde 40 milyon dekar azalış meydana gelirken, azalışın nedenini söyleyeceği yerde ekin demekle yetindi. Ne denir ki? Yazıklar olsun.
Mazot 30 liraya dayandı. Tarlaya boş gidip gelmek bile, tarlayı dolaşmak bile hatırı sayılır maliyetler oluşturmaya başladı.
Türk tarımı çok parçalı ve küçük arazilerden oluşuyor. Yolda harcanan mazot, tarlayı süremeye yetiyor. Hal böyle olunca dekar başına harcanan mazot iki katına çıkıyor.
Bugün buğdayın ve arpanın üretim maliyetleri dekar başına 1500 TL’yi geçiyor. Tarla kirasıyla 2000 TL’yi buluyor. 300 kilogramın altında verim alan üreticiler saman satarak zararı kapatıyor. Üretimin esas taşıyıcılarına, güneşe, yağmura, havaya, toprağa kira ödenmezken üretici zarar ediyorsa problem uygulanan politikalardır.
Kavun, karpuz, domates, biber, elma, armut, şeftali, kayısı gibi sebze ve meyveler genelde uzun yol kat ediyor. Soğan ve patates de öyle. Hemen hepsinde üretici hizmet satın alıyor. İşçilik maliyetleri bazı ürünlerde tarla fiyatlarının yarısına yaklaştı. Bulmak da zor.
Adana’da tarlada 1.5 lira olan karpuzun tarlada toplanması ve kamyona yüklenmesi 1 lira maliyet yüklüyor. Kamyon 30 bin liraya İstanbul’a getiriyor. Kiloda 1.5 lira nakliye oluşuyor. Karpuzun kilosu 4 lira oluverdi.
Hangi ürün olursa olsun güneyden tüketim merkezlerine giderken kiloda 1.5-2.5 lira arasında nakliye masrafı biniyor. İş yapan traktör ve kamyon gibi araçlarda akaryakıt masrafları azalmadıkça üretimi güçlendirmek imkansızdır.
Kamyoncular artan masraflar nedeniyle küçük çaplı eylemler yapıyor haklı olarak. Marşa basmaya korkuyoruz derken boşa konuşmuyorlar. Yakın mesafelerde bile taşınan mal ve emtianın üzerine ciddi nakliye masrafları biniyor.
Bütün bu zorluklara rağmen üretmeye devam eden üreticiyi tebrik etmek gerekir. Mesele borçlanarak üretmeye devam eden üreticinin yanında devletin layıkıyla durmasıdır.