Geçenlerden biri memleketin fakir bir ülke olduğunu söyledi.

Söyledi söylemesine de tarımın da yük olduğunu ima etti.
Faiz sebep enflasyon sonuç zincirinin halkalarından biri de süt fiyatlarının arttığı için yem fiyatlarının arttığını söyleyiverdi. Sanki ekonomide icat yapmışlar. Allah az yetişmiş idarecilerden bu memleketi korusun. Liyakati yalakalıkta bulan idarecileri tez zamanda layık oldukları koltuklara oturtsun.
Bakanlık yapan, bakan yardımcılığı yapan insanlar saçma sapan fikirleri ve uygulamalarıyla memleketin kaderiyle oynuyorlar.
Düz ovada iki koyun güdemeyecek adamların elinde memleket oradan oraya savruluyor. Çoban demişken Afganlılar olmasa imiş, hayvanları güdecek, tarlada çalışacak insan bulamayacakmışız. Daha önce Romanya’dan da çok çoban gelmişti. Ancak Afganlılarla ilgili konuşan memleketin İçişleri bakanı. Kanunsuzluğu mazur görün diyor. Adama demezler mi sen neden o koltukta oturuyorsun. Kaçakları yakalamak senin işin değil mi?
Memleket idaresi gerçekten düşünce fakirine dönüştü. Sanayinin metrekaresi tarımın metrekaresinden daha çok kazandırıyormuş. Bakan yardımcısı öyle diyor. Singapur’un sanayisi mi var? İsviçre’nin hangi sanayisi var?
Her ülke mevcut kaynakları doğrultusunda yatırımlarını yapar, ülkesinin gelişimi ve vatandaşının refahı için önceliklerini belirler. Ancak bütün dünya ülkelerinin birinci önceliği gıda güvenliğidir. Bir karış topraklarını boş bırakmazlar. Her karışını değerlendirirler. Yeterli tarım alanı yoksa yine de en az iki yıllık gıda stoku yaparlar veya garanti ederler. Gıda konusu ancak böyle çözümlenir.
Konya ovasında buğday dönüme 100 kg veriyor diye ekmeyelim mi? Veya başka bir bölgede arpa 75 kg verdi diye çiftçi ekmesin mi? Zaten uygulanan sakat politikalar nedeniyle zarar ediyor. Çiftçi borçları 200 milyarı çoktan geçti. Sırf memleketin insanı doysun diye üreten ama bir yandan da borçları nasıl ödeyeceğim diye dertlenen çiftçinin elini öpmesi gerekenler tarımı verimsiz ve kazançsız gösterebiliyorlar.
Evet ne yazık ki memleket düşünce fakiri haline geldi. Ekonomiyi batıranlar sorunları biz çözeriz diye vatandaşa gaz veriyorlar ve alkış tufanı kopuyor. Sorunların farkındayız diyenler, korona salgını döneminde buğday ithalatında memleketi dünya şampiyonu yaptılar.
Tonu 8000 TL’den buğday ithal edip, un fabrikalarına 4600 TL’den buğday satan devlet yetkilileri, çiftçinin elindeki buğdayın ucuzlayacağını hesap edemiyor. Veya ediyor ve çiftçinin batması için çalışıyor.
Tarım tüm sektörleri canlı tutar. İnşaat sektörü kadar istihdam yaratır. Güneşi, havayı, yağmuru ve toprağı paraya çevirir, ekonomiye kazandırır. Bu sektörün emsali yoktur. Hal böyle iken fabrikayla kıyas yapan yetkili idarecinin zekâ yoksunu olması gerekir.
Memleketin neden fakirleştiği gün gibi ortada. Türk Lirası değer kaybediyor. Savaşan ülkelerin paraları karşısında bile adeta eriyor. Neden değer kaybediyor acaba? Cevabı çok kısa. Tarlan boş yatarken gıda ithal ediyorsan paran ucuzlar.