DNA analizleri birçok canlının kökeni konusunda önemli işaretler veriyor.
Arkeolojik alanlarda bulunan örnekler genetik analizlerle insan topluluklarının yaşayış ve göç yolları hakkında yeni bilgiler üretilebiliyor.
Avarlar, neredeyse 250 yıl boyunca Orta ve Doğu Avrupa'nın çoğunu yönettiler. Milattan Sonra altıncı yüzyılda Orta Asya'dan geldikleri konusunda çok sayıda bilimsel eser bulunuyor. Ancak bilgilerin önemli bir kısmı birbiriyle çelişiyor. Almanya’dan genetikçi, arkeolog ve tarihçilerden oluşan bir ekip, Macaristan'da keşfedilen en önemli Avar bölgelerinden ilk antik genomları elde etmeyi başardı. Ekibin çalışması Avarların genetik kökenini Orta Asya'nın uzak bir bölgesine kadar takip ediyor. Avarlar tarihin en uzun göç hareketine de sahip bulunuyor.
Milattan Sonra 560'larda Avarlar, Karpat Havzası merkezli 200 yıldan fazla süren bir imparatorluk kuruyorlar. Birçok bilimsel tartışmaya rağmen, ilk anavatanları ve kökenleri belirsizliğini koruyor. Avrupa’da birden ortaya çıkmaları ve çok güçlü bir devlet oluşturmaları tarihçileri de hayrete düşürüyor.
Moğol bozkırlarından mı geldiler, yoksa Türklere yenilen Rouran İmparatorluğu’nun insanları mı konusunda net bilgiler bulunmuyordu. Tarihçiler, bunun iyi organize edilmiş bir göçmen grubu mu yoksa karışık bir kaçak grubu mu olduğunu sürekli merak edip duruyorlardı.
Arkeolojik araştırmalar, Karpat Havzası ile Avrasya göçebe eserleri (silahlar, gemiler, at koşum takımları) arasında birçok paralelliğe işaret ediyor.
Araştırma ekibi, Karpat Havzasında bulunan Avar Soylularına ait mezarlarda 66 kişinin genom haritasını çıkardı. Çalışma, şimdiye kadar keşfedilen, altın eşyalarla dolu mezarların yanında Avarlara ait olmayan kişilere ait genom analizlerini de içeriyor.
Avarlar, tarihleri hakkında yazılı kayıt bırakmamışlardır. Ancak yapılan genom analizleri kökenleri hakkında çok önemli ipuçları içeriyor. Arkeo-genetik sonuçların kronolojik sıraya dizilmesiyle Avarların tarihin en büyük göz hareketine sahip oldukları ortaya çıkıyor. Birkaç yıl içinde Moğolistan'dan Kafkasya'ya 5000 kilometreden fazla yol kat ediyorlar ve on yıl sonra bugünkü Macaristan’a yerleşiyorlar. Macaristan ve komşusu olan Romanya, Slovakya ve Avusturya’nın bulunduğu alanlarda çok güçlü bir imparatorluk kuruyorlar.
Kuzeydoğu Asya'ya açık yakınlıklarının ve Rouran İmparatorluğu'nun çöküşünden kaynaklanan muhtemel kökenlerinin yanı sıra, 7. yüzyıl Avar dönemi seçkinlerinin 20 ila 30 yaş arasını gösterdiği de çalışmada ortaya çıkıyor.
Doğu Asyalı olan ataları, günümüzde Macaristan'da Tuna ve Tisza nehirleri arasında çekirdek yerleşim bölgesi oluşturuyor. Ancak çekirdek bölgeden uzaklaştıkça Avarlara ait genomların ırk olarak çeşitlendiği, yöredeki diğer milletlerle karıştığı ortaya çıkıyor.
Çok güçlü savaş teknik ve aletlerine sahip olan Avarların Batı Hun İmparatorluğu kadar tanınmaması daha çok yazılı ve görsel eser bırakmamalarından ileri geliyor.