Tarımsal üretimde maliyet artışları üreticiyi sürekli üretimden uzaklaştırıyor.

Buna rağmen tarımın idarecileri sahiplerine şirin görünmek için bol keseden atmaya devam ediyorlar. Aslında yumurta mı tavuktan, tavuk mu yumurtadan çıkıyor bilmecesinin içinde tökezleyip duruyorlar.
Bitkisel ve hayvansal üretimde girdilerin önemli bir kısmı ithale dayalı hale getirildiğinden, para değer kaybettikçe maliyetler artıyor.
Ot, saman, silaj fiyatları pazarın ihtiyacını karşılamaktan uzak olduğu için talep artışına bağlı olarak sürekli artıyor. Konya’da yoncanın 25 kilogramlık balyasını bedava alsanız, adet başına 5 lira indirme bindirme parası vereceksiniz. Kamyon da balya başına zaten en az 40 lira alacak. Neticede balyanın tanesi 45 liraya mal olacak. Üreticinin kendi ihtiyacı için ürettiği ot ve silaj üretim maliyetleri de çok arttı. Yoncanın kilosu en az 2.5 liraya mal oluyor. Silajın maliyeti de tarla kirası hariç kiloda 75 kuruşu görmeye başladı.
Bugün bir ineğin günlük besleme maliyeti 150 lirayı buldu. Ortalama 20-25 litre süt veren bu inek yaklaşık 170 liralık süt parası getiriyor. Kuruda yediklerini hesap edersen sütten para kazandırmıyor. Sağlık, enerji ve bakım giderleri cepten karşılanıyor. Vatandaş boşuna sağdığı ineği kesime götürmüyor. Gariptir ki bakanlık yetkilileri besilik dana ithalatına hazırlanıyor yine.
Her ne kadar istatistiklere güven olmasa da Ziraat Odalarının istatistiklerine göre daha önce işlenen, ekilen tarım alanlarından 48 milyon dekarı artık ekilmiyor. Bu rakam muhtemelen daha yüksektir. Sadece buğday ve arpa ekiminde 40 milyon dekar ekilişte azalış görünüyor. Diğer ürünlerde de ekim alanları daralıyor. Sakat ithalat politikaları yüzünden zarar eden çiftçi ekimden uzaklaşıyor.
Tabak gibi araziler boş yatarken, Somali’den ve bazı Afrika ülkelerinden arazi kiralayan devlet son olarak Venezüella’dan arazi kiralamaya kalkıştı. Şimdiye kadar kiralanan alanlarda doğru dürüst üretim yapamayan idareciler, yeni alanlar kiralama peşine düştüler. Dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan olmak deyimi bu sakat politikalara az geliyor. Sokak jargonunda çok daha güzel deyimler var.
Bir ara yandaş herbokologlar Mars gezegeninden maden getirileceğini ve Türkiye’de işleneceğini anlatıyorlardı. Sahipleri aya sert iniş yapacaklarını söylemişti çünkü. Memleketin bakır madenlerinin başkaları tarafından işlendiğini bilmeyen bu cahil ordusu Mars gezegeninde buğday yetiştirmeyi unutmuş olmalılar.
Buğday ve arpa taban fiyatları maliyetlerin altında kaldı. Üretim kazandırışa devam eder. Gübre, mazot ve ilaca gelen zamlar üç ay sonra ekime girecek olan çiftçiyi şimdiden kara kara düşündürüyor. Hal böyle iken dünyanın öbür ucunda arazi kiralamayı düşünen zihniyet olsa olsa üreticisine ihanet ediyordur.