Bugün Cuma. Hayırlı olsun hepimize.

.
Hafta boyunca yayınlanan haberleri bugün yazmak üzere biriktirdim.
.
Önce Fransa’dan başlayalım.
.
“Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron tarafından desteklenen ve hükümetinin dini aşırılık tehdidinden, cumhuriyetçi değerleri korumayı amaçlayan tartışmalı bir yasa kapsamındaki bir karar alındı.”
.
Bu haber şöyleydi:
Fransa’daki halka açık havuzlardaki kıyafet kuralları oldukça katı olduğundan hijyen nedeniyle “Bone takılması zorunlu ve bol mayolar veya diğer hacimli giysiler” genellikle yasaklanmış durumda.
.
Buna bağlı olarak bazı güneşten koruyucu giysiler ve dalış kıyafetlerine de izin verilmiyor.”
.
Tüm bunların üzerine Fransa, “Dine karşı tarafsızlık ilkesinin ihlâl edildiği” ileri sürerek, “Halka açık havuzlarda vücudu kapatan tesettür mayo giyilmesini”  yasakladı.
.
Bu karar sonucunda Fransa İçişleri Bakanı Gerald Darmanin, Danıştay’ın kararını “Laikliğin zaferi” olarak tanımladı.
.
Müslüman kadınlar ise kararı, “Adaletsiz bir şekilde inançlarını ve bedenlerini hedef aldığı için” kınadı.
.
Yeşiller Partisi’nden bir belediye başkanı tarafından yönetilen Grenoble şehri, geçen ay kadınların “Halka açık havuzlarda tesettür mayo giymesine izin vermek için” oy kullanmıştı.
Şehir ayrıca, “Mayo kurallarının esnemesi için kadınların üstsüz yüzmesine izin vermek için” de oy kullanmıştı.
.
Grenoble belediye başkanı, “Kadınların sokaktaki gibi havuzlarda dilediklerini giyebilmeleri ve dini inançlarını ifade edebilmeleri gerektiğini” savunmuş.
.
Aşırı sağdan ve aynı zamanda soldan yerel yetkilileri de içeren tesettür mayo muhalifleri, “Mayoların kadınlara yönelik baskıyı ve İslami radikalizme potansiyel bir geçidi temsil ettiğini” savunarak tesettüre karşı olduklarını duyurdular.
.
Kısaca Fransa, “Hijyeni öne sürerek, kadınlara baskı oluşturuyor” gibi bahaneler öne sürerek kadınlara diyor ki:
“Vücudunuzu açın!”
.
Yani:
“Soyunun!”
 
*
Gelelim bize.
Olay geçen gün Ankara’da yaşanmış.
.
Habere göre gazeteci Seda Taşkın, görevi gereği haber yapmak üzere Ulus Meydanı’nda yapılacak olan “Sansür Yasası Protestosuna” gitmiş.
.
Arama noktasına geldiğinde kadın polisin kendisine “Zaten bir şey giymemişsin geç!” demiş.
.
Seda Taşkın bu yaşadıklarını sosyal medya hesabından yaptığı paylaşarak şunları yazmış:
“Kadın polis arama noktasında ‘Zaten bir şey giymemişsin, geç’ diyerek beni tacizi etti.”
.
Kısaca demiş ki:
“Giyinin!”
 
*
Geçtiğimiz günlerde Bolu’nun Kardelen Meydanı’nda yolda yürüyen iki üniversite öğrencisine tesettürlü bir kadın, giysilerinden ötürü “Anneniz, babanız burada olsaydı böyle giyebilir miydiniz?” diyerek sözlü tacizde bulunmuş.
.
Kadına cevap veren öğrencinin bir tanesi:
“Benim annem de kapalı ama senin gibi değil.” demiş.
Diğer öğrenci ise: “Sana mı kalmış? Sana ne kardeşim?” diyerek cevap vermiş.
.
Bunun üzerine tesettürlü kadın “Böyle giyinemezsiniz.” deyip, elinden tuttuğu küçük çocuğu ile yoluna devam etmiş…
.
Demek istemiş ki:
“Giyinin!”
 
*
Gazeteci Lubna Ahmed el Hüseyin Sudan’da bir lokantada yemek yerken, kendisi gibi “Pantolon giyen” 12 kadınla beraber tutuklandı.
Suçlarını kabul eden diğer kadınlar oracıkta 10 kırbaç cezasına maruz kalırken, Hüseyin suçunu kabul etmedi.
Hartum’da görülen mahkeme, Gazeteci Lubna Ahmed el Hüseyin’e kırbaç cezası yerine 200 dolar değerinde para cezası ödemesini istedi.
Bu parayı da ödemeyeceğini belirten Hüseyin, pantolon giydiği için 1 ay hapis cezasına çarptırıldı…
.
Mahkeme demiş ki:
“Pantolon giyme!”
 
*
Bizim memlekette de kadın giysisi üzerinden yapılan tartışmalar, sataşmalar, tacizler bitmedi gitti.
.
Kimisi “Açık” diyorken,
Bir diğeri “Kapalı” diyor.
.
Neye göre “Açık?”,
Neye göre “Kapalı?”
Tarifi yok ki…
.
“İsteğe göre yazılmış bir kıyafet kanunu olabilir mi acaba?”
.
“Göğüs gerdanlık kısmından aşağıya doğru,
Kollar ilk eklem yerinden yukarı,
Bacaklar ise bileklere kadar kapalı olup,
Vücut hatlarını belli etmeyecek şekilde elbise şeklinde düzenlenir.
Pantolon gibi batı taklidi giysilerden kadınlar men edilmiştir. Kim ki bu kıyafet kanununa aykırı bir giyimde buluna, derhal taşa vurula…”
.
Kimin nasıl giydiği elbet bizi ilgilendirmez.
O bir özgürlüktür.
“Ancak” denilerek itiraz edilecek bir kısmı vardır elbet.
.
Başkasının özgürlüğüne tecavüz edildiğinde bu giysiler için bir şeyler söylenmesi gerekir.
.
Nedir bu tecavüz?
“Göz zevki…”
.
Belirli bir yaş aralığındaki genç kızlarımıza bakıyorum inanın çok paçozlar.
Resmen giyinemiyorlar...
.
Son zamanlarda, güzelim elbise altına “Beyaz spor ayakkabı” giymek (herhalde) moda oldu.
Sürekli görüyorum sokaklarda.
Elinizi vicdanınıza koyup söyleyin:
“Yakışıyor mu Allah aşkına?”
.
Renkleri uyumsuz elbiseler,
“Spor mu? Abiye mi?” ne olduğu belli olmayan giyimler.
.
Dandik sözler yazılı tişörtler,
Renklendirilmiş saçlar,
Yırtık, pırtık pantolonlar…
.
Siyah giymek ise ayrı bir moda.
Sanki bir tarikatın öncüleri gibi.
Genç, enerjik, hayat dolu gençler!
Size siyah yakışıyor mu?
Bir aynaya bakın…
.
Erkekler başka alem!
Saçma sapan giysiler…
Tenten gibi önü havaya kalkık saçlar…
.
Bizim gençliğimize bakıyorum:
Kot pantolon,
Kaban,
Uzun saç vardı.
.
Diyeceğim o dur ki:
“Sevgili gençler! İstediğiniz gibi giyinin. İster açık, ister kapalı tercih sizin.
Lütfen giydiğinizi yakıştırın kendinize…
Ama lütfen göz zevkimizi bozmayın…”
.
Kısaca diyorum ki,
Ne giyerseniz giyin ancak;
“Yakıştırın!”
 
***
KUL HAKKI
AKP Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, asgari ücretle ilgili yaptığı açıklamada, “Memur emeklileri dahil olmak üzere çalışanlarımıza enflasyon farkını da üzerine koyarak herhalde yüzde 40 oranında bir artışın, (biraz az olabilir biraz çok olabilir) olacağını öngörüyorum” dedi.
.
Kime?
Memur emeklilerine, Çalışanlara…
.
Geçenlerde de 3600 kabul edilmişti.
Kime?
Memurların bir kısmına,
Emekli olacaklara…
.
Cumhurbaşkanı maaşına yüzde 40 zam yapıldı.
.
 
Adam kahvenin önünde bağırarak soruyor:
Peki biz işçi emeklilerine yok mu?
.
Hani bize?
.
“Sabah sabah dellendirmeyin adamı” diyor.
.
Emekli olduğunda “33 tane çeyrek altın” alabilirken,
Şimdi; “2,5 tane” alabildiğini haykıra haykıra söylüyor.
.
2002’den beri bu ülkeyi yönetenler!
Size soruyor adam:
“Nerede benim zamlar!”
.
Madem ben de sorayım;
Bu mübarek günde elinizi vicdanınıza koyup cevap verin:
“Zamlar nerede?”
.
Uçan, kaçan ekonomimiz nerede?
Bizi kıskanan Batı nerede?
Çıkın adam gibi:
“Batırdık” deyin,
“Beceremedik” deyin,
“Bırakın gidin…”
.
Biz beton yemiyoruz,
Köprü kemirmiyoruz,
Yol yutmuyoruz.
.
Elektrik tüketiyoruz,
Doğalgaz tüketiyoruz,
Benzin tüketiyoruz,
Ekmek, peynir, zeytin,
Biber, domates, soğan tüketiyoruz…
.
20 senede yapamadığınızı seçime kadar mı yapacaksınız?
Çıkın adama cevap verin…
.
Adam kaybetmiş kendisini,
Belli ki çok canı yanmış:
“Dilinizden düşürmediğiniz Allah için,
Elinizden düşürmediğiniz Kuran için,
Bana cevap verin bakalım:
Bizim KUL Hakkı ne olacak?”