Hatırlanacağı üzere Beşiktaş’ta cinsel bir olay yaşanmış, tüm ülke neredeyse ayağa kalkıp “Yok artık!” şeklinde tepki göstermişti.

Hatırlanacağı üzere Beşiktaş’ta cinsel bir olay yaşanmış, tüm ülke neredeyse ayağa kalkıp “Yok artık!” şeklinde tepki göstermişti.
.
Gece yarısı birbirine yükselen çift, araba üzerinde edepsizce, “Malum şeyi” yaparken kameralara yakalanmış ve kendilerini ikaz eden birine de “Sana ne lan!” şeklinde tepki göstermişlerdi.
.
Olay yargıya intikal etti.
Halen de o aşamada.
.
Fakat günler sonra ortaya şu çıktı:
Araba sahibi kaportasının ezildiğini görünce yargıya müracaat etmiş.
Öyle ya arabası mahvolmuştu.
.
İnsanlar arabasının üzerinde “hayasızca hareketlerde” bulunurken, göçük oluşturmuşlardı.
.
İsteği kabul edilen adamın arabası hasar tespiti için ekspertize yollanmış.
.
Haber dün internet haber sitelerinde yayınlandı.
.
Fakat bir şey dikkatimi çekti:
Hayâsızca hareketler yapılırken çekilmiş görüntülerde arabanın plakası “Mozaiklenmişti”, yani kapatılmıştı.
.
Düşündüm, taşındım ve kendi kendime sordum:
“Neden?”
.
Cevap bulamadım.
Çünkü bunu yapan kişiyle aynı duyduları taşımıyordum.
.
Tahmin yürüttüm ama.
Mesela “Arabanın değeri düşmesin” diye “Mozaikleme” yapılmış olabilirdi.
.
Çünkü mantığa göre: Arabanın üzerinde hayâsızca hareketler yapılmış ve araba “c.nabet” olmuştu.
Sonra düşündüm, bir oto yıkamacı, arabayı baştan aşağıya yıkayarak bu işi hemen çözebilirdi.
.
Halbuki satışa çıkarıp, “Bu üzerinde ‘hayâsızca hareketler yapılan’ arabadır” diye satsanız, daha çok ilgi çeker zaten.
.
Bence arabanın sahibi, bazı düşünceler içinde arabayı elden çıkaracaktır.
.
Geçenlerde yazdığım bir fıkra geldi aklıma:
İşadamı Temel, bir gün işten erken çıkıp eve gelmiş ki ne görsün?
Karısı, evdeki divanın üzerinde muhasebecisiyle sevişiyor.
Ertesi gün düşünceli halini gören Dursun'a durumu anlatmış.
Dursun sormuş:
-“Peçi şimdu ne yapacaksun?”
Temel:
-“Haçan bende oni düşüneyrum.”
Dursun, Temel'i biraz sakinleştirmek istemiş:
-“Sakin ha uşağum bir deliluk yapmayasun!”
Aradan birkaç gün geçmiş.
Dursun, Temel'e yolda rastlayınca merak edip sormuş:
-“Ula uşağum ne ettun senun meseleyi?”
Temel:
-“Haçan hallettum, hallettum.”
Dursun meraklanmış:
-“Nasul ettun? Pirine fenaluk etmedun değul mi?”
-“Yok etmedum.”
-“Kariyi mi boşadun?”
-“Ula fistuk gibi kari boşanur mu?”
-“Muhasebeciyi mi kovdun?”
-“Bütün defterler herifun elinde, kovamayrum pok yiyenun uşağuni.”
Dursun artık iyice meraklanmış.
-“Peçi ne ettun?”
-“Divanu sattum!...”
 
***
CİN GİRMİŞ
Bu memlekette ekranlarda, (Normalde kanunen yasak olan) “Cin çıkarma” seansı izledik.
Çıkıp, çıkmadığını bilmiyoruz.
Zaten Cin’in girdiğini de bilmiyoruz.
Tamamen varsayım üzerine yapılmış bir seanstı zaten.
.
Ekran başında oturup kendisinde Cin olduğunu zannedenlere karşı yapılmış bir seanstı.
.
Seansın sahibi Pelin Hürman şunları demiş:
“Merhabalar. Ben Metafizik uzmanı Pelin Hürman. Dünden beri ben konuşuluyorum, bayağı bir gündeme düştüm. Ne yazık ki, bir programın başlığını, 2 dakikalık bir kısmı kesmişler ve yaymışlar. İnsanlar ileri geri konuşmaya başlamışlar. Beni bilen bilir, güneş balçıkla sıvanmaz. Ben hakkı konuşuyorum konuşmaya da devam edeceğim. 2 dakikalık mevcut durumdan beni yargılıyorlar, ama diğer videolarımı seyretmiyorlar. Beni tanımadan iftira atıyorlar, benim günahlarımı temizliyorlar.”
.
Maşallah kızımıza cin gibi.
Televizyonlarda reklamını yaptı, müşteriyi kaptı.
.
Helal olsun…
.
Bu arada Diyanetten bu konu ile ilgili bir açıklama da geldi.
Denildi ki:
“İnsanın içine cin girmesi ve cin çıkarmak diye bir şey söz konusu değil. Hiçbir âlimimiz de ne cin çıkartmakla ne de insanların cinleriyle uğraşmıştır…”
 
***
EY! TÜRK GENÇLİĞİ!
Masum yüzlü bir genç.
İzmir’de.
Derdi “Atatürk.”
.
İzmir Marşında söylenen “Yaşa Mustafa Kemal Paşa” sözüne takmış.
Marşın sözlerini kafasına göre değiştirmiş.
.
“Yaşayamadı Mustafa Kemal, öldü” diye değiştirmeye çalışmış, bir b.ka benzememiş.
.
Ülen!
Sevmeye bilirsin,
Saygı da duymayabilirsin.
Eyvallah.
Ama öylesine berbat bir şey yapmışsın ki,
Hiç sevmeyen adam, Mustafa Kemal’i sevmeye başlar senin yüzünden.
.
Devam etmiş sonra:
“Kim ki, Mustafa Kemal’e inanıyorsa bilsin ki o ölmüştür. Kim ki, Allah’a iman ediyorsa bilsin ki o Hay’dır ölmez…”
.
“Yaşa Mustafa Kemal Paşa” cümlesini anlam yüklemeden bire bir alan bir kafa, zaten böyle anlar:
“Yaşayamadı Mustafa Kemal, öldü…”
.
Bu zihniyet tamamen “Vahabi” zihniyetidir.
.
Cümlelere mecaz anlam yüklemezler.
Neyse o…
.
Misal:
“Allah’ın eli insanların üzerindedir” cümlesinin açılımı yoktur.
Manası yoktur.
Yazdığı gibi kabul ederler.
.
Burada da “Yaşamak” kelimesini bire bir aldığı için “öldü” demek istiyor genç adam.
.
Ancak,
O yaşadığı için sen oradasın,
O yaşadığı için bunları söyleyebiliyorsun,
O yaşadığı için bu platformu kullanabiliyorsun.
.
Tüm bunları masum yüzlü gence anlatmak kolay değil.
Beyin artık başka yönlere dönmüş.
Tekrar toparlaması zor olacak gibi.
.
Ne diyeyim?
Atatürk’ün beklediği gençlikten çok uzakta.
“Ey! Türk Gençliği!” diyerek hitap ettiği genç, bu değil.
Yapacak çok işimiz var…
 
***
YÜRÜYEREK ATARIM
Transfer sezonu açıldı.
Haberlerini izliyor musunuz?
Ben gazetelere bakarken, spor sayfasına geldiğimde bakıyorum.
Ne de olsa tuttuğumuz bir takım var, onun iyi transfer yapmasını bekliyorum.
.
Ancak başlıklara bakınca okuduğum, “Anlaştı…” kelimesinden nefret ediyorum
.
Dünyaca meşhur oyuncunun flaş başlıkla verilen haberini heyecanla okuyorum.
Haberin devamına bakıyorum ki futbolcunun haberi bile yok.
Daha gidilecek, teklif edilecek.
.
Şimdiye kadar bu gazete başlıklarında Beşiktaş, Fenerbahçe ve Galatasaray’a gelen futbolcuları saysam, 15 tane takım kurulurdu.
.
Yahu haberi okutmak için bu kadar da erketeye yatmayın.
.
Bir de şuna uyuz oluyorum:
“Devlerin peşinde koştuğu golcü futbolcu ile temas kuruldu. Bu futbolcu geçen sezon oynadığı 40 maçta 7 gol ve 2 asist ile oynamıştı…”
.
Lan!
.
O kadar maçı şu halimle yürüyerek oynasam ben bile atarım.
Ne golcüsü?
Adam resmen futbol özürlü.
.
Haberi ise inanılmaz.
“Devlerin peşine düştüğü…”
.
Hangi dev?
.
Adamların golcüleri 7 maçta 40 gol atıyor, bize kakalanmak istenen futbolcu ise 40 maçta 7 gol.
.
Bu işlerde belli ki menajerlerin, diğer arabulucuların ve gazetelerin yüksek oranda çıkarları var.
.
Sonra da “Türk Futbolu neden bu hale geldi?” diye kendimize sormadan edemiyoruz.
 
***
GÜNDEM EKONOMİ
Gündemim birinci sırası seçim filan değil, o çözüm kısmı.
.
Gündem kesinlikle ekonomi.
.
Bu iktidarın başaramadığı bir konu.
Gözlere bakılarak çözülmeye çalışılan,
Kitap yazarak yürütmeye çalışılan,
Sırf akraba olduğu için bakanı yapılan,
“Ekonomi” için bir fıkra yazmadan yazımı bitirmeyeyim dedim.
Buyurun efendim.
İyi tatiller hepinize…
..
Ekonomik bir krize giren firma yöneticileri, personel arasında bir yarışma açtılar.
Buna göre şirketin masraflarında kısıntı sağlayan projenin sahibine 2 bin dolar ikramiye ödenecekti.
Çeşitli projeler arasından düşük gelirli bir memurun projesi beğenildi.
Memur önerisinde şöyle diyordu:
-“Bir dahaki sefere, bu tip yarışmaların birincisine sadece beş yüz dolar ikramiye ödensin!”